Cuma, Haziran 22, 2007

İNSAN HAKLARI DA VARMIŞ!...

"ANKARA(ANKA)- Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda yapılan değişikliklerin gündeme gelmesinden sonra keyfi gözaltı, işkence ve kötü muamele iddialarında artış yaşandığını bildirdi."
Basına ve internet gruplarına düşen haberi, olduğu gibi aldım...
Yasalarımızda AB ve ABD istiyor diye yapılan değişiklerle, "Taşları bağlayıp köpekleri başıboş bıraktınız." diye feveranlar etmiştim.
Gözümüzün önünde olan kavgalara, polisin yetkisizlik nedeniyle müdahele edemediğini yazmış, bağırmıştım.
Polisin yakaladığı kapkaççının; polisi ölümle tehdit ettiğini, aradan geçen bir kaç ay sonra serbest bırakılan kapkaççının, kendisini yakalatan özel güvenlik görevlisini öldürdüğünü anlatmıştım, naralar atmıştım...
Bu söylediklerim, Ankara'da olanlardı. İstanbul'da, İzmir'de, metropollerde işlenen suçları ve polisin -mecbur bırakıldığı- acziyetini de hepimiz hatırlarız.
O zamanlar bu TİHV (Türkiye İnsan Hakları Vakfı), neredeydi?...
Yaşlı insanlarımızın bir kaç liralık birikimleri yüzünden öldürülmelerinde, sokaklardaki tacizlerde, sokaklarımızdaki kapkaç cinayetlerinde, evlerine giren hırsızlar tarafından katledilen masum ve kanunlara saygılı insanlarımızın katledilmelerinde neredeydiler?...
Tamam!
Kantarın topuzunu kaçırmasınlar! Ama hırsızın, uğursuzun, şerefsizin, babacılık oynayan kanunsuzların önünde de süklüm-püklüm kalmasınlar!...
Karakolda veya cezaevinde intihar edenlere, Allah(c.c.) rahmet eylesin. Allah(c.c.), taksiratlarını affetsin de bu adamları polis neden aldı acaba
Bir zamanlar; "Camiden mi getirdik?" diye sorarlardı. O zamanlar, camilerin ve cami cemaatlerinin belli bir saygınlıkları vardı. -Dincilik, İslamcılık, Allahçılık oynayan takıyyeciler sayesinde- artık camilerden de alabilirler, şaşırmam!...
Şimdi o intihar ettiği söylenenleri, acaba polis evlerinden mi aldı. Ve akıllarına; "Şu ışığı yanan eve girelim ve uyanık kimse varsa alalım ve öldürelim." gibi bir psikopatlık mı geldi?!...
TİHV'misiniz nesiniz?
Ya susun! Ya da susun!
Polise karşı, mehmetçiğime karşı, güvenlik güçlerimize karşı; suçluyu, adiyi, bölücüyü, şerefsizi savunmaktan vaz geçin!
Ve susun!
Yoksa bilesiniz ki milletin de sabrının bir haddi var ve sizler bu sınırı artık zorluyorsunuz! Susmazsanız bu millet sizi bir daha konuşamayacak şekilde susturur.
Suç makinelerinin, şerefsizlerin, ırza tasallutçuların, vatan hainlerinin, PKK'lıların insan hakları var, ama bu psikopatlarca katledilen, huzursuz edilen, gasp edilen, soyulan, taciz edilen, tasallut edilen kanuna saygılı insanların, insan hakları yok değil mi?
Sizin gibi ucubelerin savunduğu suçlular, insan sayılacak, hakları aranacak ama devletin himayesinde olan vatandaşlarımıza kim ne yaparsa yapsın öyle mi?...
Yeter artık! Yetsin artık!
Sevgili Güvenlik Güçlerimiz;
Güzel Polis kardeşlerimiz, evlatlarımız;
Kendinize biraz mukayyet olun lütfen!
Bu ağızlarının şirazesi bozuklara, bu uzaktan kumandalı yerli iş birlikçilere fazla malzeme vermeyin!
Ve Allah aşkına, o huzurlu ve keyifle dolaşabildiğimiz sokaklarımızı, caddelerimizi bize geri getirin...
Bu suç makineliğini maharet sayan, çoğunluğu da bölücü örgütün uzantıları olan şerefsizlere, bu cennet vatanı cehennem edin!...
Sizden istediğimiz bu!
Sizden beklediğimiz bu!
Hakkaniyetle, adaletle davranırsanız millet olarak sizi, hiç kimsenin, hiç bir siyasal kuvvetin karşısında yalnız bırakmayız!...
Sizin görevlerinize müdaheleye yeltenen siyasilerin işlerine de Allah şahidimiz olsun ki ilk sandıkta son veririz...
Huzuru özledik ve sizlerin sağlayacağınız huzurumuzu sizden istiyoruz...
"İt ürür, kervan yürür."
Sizler işinize bakın ve işinizi hakkaniyetle yapın.
Bu uzaktan kumandalılar, sizlerden şikayetlendikçe bilesiniz ki milletin size sevgi ve muhabbeti artacaktır...
İnsan hakları da varmış öyle miiiiii?!... Sevsinler insanlığınızı ve haklarını!
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN