Pazartesi, Haziran 25, 2007

ÇARESİZLİĞİN ÇARELİĞİ !...

Önümüzde seçim var. Veya seçim olduğu söyleniyor ama, seçim heyecanı -asla- yok!
İşin doğrusu, seçim diye dayatılan bir seçimsizlik var.
Kurulu sayılan bütün partileri söz konusu yapsak, 60 kişi; etkili gösterilmeye çalışılan partileri söz konusu yapsak, 5-6 kişi yetmiş beş milyon nüfuslu dev bir ülkenin, demokratik hakkını gasp ediyor. Ve gasp edilen hakkın karşılığında da; "Benim tesbit ettiğim bu 'Yol Arkadaşlarıma', sandık başına giderek göstermelik bir 'Evet' deyin." diye dayatma var.
Bunun adının demokrasi olmadığını; bu dayatmayı yapanlar da, dayatılanlar da biliyorlar ama millet olarak tepkisizleştirildik ya, "Patronlardır, ne yapsalar yeridir!.." mantığıyla demokratçılık oynuyoruz ya!...
Mevcut iktidarın, ana muhalefetin, iktidar ve ana muhalefete muhalif olduğunu söyleyen MHP'nin ve DP'nin seçim beyannamelerine bi zahmet dikkatlice bakalım. Aslında dikkate de gerek yok. Sadece baksak ta yeter.
AB ve ABD konusunda, hepsi farklı cümlelerle aynı şeyi söylüyor!..
Ekonomi kosunda, IMF ve Dünya Bankası uygulamalarında ve özelleştirmede hepsi yine aynı şeyi söylüyor!..
ABD ile müttefiklik konusunda, hepsi müttefik!..
Hepsine göre milliyetçilik tehlikeli!.. Sıkıştıklarında hepsinin can kurtaran simidi, Muhteşem Türk Atatürk!..
Hepsine göre "Üniter Devlet" korunmalı ama hepsinin uygulama ve seçim toplantılarında, üç beş oy daha alabilmek uğruna verilmedik taviz yok!..
Türban maskesiyle saklanılan baş örtüsü, hiç birinin meselesi değil!..
Okullardaki ahlak çöküşlerini atlayarak, -benim öğretmenliğimden hatırlarım- uygulamalı Din Kültürü ve Ahlak Dersleri için ayrılmış yere, irtica kaynağı diye saldırmakta hepsi müşterek!.. Ve hepsi de, hele iktidardaki de "Dindar Cumhurbaşkanı" isteyebilecek kadar dindar!..
Hiç birinin din diye bir meselesi yok ama hepsi Allah(c.c.) adıyla milleti kandırmakta mahir!..
Milletin bağrını yakan, göz pınarlarını kurutan Şehitlerimizin cenaze törenleri; hepsi için siyaset meydanı!..
1971 yılında, malazgirt Zaferi'nin 900. yıl dönümünde, Malazgirt'te, şairi tarafından ilk kez canlı okunan ve topluca okutulan Malazgirt Marşı'nın nakaratı olan "Ya Allah, Bismillah, Allahü Ekber" sözleri; -AB rahatsız olmasın diye- siyaseten yasaklanmasına rağmen, şehit cenazelerinde getirilen bu tekbirleri, bu sloganları, bu partilerin hiç biri paylaşamaz!..
Hepsinin değişmez sloganı; "Aman Parçalanmayalım." !..
Hepsinin, kandırmada birinci sırada kullandığı vaat, "Hesap Soracağım." !..
Hepsinin hayalindeki tek şey, dokunulmazlık zırhına bürünmek!..
Be mübarekler!
Bu milleti parçalayan, sizsiniz.
Bre mübarekler!
Bu milletin mukaddeslerini siyaset malzemesi ederek, milleti incitenler sizsiniz.
Be mübarekler!
Şu anda en gerçek anket sonucu; bütün milletin, siyasilerin tamamına yani hepinize olan güveninin bittiğidir.
Bre mübarekler!
Millet, artık sizden yüz çevirdi.
Yok aslında birbirinizden farkınız. Ve tamamınız; millete aptal muamelesi yapmakta yarıştasınız. Ve vallahi millet sizin tavrınızın da, kendisinin size koyacağı tavırda da kararlı. Kimin veya kimlerin aptal olduğu, sandıktan çıkacak ve belli olacak...
Çaresizlikten sandığa gideceğiz.
Bağımsız adaylarına oy verenler ve verecekler çok rahatlar. Ama diğer vatandaşların bastığı her "Evet"te sayısız beddua, sayısız küfür de parafları olacaktır bilesiniz..
Çaresizliği, millete çare diye dayatanların akıllarını da -Allah nasip ederse- ilk yerel seçimlerde başlarına getireceğiz...
Çünkü o seçimlerde, hiç bir adayın; genel başkan adındaki despotlardan icazet almalarına gerek kalmayacaktır.
Bu vaadim de, bu tenkidim de, bu tehdidim de; çaresizliği çare diye dayatan çaresizlik tacirlerinin tamamınadır.
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN