Pazar, Haziran 10, 2007

DESPOT DEMOKRAT(!)LAR...

Günlerdir; şu seçim denen illet, seçim diye dayatılan bela, seçim diye dayatılan seçimsizlik, gündeme geldi geleli takıldım demokrasiye!...
Nedir bu demokrasi?
Nasıl bir şeydir ki bu, herkes darlandığında demokrat oluyor!... nasıl bir güçtür ki bu, en güçlü güçsüzler, onun arkasına saklanır!
Günlerdir, kulakları çınlasın bir refikimin -Yavuz Selim Demirağ'ın- tarifiyle kırmızı ışıkta yazı yazabileceğimi zanneden ben, tek kelime yazamadım!
Natıkam ve düşünce melekelerim, öfkeme yenik düşerek teslim oldular!...
Çaresizlikten Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğüne baş vurdum. Aynen alarak konuşmaya çalışacağım.
demokrasi: Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık
demokrat: Demokrasi yanlısı
Sondan, demokrattan başlamak istiyorum. Demokrat, demokrasi yanlısı. Yani, halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçiminden yana olan demek...
Ve bütün parti genel başkanlarımız da demokratlar tabi! Tamamı, halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçiminden yanalar!
Sıkıldım artık!
Karakterimden şüpheye düşmeye başladım!
75 milyonluk dev bir ülkenin insanlarının kaderinin, 5-6 kişinin iki dudağı arasındaki mahkumiyetine millet itiraz etmiyorsa ben baş kaldırıyorum. İSYAN EDİYORUM!
Başlarım böyle demokratlık diye yutturulmaya çalışılan sahtekarlığa ve başlarım böyle demokrasi diye dayatılan despotluğa!...
Benim tanımadığım, benim tasvip etmediğim, benim asla oy vermeyeceğim birilerini bana seç diye dayatmaya hangi despotizmin, hangi despotun hakkı var?
Ve bu despotizmi de; "Sakın ha! Bölünmeyelim. Memleketi solculara, bölücülere teslim etmeyelim!" şeklinde kamufle ederek, bana solun lillahlarını seçmeyi demokrasi diye dayatmaya hangi faşizmin hakkı var?...
Bana aptal muamelesi yapmaya, hangi güçlü aptalın hakkı var?
Her gün üçer beşer toprağa düşerek, toprağın vatan kalması bedelini ödeyen Mehmetçiklerimin önünde duran hangi gücün, hangi işbirlikçinin, hangi uzaktan kumandalının bana demokrat olduğunu kim söyletebilir?
Vatan elden gitmesin diye bu çocuklarımız, dağlara can veriyorlar demokratlaaaar!
Bu demokratım diyen sahtekarlardan birilerinin, lal olası dillerinden; "her gün mehmetçik şehit olurken subaylar nerede?" gibisinden haince, puştça, şerefsizce sözler çıkmıştı!...
Bu şerefsizlere inat komutanlarımız da şüheda kervanına katıldılar. Allah hepsini cennet mekan eylesin.
Bu kahramanlar, bu yiğitler, başımızı dik tutmak için bağrımıza ateş düşürürlerken; bu lanet demokratlar, bu sahte demokratların çocukları, neredeeee?!!
Biri, çocuğuna çürük raporu alarak askerden kaçırır. Biri, daha önce sahte evraklarla askerlikten kaçmaya çalışırken bile bakanlık yapan bir milli görev kaçkınını yeniden listelerine alarak vitrin yeniler ve demokrat rolüne soyunur. Biri, yıllarca çarpıştığı dağdakileri düz ovaya, siyasete davet eder. Birinin, çoluğu, çocuğu yoktur zaten. Ne askerlikten anlar, ne de asker yolu beklemekten.
Ve bunların hepsi, demokrat! Yani hepsi halkın egemenliği ilkesine dayanan yönetimden yanalar!...
Hadi ordan!
Hadi ordan!
Hadi ordaaan!
İçimden; şu kahpe bölücülerin baraj sistemini delmek bahanesiyle, meclise girip meclisimizde yapacakları rezaletlere seyirci kalacaklarını bildiğim bu sahte demokratlara oy vermemek için, sandıklara gitmeyelim demek geçiyor ama, aynı yolla bu despotlara baş kaldıran bağımsız adaylar da var. Onlara kıyamıyorum...
Ama, demokrasi arkasına saklanan bu despotların tamamını milletime şikayet etmesem de çatlarım...
Haaaa! Bu arada, demokrat olmadığımı, bu despotların demokratlığından Allah'a sığındığımı, bir daha hatırlatayım.
Bu demokrat olmayan ve olamayan demokratlarımız; alsın demokrasi diye dayattıkları, bu hiç bir şeye benzemeyen sistemi başlarına çalsınlar!...
Hadi milletim seçimsizliğe, sandığa!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN