Perşembe, Mayıs 03, 2007

FELEKLE BARIŞ...

Bir deli rüzgara yüklemek lazım selamı...
Bir deli rüzgara yüklemeli ki hiç düşünmeden dostlara iletilmeli delice...
Bir deli yüreğe vermeli sevdayı. Bir deli yüreğe yüklemeli ki delice, Ferhat'ça delmeli sevdası uğruna dağları...
Suyun durgun akanından, insanın yere bakanından uzak durmalı.
Çok hesaplayandan, hesap adamı olduğunu bile bile en yakınından saklayandan, kendinden başka kimseye inanmayandan uzak kaçmalı...
Kaçmalı derken korkudan değil!
Uzak durmalı derken ürkmekten değil; sadece iğrenmekten, sadece tiksinmekten bu kaçışlar, bu uzak duruşlar....
Sevdanın yalanlandığı, dostluğun insafsızca pazarlandığı, yazık edilmiş(!) bir dünyadayız...
Genellikle dünyaya, feleğe kızılır ama dünyaya da feleğe de insafsız yüklendiğimizi ve yazık ettiğimizi hiç söylemeyiz!
Sıkıntılarda, ezalarda, cezalarda olanlar, feleğe kızarlar.
Kızsınlar daaaa! Refahta, bolukta, keyfte olanlar neden felekle kavgalıdır?
Sıkıntıdaki de bolluktaki de hep feleğe sitem eder. Böyle olunca da benim aklım karışır!.. Bu felek ne menem şeydir? Bu feleğin bir dost bulma şansı asla yok mudur?
Dönmek için aldığı İlahi Buyruk gereği, yaratıldığı günden beri dönmekten başka ne yapmıştır felek?
Yaşayanın hep emrinde, öleni de bağrına basarak onun da emrinde olmamış mıdır felek?
Ne menem şeyse bu felek küsmeyi bilmez midir?
Ekersen ektiğini kat kat fazlasıyla, ekmezsen kafasına göre biiir sürü yaban bitkiyle girmez mi insanlığın, hayvanatın emrine?...
Şimdi ben, birden bire "Bütün insanlık adına felekle barışmak istiyorum." dersem bana itiraz eden çıkar mı?
Canı Azrail alır.Naaşı hoca defneder. Mezarı mevtanın en yakınları kapatır. Felek ne yapar? Hiç bir şey!...
Madem felek bir şey yapmaz, o halde neden kahpedir?!...
Veya milyarlarca yıldır feleğe kahpe diyen insanlık müfteri değil midir?!...
Seven, yürektir.
Hasreti çeken, akıl veya mantıktır.
Acılara dayanan veya dayanamayan candır.
Bu oluşların, bu yaşananların hiç bir yerinde felek var mıdır? Yoktur. Ama yine de kahpe diye feleğe saldırılır!...
Yoksa ısrarlı suskunluğundan, yoksa sabrının fazlalığından mıdır bu feleğe saldırılar?!...
Veya biz insanların, korkaklığımızı saklama adresimiz midir felek?
Veysel'ce karnını yararız kazmayla belle,
İnsanca yüzünü yırtarız tırnakla elle,
Yine de herkesi karşılar o yine gülle, diye mi saldırırız feleğe?!...
-Haşa!- Allah'a sldıramayız çünkü Cehennemi var!...
-Haşa- Peygamberlere saldıramayız çünkü şefaatinden mahrum kalırız!...
-Haşa- Velilere saldıramayız çünkü yardım isteme şansımız yok olur!
Ama feleğin ne cehennemi, ne şefaati, ne de yardımcı olmak gibi bir vaadi yok!...
Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin O sadece felekliğine ve dönmesine devam eder.
Biz de; insanca feleğe kahpe demeye devam ederiz!...
Ve sanırım insanlık olarak biz, feleğe karşı hep ayıp ederiz....
Yani nasıl başarırsak başarır Allah'tan gayrı kimsenin gücünün yetmeyeceğini bile bile, feleğe güç yetirmeğe çalışırız!...
Yaptığımız yanlış mıdır? Evet!
Yaptığımız insafsızlık mıdır? Evet!
Yaptığımızın,yanlış ve insafsızlık olduğunu bilir miyiz? Evet!
Bile bile bu yanlışı yapmaya devam edecek miyiz? Evet!
Çünkü insanız!
Çünkü noksanız!
Çünkü Yüce Yaratan'ın tarifiyle "zalim ne nankör"üz!..
TEVEKKELTÜ A'ALALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN