Cumartesi, Mayıs 05, 2007

BEN OLSAM...

Tanıyabildiğim kişiler arasında parti taraftarlarını,incelemeye çalışıyorum.
Sohpet aralarında sorular yönelterek, mesela; "Neden x partilisiniz?" sorusunu sorduğumda bana enteresan gelmeyen cevaplar alıyorum!...
DYP ve CHP'lilerin en geçleri, 40 ve üzeri yaştan insanlardan oluşuyor. Gençlik genellikle ya partilerle ilgilenmiyor veya ilgilenenler de; BBP, MHP, ATP, BTP ve FP gibi sağ cenahta veya DEHAP gibi, İP gibi solculukla maskeledikleri marjinal söylemleri olan partilerde boy gösteriyor!...
DYP'lilere; "Niye DYP?" diye sorduğumda tamamına yakını; "Demokrat Partinin devamı olduğu ve Süleyman Demirel için." diyorlar. Son yıllarda; "Çiller için." diyen de vardı...
CHP'lilere aynı soruyu sorduğumda; "Atatürk'ün kurduğu parti olduğu ve İsmet İnönü için.." diyorlar. "Ecevit için." diyenler de vardı...
Saadet partililer; " Erbakan Hoca için.." ;
MHP'liler aynı soruma; "Rahmetli Başbuğ için. Dünya Türklüğü ile ilgilendiği için ve Ülkü Ocakları için.." şeklinde cevap veriyorlar.
BBP'liler; Muhsin Yazıcıoğlu için;
ATP'liler; Başbuğun Oğlu'nun partisi olduğu için;
BTP'liler; Pof.Dr.Haydar Baş için..
HYP'liler; Yaşar Nuri Öztük için;
Bu soruyu hangi partiliye yöneltirseniz yöneltin; partili olmalarının birinci etkeni, kurucu genel başkanlar oluyor...
HADEP'lilere sorulduğunda; yasaklar yüzünden Apo diyemediklerinden " Kürtlerin hakkını aramak için..." cevabını alıyorsunuz...
ANAP'lıları unuttum!.. Onlar da " Özal için.." diyorlardı.
Daha AKP'liyim diyene rastlamadım!... Adamlar, beş yıl hükumet ettiler ma henüz partileşemediler. Ciddi bir koalisyon görüntüsündeler!...
AKP'ye oy verdiklerini bildiklerime aynı soruyu sorduğumda onlar da; "Recep Tayyip Erdoğan için" diyorlar..
Bu kez partililere, birinci derecede hasım gördükleri partiyi soruyorum. Aldığım cevaplar, -tek kelimeyle- beni şaşırtıyor!...
HADEP'lilerin, Zana ve yandaşlarının Ülkücü hasımlığını bırakın Ülkücü düşmanlıklarını, anlayabiliyorum.
Ama ANAP'lının, DYP'linin,FP'linin,CHP'linin hatta Recep Tayyip'çilerin, Ülkücü hasımlıklarını, BBP düşmanlıklarını anlamakta zorlanıyorum.
Hani Ülkücülerin ısrarla adresleri MHP olarak söylenirdi!...
ANAP'lılar, bu hale gelmelerinde tek sebep olarak MHP'yi biliyorlar. Aldığı erken seçim kararından dolayı MHP'ye çok kızgınlar.
DYP'liler; Tansu Çiller zamanında da, Mehmet Ağar döneminde de MHP tabanından ne koparabiliriz hesaplarında oldular...
CHP'nin klasik solcuları, klasik solculukları gereği, MHP'ye hasım olmaları gerekirken Bahçeli'ye methiyeler diziyorlar!...
BBP'deki, ATP'deki eski ülkücülerin, MHP hasımlıkları yok. Onlar mevcut MHP yönetimine karşılar ve MHP yöneticiliğini işgal edenlere hasımlar...
En enteresan kızgınlık, FP'lilerde!... Fazilet Partililer, AKP'nin böylesine bir çoğunluk sağlamasında tek suçlu olarak MHP'yi görüyorlar ve gösteriyorlar. Haksız da değiller!...
Sonuçta; hiç kimse 3 Kasım 2002 seçimlerindeki yenilgide, kendilerini ve onun için partili oldukları genel başkanlarını suçlu bulmuyorlar.
Sadece Devlet Bahçeli, seçim yenilgisinin suçunu üstlenerek genel başkanlığı bırakacağını söylemiş ve taraftarları tarafından bırakılmamıştı!... Devlet Bahçeli'nin, seçimler daha netleşmeden yaptığı açıklama yüzünden, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın siyaseti bıraktıkları da unutulmuyor...
Yani suç samur olsa, kimse giyinmiyor!...
Benim de aklıma; Madem bütün partilerin seçim kaybetmesinin tek suçlusu MHP, peki "MHP'nin kaybının hesabını kimler verecek?" sorusu takılıyor... Türk milliyetçiliğini böylesine siyasetin dışına ittirmişliğin hesabını, kim verecek?...
Türkiye'de hala seçmen, tepkileriyle oy kullanacak görüntüsünde!...
Geçmişte, Milli Şef'e gösterilen tepkiyle DP'yi; aynı tepkiye devamla AP'yi; AP'ye olan tepkiyle Karaoğlanlı CHP'yi; ve sonunda da bütün partilere tepki olarak R.Tayyip Erdoğan'ı seçen seçmen, bu kez de AKP'ye tepki vererek bir yana yıkılacak gibi!...
Onlarca yıldır hiç bir araştırmacıyı dinlemeden, tek ulusal basın olan yerel basının hiç bir anketine kulak vermeden sadece tepki vererek birilerini cezalandırmayı düşünen seçmene, aslında kendini cezalandırdığını mutlaka anlatmak gerek!...
Milletin otuz yıldan fazladır dinlediği veya hep dinler gibi göründüğü tek siyasi oluşum MHP idi... Sağcı, milliyetçi ailelerin tamamında bir anket yapılabilse her evde en az bir-iki ülkücünün olduğu görülür. Bu 1970'li yıllardan beri böyledir...MHP, bu yüzden milletin hep ilgi alanında kalmayı başarabilmişti. Şimdi Bahçeli MHP'nin Bahçevanı sayesinde MHP'de yok!...
Bütün bunların yanında sağcısı olsun, solcusu olsun partililerin tamamında, partilerinden bir memnuniyetsizlik var!. her kes, her an bir yerlere gidebilecek şekilde duruyor!...
AKP'nin görünümü daha bir başka!...
AKP'ye oy verenler, son yapılanlar yüzünden AKP'ye kızgınlar!... 3 yıl öncesi, bir yerleri, birilerine kızdıkları için terkederek Recep Tayyip Erdoğan'ın yanına koşanlar, bu kez kızgınlıklarıyla gitmek için eski adreslerine de dönemiyorlar. Çünkü hiç bir adres, bırakıldığı gibi değil.
Her şeye rağmen hala "İnadına Tayyip!" diyenler de yok değil!... AKP, ezici bir çoğunlukla hükümet olmasına rağmen hala partileşmeyi başaramadı!. Bu yüzden de AKP'li diyebileceğimiz taraftarları, hala yok!...
Açıkçası; AKP'deki FP'liler de, DYP'liler de, MHP'liler de en kısa sürede AKP'yi terkedecek gibi duruyorlar...
AKP'ye seçmen kaptıran FP'nin de, DYP'nin de, ANAP'ında eski seçmenlerini, geri alabilme şansları zayıf!... Çünkü AB teslimiyetçiliği ile suçladıkları AKP'nin önüne teslimiyetçilik; anılan partilerin, hükümet ettikleri dönemlerden miras olarak kaldı...
Ne ANAP'ın, ne DYP'nin ne de FP'nin AB karşıtı söylemleri, artık millete inandırıcı gelmiyor!..
Eski söyleminden en kolay dönüşü MHP yaptığını zannediyor. " Onurlu Üyelik" söylemiyle, o da inandırı değil!...
Şimdi siyaseten atağa kalkma zamanı.
ANAP ve DYP; AB'nin yolunu Diyarbakır'dan geçirerek ve dağdakileri ovaya, siyasete davet ederek aynı çayı altında birleştiler. Cumbhurbaşkanlığı seçimlerinde 4 milletvekiline sahip olmayı başaramayan Ağar'la, düne kadarAKP bakanlıklarında arz-ı endam eden Mumcu'nun ne kadar inandırıcı olduklarını, millete sorun...
CHP ve DSP'de tabanın arzu ettiği birleşim; hırçın Baykal olduğu sürece mümkün değil.
Siyasetin başına iki "DB", aşılmaz bela oldular!... Bir DB, soldaki birleşmeye engel; diğer DB, Ülkücü tabanın birleşme çağrısını engelledi de engelledi!...
Şimdi BBP'nin kurmaylarının yapacağı tek iş; ısrarla, Türkiye'nin her yerindeki bilinen kanaat önderi ülküdaşlarının kapılarını çalarak siyasete çağırmak olmalıdır...
Türk Milliyetçiliğini siyaset sahnesinde tek başına taşımaya soyunan BBP'yi hiç bir ülkücünün desteksiz bırakmak lüksü olmamalıdır...
Bu da ne kadarsamimiyetle ifade edilirse o kadar mesafe alınır...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN