Salı, Mart 16, 2010

"MERD-İ KIPTÎ"LERE ROMAN AÇILIMI!...

Açılımı açılıma ekleyerek, halklara ayrıştırarak milletliğimizi dolayısıyla devletliğimizi tahrîp operasyonları devam ediyor!
Bir kaç gün önce Başbakan'dan "Kıptî"ler adına bir özür istemiştik! Halkları toplayıp milletleştiren Türk Milleti olarak Roman Kardeşlerimiz adına bu bizim hakkımız! Israrımda ısrarcıyım! Hz. Peygamber(s.a.v.)'imiz'e; "Ya Resûlallah, hangi millet iyidir?" diye sorarlar. "Her milletin iyisi, iyidir." buyururlar.
Her insanın kendine yakışanı yapacağı ve milletlerin de fertlerden oluştuğu gerçeğinden hareketle her millet te kendine yakışanı yapar, der-geçeriz millet vakarımızla. Lâkin, taraftar-muhalif entellerin tamamının atladığı bir acayiplik var! Son günlerde, hatta son kavga günü Meclis'te, "Daha fazla demokrasi, teröristlere daha fazla demokratik hak, bölücülere açılım" v.s. sloganlarıyla ayrıştırılmak istenen milletten birine, hakâret edildi, aşağılandı ve ne onlardan ne de demokrat maskeli, halkçı yandaş yalakalardan tık çıkmadı! "Merd-i Kıptî, şecâatin arz ederken sirkâtin söyler." miş!
Milleti, alt kimlik(!)lerle parçalamak ve her parçaya daha fazla demokratik hak vermekle görevli "Eş Başkan" Başbakan, bu sözü çok kullanır! Son olarak; "İkinci Peygamberimiz gibi!..." sıfatının ifşâsına cevap için çıktığı kürsüden de gürledi: "Çingene'nin merdi, büyüklüğünü gösterirken hırsızlığını söyler."miş! Bu özelliğini Başbakan'ın defalarca söylediği Romanlar
için açılım toplantıları var! Garibim Kibariye de Başbakan'ın bu sözlerinden yada sözün
anlamından haberi olmadığı için çok sevilen samîmiyetiyle methiyeler dizip alkış vuruyor!
Başbakan ve Haçlı Batıya göre; hırsızlara, katillere, bölücü yasa tanımazlara istenen "daha fazla demokratik hak"; bölücü olmayan, mahallelerine giren PeKaKa'lıları püskürten, devlete sâdık, milletleşmiş Kıptîlerimize, Çingenlerimize, Roman Kardeşlerimize gerekmez! Çünkü hırsızlık ta dahil bütün -demokratik- aşağılık suçlar sadece bölücülere serbest! Çünkü onlar için ABD'nin, Haçlı Birliği AB'nin dayatmaları var!
"Merd-i kıptî"yi sirkatiyle tarif eden Osmanlı'nın; "Kürt'ten evliyâ/Koyma avluya/Ya samıyı götürür/ Ya da samı bağını!" diye bir tarifi de yok mu? "Yeniden Osmanlı"cıların, Osmanlı mîrası tariflere farklı yaklaşımlarını, farklı "açılım" uygulamalarını, nasıl algılayalım? Huzûr bozucu, bölücü, yasa tanımaz cânîlere, hırsızlara AB istiyor diye nerdeyse sokakta dokunulmazlık verilmişken Kıptî (Çingene/Roman) vatandaşlarımız, bütün güzellikleriyle hamâsî hakâret malzemesi öyle mi?
Gürcüler Başbakan, soyu ve etnik kökü -sistem gereği- sorulmayan herkes millet vekili, bakan, müsteşar olur ama "Merd-i Kıptî"nin şecaati sadece nutuklarda sirkâtiyle kalır öyle mi?
Bu demokrasi denen ithal, "amaca ulaşmak için binilen, gereken durakta inilen tramvay" tarifli baş belâsı; sadece âsîlere, işbirlikçilere, Devlet-Millet hainlerine mi lâzım?
İki kere BOP Eş Başkanı'nı Başbakan eden, "Ne mutlu Türk'üm diyene." diyenler adına, Kıptî kardeşlerimizden, bir daha ÖZÜR DİLİYORUM!...
Bir oya bile muhtaç görünen Tayyip Erdoğan'ın, ilk kullanacağı kürsüde "Merd-i Kıpti"lerden özür dilemesini de ısrarla bekliyorum!
Öfke de bir hitâbet şekli ya! Hâtip irticâlen karakterini yansıtan sözler söyler ya! Muhalefetten önce, "açılım"cı AKP'li vekillerden bu konuda bir hareket beklemek, millet evlâdı Merd-i Kıptî'lerin hakkı değil mi?
Kibariye, kendilerine ısrarla hakaret eden Başbakan'a hak etmediği iltifatları yaparken Erdoğan ve kurmaylarının vicdanları hiç mi sızlamadı?
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: