Çarşamba, Haziran 27, 2007

HELE BİR YAĞMUR YAĞSIN...

Bize bir şeyler oldu!...
Birbirine can pahasına, kan pahasına, kardeşlikten daha ileri Ülküdaşlık bağı pahasına bağlı olan bizlere, bir şeyler oldu!.
Birbirimizi dinlemiyoruz!..
Birbirimizi dinler görünüp, hepimiz aklımızdakini söylüyoruz!
Biz, birbirimize bu kadar mı güvensizdik?...
MÇP-MHP tabela kavgalarında; Başbuğumuz Alparslan Türkeş'e rağmen bir araya gelenler, şimdi "Bahçeli MHP'nin Bahçevanı'na karşı bir araya gelemediler!
Yapmayın Allah aşkına!
Yapmayalım Allah aşkına!
Bahçeli MHP'nin Bahçevanı'nı iktidara taşırsak, vallahi farklı bir şey olmayacak!
Bunu aklı kesen-kesmeyen her kes biliyor!
Hani; "Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin; her şey Türk'e göre, Türk tarafından, Türk için." di!...
Hani; "Rehberimiz Kur'an, hedefimiz Turan." dı!...
Başımıza çuval geçiren, gözümüzün önünde camiye kaçıp sığınan Müslümanın kafasına camide kurşun sıkan, okyanus ötesinden bize komşu gelen, işgalci ABD ile işbirliğine soyunan, bütün partiler, bütün kişiler millete ve devlete ihanet içindedirler!
Bir zamanlar; "Benim katilim, senin katilin" dedirttiler bize!
Daha sonra; "Benim hırsızım, senin hırsızın." dedik, hemde acayip savunmalarla!
Siyasette; "Benim adamım, seni adamın." oynattılar bir süre! Bu oyun oynanırken kimse, birilerinin adamı olduğunu fark edemedi bile!
Şimdi en korkuncuna gidiyoruz!
Şimdi; "Senin hainin, benim hainim!" yarışına girmek üzereyiz!
Bu memlekette ABD'ye kafa tutamayan siyasetçi, Türk Milliyetçisi değildir. Atatürk'e sadık değildir. başbuğ'a sadık değildir. Samimi değildir.
Bu memlekette; adlarını AB koyan Haçlı ile birliğe soyunarak geçmişlerini inkar edenlerden, millete sadakat olmaz!...
Bu memlekette; yalancıdan, talancıdan, hortumcudan, askerinin başına çuval geçirttiği söylenenlerden, memleketin en aktif gençliğini eve hapsedenlerden, 12 Eylül'de Ülküdaşlarımıza işkence edenlere liste birinciliği verenlerden, bize vallahi hayır gelmez!...
Millet vekili adayı falan değilim.
Her hangi bir partinin genel başkanlığına da aday değilim. Kimsenin mevkisinde ve makamında da gözüm yok hamdolsun.
Ve ben fakıri tanıyanlar bilirler, Allah(c.c.)ım'a yeminler ederimki, hayatım boyunca kimseden davacı olmadım ve hayatım boyunca şahsi kavgam olmadı.
Hiç bir ülküdaşımı terk ettiğim veya hiç bir ülküdaşıma zerre kadar zararımın dokunduğu olmadı.
Devlet bahçeli ile olmaz dedim! Israrla olmaz diyeceğim!
Olmadığını, her kes söyledi. Ama ben sadece olmaz derken, küfredenler şimdi onun yanında ve ateşli taraftarlar!
Şimdi Devlet bahçeli'nin yanındakiler ülkücü, diğerleri hainler!
Allah sorsun!...
Ülkücülüğü sohbet götüren birileri için, kırk yıllık ülküdaşlarından vaz geçebilenlere, Allah(c.c.); akıl, izan ve vicdan versin.
Bir daha söyleyeceğim: Vallahi de, Billahi de, Tallahi de Devlet Bahçeli'nin hiç bir ülküdaşımız üzerinde zerre kadar hakkı yoktur. Ama bütün ülküdaşlarımızın onun üzerinde hakları vardır ve bütün ülküdaşlarımızın birbirlerine kırk yıllık vefa borçları vardır.
Kırk yılı, kırk yılın hatırını bir kalemde silebileceklerle elbette işimiz olamaz. Ama vefalı, cefalı Ülküdaşlarımız için susukunluğumuzu başka yorumlayanları da; önce o kırk yıllık ülküdaşlarımızın vicdanlarına sonra da kendi akıllarına ve varsa vicdanlarına havale ederim.
Allah(c.c.) nasip ederse, seçimlerden sonra; nadim olanlar ve öfkeden kuduranlarla bir daha sohbetler edeceğiz!...
Umarım kimse, bendeniz de dahil gününden önce konuşmakla, yaptıklarımızdan utanmayız!
Allah(c.c.), utanır yüzleri korur bilirim.
Biz sustukça üzerimize gelerek bizi tahrik ettiklerini zanneden yağdanlıkların, utanır yüzleri olmadığını biliyoruz. Şimdi bizi tahrike soyunanlar; bir zamanlar bizi incitmek için Devlet Bahçeli'ye küfrederlerdi!...
Yağmur yağdıktan sonra yarıkların kapanmasına bu kere Vallahi izin vermeyeceğiz!
Hele bir yağmur yağsın...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN