Pazar, Mayıs 20, 2007

SİYASETİN DEVELERİ...-2-

Muhterem Dostlar;
Bir Pazar sohbeti yapalım istedim.
"Siyasetin Develeri"ni izninizle bir daha anlatmak ve yine izninizle birilerini de uyarmak istiyorum...
Daha önce yazdığımda -sanırım- zamansız olmuştu!...
Şimdi aday adaylarının partilerin genel merkezlerinde kuyruklar oluşturduğu bu günlerde, "Siyasetin develeri"nin tam zamanıdır her halde...
Hikaye bu ya;
Aslan, eski ve yaşlı aslanın hükümranlığına son vererek kendi krallığını ilan eder. Çok gençtir ve çok güçlüdür. Uzun yıllar krallığı kimseye kaptırmayacak gibidir. Yanına ve yakınına dört kişilik bir kurmay heyeti kurar. Tilki, karga, çakal ve deve artık aslanın birinci dereceden yakın mesai arkadaşlarıdırlar.
Yakın mesai arkadaşlarından tilki ve çakal, etoburdur. Karga da aç kaldığında et yemektedir. Ama deve otoburdur ve bu et yiyenlerin içinde pek rahat değildir.
Aslan avlandığında bir problem olmamaktadır. Aslan avlanıp karnını doyurduktan sonra avdan artanla tilki, çakal ve karga karınlarını doyurmaktadırlar.
Devenin zaten ava ve av etine ihtiyacı yoktur.
Her gün av olsa yine bir problem olmayacaktır. Ama bazan aslan, 2-3 gün avlanamamakta ve tilki ile çakal aç kalmaktadırlar. Karga uçup giderek başının çaresine bakabilmekte ve devede otlayarak aç kalmamaktadır.
Ama çakal ve tilki aç kalmakta ve aç kaldıklarında deveye sulanarak bakmaktadırlar. Deve de bu bakışlardan çok rahatsızdır.
Bir gün bütün saygı ve nezaketiyle aslanın huzuruna çıkar:
- Kralım! Allah size sağlık ve uzun ömürler versin. Sayende rahatım ama izin verirsen ben sulak ve otu bol bir yer buldum. Oraya giderek başımın çaresine bakayım. Der.
Aslan sebeini sorunca;
- Saygıdeğer kralım, siz avlandığınız sürece bir sıkıntım yok. Ama siz bir kaç gün avlanamadınızmı çakal ve tilki geceler bana çok kötü bakıyorlar! Ben de korkudan uyuyamıyorum ve rahatsız oluyorum. Der... Aslan;
- Ortaya aslanlık şerefimi ve krallık onurumu koyuyorum. Ben hayatta olduğum sürece kimseden sana bir zarar gelemez. Sen keyfine bak ve bana yakın yaşamana devam et. Der.
Deve; aslandan aldığı bu teminatla rahatlar ve gerçekten çok rahat bir hayat sürmeye başlar.
Günlerden bir gün, aslan bir gergedan avında, ciddi şekilde yaralanarak döner. Yarası epeyce ağırdır. Yan üstü düşerek yatar...
Bir kaç gün bir şey olmaz. Ama bir gün çakal artık açlığa dayanamayarak tilkiye;
- Ben bu deveyi gece boğazlayacağım. Der. Tilki;
- Akıllı ol! Aslan yaralı ama hala kralımız. Ve deve de onun himayesinde.
Çakal;
- Aslandan izin alırım der ve aslana gider;
- Kralımız, sen yaralısın ve bakıma ihtiyacın var. Biz de avlanarak sana yiyecek getiremiyoruz. İzin verirsen, gece uykuda ben deveyi boğazlayayım. Der.
Aslan çok hiddetlenir. Çakala yaralı da olsa bir pençe vurarak devenin kendi himayesinde olduğunu haykırır.
Çakal, dayağı da yemiş ve morali bozuk bir halde tilkinin yanına gelir ve olanları anlatır.
Tilki;
- Aslandan izin öyle alınmazdı. Hadi şimdi hep beraber deveyi yiyelim. Der ve bir plan yapar. Aslanın dört yakını, tilkinin planı üzerine aslanın huzuruna çıkarlar. Plan gereği önce çakal;
- Kralımız! Senin bakıma ve gıdaya ihtiyacın var. Biz de avlanamıyoruz. Düşündük taşındık ve bir karara vardık. Ben sizin sağlığınız ve arkadaşlarımın da huzuru için kendimi size kurban ediyorum. Beni yiyin. Kalan olursa onu da arkadaşlarım yesin. Der.
Aslan çok duygulanır. Daha bir şey söyleyemeden tilki atılır;
- Hadi oradan! Sen hep leş yersin. Ben sadece kralımın taze avlarından artanı, arada bir de tavuk, hindi falan yerim. Benim etim daha çok yakışır kralımızın midesine. Kralımız beni yesin!.. Der
Bu sefer de karga atılır;
- İkiniz de çekilin! Benim etim azdır, belki size bir şey kalmaz ama aynı zamanda benim etim ilaçtır. Kralımız beni yesin. Der...
Aslan, kendine yakın olarak seçtiği arkadaşlarıyla gururlu ve çok duygulanmıştır. Tam bu sırada deve atılır;
- Hepiniz kenara çekilin!... Hiç birinizin eti, benimki kadar leziz ve çok değildir. İçinizde tek otobur benim. Kralımın ağzına en layık et benimkidir. Kralımız beni yesin. Der...
Aslan;
- Deve kardeş teşekkür ederim ama teklifinde samimi misin? diye sorar.
- Evet kralımız! Sana ve arkadaşlarıma bu canım fedadır. Der.
Ve aslanın emriyle, devenin kendi rızasıyla, çakalla tilki oracıkta deveyi boğazlarlar...
Dedik ya hikaye bu ya!...
Günümüz siyasi partilerinin genel başkanlarının tamamına yakını, krallıklarını ilan etmişler. Tamaına yakını da birer aslanı yenerek krallıklarını açıklamışlar!...
Ama tamamı da bir önceki seçimlerde yani gergedan avında ağır yaralar almışlar. Yeniden ava çıkacak takatları yok. Hepsinin yakınında da hem çakal ve tilki gibi etoburlar, hem karga gibi uçup gitmeye çok müsait leş yiyiciler, hem de otobur, saf siyaset develeri var!...
Bakalım bu yaralı aslanların, kaç tanesi yakınlarındaki siyaset develerine hayat hakkı tanıyacaklar?...
Dedik ya hikaye bu ya!...
Her kese iyi pazarlar. İyi istirahatlar...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN