Salı, Mart 09, 2010

MEDYÂTİK VÂİZ...

"Medyâtik vaiz"lerden şikâyetlenen Türkiye'nin en büyük medyâtik vaizi; "Çünkü insanı yıkmak, o gönlü yıkmak bambaşka. İleri gidiyorum, o Kabe'yi bile yıkmakla mukayese edilmez. Bu kadar önemli." diye buyurdular, son vaazlarında!
CHP oylarının yükselişte olduğu bu günlerde, provokatif-medyâtik bir eylem olduğu apaçık belli olan çarşaf yırtma gösterisi üzerine verildi bu vaaz!
Ümraniye Bombaları diye başlayıp sonradan Ergenekon'laşan, Balyoz'laşan, şekilden şekile, sıfattan sıfata sokulan; emekli, doktor raporlu hasta, bastonlu aksakalların, delikanlılık yıllarında yapmayı hayâl ettikleri darbeler suçlamasıyla bütün çeteciler tutuklu olmasa, onların işi diyesi geliyor insanın!
Ya da bu kere îmanlı senaristler, "Doğu Çalışma Grubu" görevlileri provakatörler ya da ücretli oyuncular iş başındalar!
Da! CHP ve solun siyâseten parlayan yıldızı Kılıçdaroğlu'nun Güneydoğu'da açıkladığı, CHP Genel merkezi'nin yalanladığı "Genel af"fı nereye koyalım?
AKP'nin ayrı, CHP'nin ayrı çalışma grupları mı var?
O kadar karmaşık, o kadar gündem edilen boş işler var ki sıraya koymak, hepsine yer ayırmak mümkün değil. Gazetenin tamamı bize tahsîs edilse yetmez!
Medyâtik Vaiz'in; "Kâbe yıkmaktan beter." diye vazettiği gönüle, insana dönmek istiyorum. Bu gönül, bu insan, nasıl oluyorsa Başbakan muhatap olduğunda başkalaşıyor! Bu, insan inciterek Kâbe'yi yıkmak, Medyatik Vaiz Başbakan söz konusu olunca asla, kat'a geçerli değil! Ya da; "Ananı da al git!" diye hakâret edilen vatandaş, "Gözünüzü toprak doyursun." diye fırçalanan çiftçi, "Askerlik yan gelip yatma yeri değil!" diye azarlanan şehit aileleri, "Yetim hakkını onlara yedirmem!" diye gaspçı, dolandırıcı diye tarif edilerek kış günü tazyikli sulara, coplara, gaz bombalarına maruz bırakılan Tekel İşçileri, "kelleler" ve yakınları, intihar eden Üstün Hizmet madalyalı kahramanlar ve aileleri, eczacılar, bakkallar, gazeteciler, köşe yazarları velhâsıl "Medyatik Vâizimiz"e muhalif olan hiç kimse, insan değil! Onları incitmek, onların gönüllerini yıkmak, AKP'li olmayan bu kâfirleri rencîde etmek başka! Başkadan da öte, demokratik hak!
Hakkında konuşulması, yazılması, muhalif kalem ve basına yasak olan süren mahkemeler hakkında da "Meyâtik Vâizimiz"in ayrıcalığı var! Sadece onun mu? Yakınlarının yandaşlarının konuşmaktan öte yargıçları, savcıları televizyonlardan tavsiyelerle yönlendirme hakları da var!
Kuruluş parasının Avrupa Deniz feneri e.V'den transfer edildiğini Avrupa mahkemelerinden ve basından öğrendiğimiz bir televizyonda, İmam Hatipli Cumhurbaşkanı'nın çok yakın arkadaşı bir köşe yazarı, iki isimle yazması yetmezmiş gibi birde emeğinin karşılığını çok mütevazı ücretlerle alarak ekrandan hâkim ve savcılara tavsiyelerde bulunuyor! Bir başkası, kaşını, gözünün rengini, boyunu, kilosunu ve açık adresini verdiği ama adını vermediği Paşaları işâretle ihbar ediyor!
Gizli Tanık ûnvanlı, amerikan filimleri kahramanları, yandaş basın ve medyaya göre; CHP'lilerce Ankara'ya kaçırılmış, 40.000 liradan başlayıp 200.000 liraya kadar yükselen para teklifleriyle, tehditlerle ifade değişmelerine uğraşıldığı anlatılıyor, yazılıyor!
Muhalif ve tarafsız bir-iki gazete ve televizyona göre ise; nasıl gizlilikse "Gizli Tanık"ların yedi sülalesinin, adlarının, adreslerinin, özellikle deşifre edildikleri, ifadelerini alan savcı ve başkaları tarafından va'dedilen hiç bir şeyin yapılmadığından şikâyetleri, hayatlarından korkuları, gazete-gazete, televizyon-televizyon dolaştıkları, intiharı düşündükleri anlatılıyor!
Nasıl tanık ve hem de "Gizli Tanık"larsa, ilk ifadelerini alan Erzurum Savcısı tarafından; "Bir an önce ifâdelerinin alınması yoksa ifâde değiştirebilecekleri" şeklinde tarif ediliyorlar! Adamların "Gizli Tanık" mı, yalancı şahit mi oldukları meçhûl!
Bir başka konu; Türkiye'yi yasa boğan Elazığ Depreminden sonra gûya muhalefet yapanlar, depreme dayanamayan kerpiç evlerden de AKP'yi sorumlu tutmak üzereler nerdeyse! Aynı mantığın zıddı, Düzce depremi'nde başka sebepler açıklamıştı! Yandaşını muhalifini alıp birbirine vurmak lâzım aslında!
Devletime geçmiş olsun, milletimin başı sağ olsun. Afetzedelere Allah güç ve sabırlar versin. Allah(c.c.) devletimize de zevâl vermesin...
"VE TEVEKKEL A'LALLAH"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: