Çarşamba, Mayıs 09, 2007

KARAR ANI...

Artık karar zamanı...
Artık kimin kime ne diyeceği; kimin kimden niye küseceği;kimin kimden ne beklediği belli oldu...
Kimlerin ülkücü, kimlerin ülkücü geçinen, kimlerin ülkücülükten geçinenler olduğu; hala belli değil diyen çıkarsa ya aklına şaşrım, ya da şüphe ile bakarım!...
Artık herkesin, kendine net sorular sorma zamanı geldi. Kendi kendimize yönelteceğimiz sorunun cevabında saklı herşey!...
Artık herkes sormalı; "Türkiye'nin, Türk Dünyası'nın,İslam Alemi'nin meseleleri beni ilgilendiriyor mu?"
Herkes sormalı; "AB adıyla hristiyan dünyasının, haçlının Türk Devletine uyguladığı ablukaya tepki veriyor muyum? Tepki veriyorsam ne yapıyorum?..
"Herkes sormalı; "Devletimin bağımsızlığı uğruna ne yaptım veya birşeyler yapabilir miyim?..."
Herkes sormalı;"Milletin teşkil olmuş hali olan devletin neresindeyim?...
"Herkes sormalı; "Seçimlerde kullandığım oyumla yetki verdiğim siyasiyi ne kadar denetleyebiliyorum?...
"Herkes sormalı; "Milyon dolarlarla satınalınabilen Dolma Kalemler'in yazdıklarını,söylediklerini ne kadar ciddiye alıyorum?..."
Herkes sormalı; "Okuyor muyum? Araştırıyor muyum? Devletim-Milletim için bir şeyler üretmeyi hayal ediyor muyum?..."
Herkes sormalı; "Artık asayişi sağlamakta sıkıntı yaşayan; kör tuttuğunu... misali yasalara uyanlardan vergi tahsil eden; kırkbin insanımızın katiline yardımcı olsunlar diye Zana ve zağarlarına diplomatik haklar tanıyan; vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan; devletler arasında dostluğun olamayacağını, çıkar ilişkilerinin de pazarlığa tabi olduğunu kavrayamayan; AB'nin kendini kandırdığını anlayamadan vatandaşını hala AB hayalleriyle kandırmaya uğraşan; siyaseten çaresizleştiğinde arkasına saklanarak yok etmeye çalıştığı demokrasiye katleden AKP Hükümeti hakkında ne yapabilirim?..."
Bu soruları, azaltmak veya çoğaltmak mümkün...
Bu soruların cevapları da sorular kadar net olursa millet, meseleye el koydu demektir. Devletimizin zorda, milletimizin darda olduğu bu günleri, biz hazırladık!... Şimdi yanlışlarımızdan, hatalarımızdan dönme zamanı... Yoksa yemin olsun yarın çok geç olacak!... Kerkük, gitti gider!... Kıbrıs; gitti gidiyor!... Anayasamız'ı gitmek üzere yola çıkardılar!... Atatürkümüz nerdeyse hain ilan edilecek!...
Dünün devrimcileri, solcuları, komünistleri, imansızları; yapılan siyasi yanlışları Ordu'nun düzeltmesini isteyecekler!...
İsteyecekler diyorum çünkü Avrupa basını; KIbrıs meselesindeki atılan ek protokol imzasına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin karşı koyabileceğini, yazmış ve söylemişlerdi!...
Bunlar; daha dün Ordumuzu faşistlikle, cuntacılıkla, amerikancılıkla suçlayan insanlarımız!... Bunların; bu, ilk döneklikleri değil ve olmayacak ta!... Bunlar; kişisel rahatlıklarını akıllılık sayabilecek kadar namustan, iffetten, onurdan mahrum kişiler!... Bunlar; kırk bin insanımızın katili bir caninin İnsan Haklarını savunmaya soyunabilecek kadar insanlık hainleri!...Ve bunların sayıları; iki elin parmakları kadar!...
Bunları ne milliyetçilik, ne devlet, ne bağımsızlık, ne din, ne iman, ne ırz, ne de namus ilgilendirmez!... Bunlarda kahramanlık'ın adı aptallıktır!... Bunlar; yaşadıkları zamanın en kuvvetlisine kuyruk sallayabilecek kadar kancıktırlar!...
Bunlarda hamaset olmaz!... Bunların tarifi egoisttir, çıkarcıdır!... Bunların tarifi, haindir!... Artık bu memleketin hainleri, bellidir... Hainlerin, şer odaklarının, milli-dini duyguların hasımlarının söylediklerinin tersini yapmak ta akıl gereğidir...
AB, ABD, Haçlı; yeni oyunlar tezgahlanaktadır...
Kendimize attırdığı imzalarla, elimizi-kolumuzu bağlıyorlar!...Veee biz; olanları aymazlıkla izliyoruz sadece!...
Aklımızı başımıza toplamamız lazım...Bu halimizde devam edersek; kayıplarımızın telefisi, oldukça zorlaşır diye endişeliyim!...
Bu hariciye ile, bu ekonomi ile, bu iç siyaset ile korkarım bağımsız devlet tarifimizi kaybetmek üzereyiz!...
Uzaktan kumandalı yaygın basının yönlendirmesiyle, siyaseten yapılan hataların telafisini, Ordudan bekleyemeyiz!...
AKP'li Vekiller'in tamamının dikkatini mecliste görüşülecek olan seçim kararlarına çekmek isterim. Artık isteseler de istemeseler de sandıklar yola çıktı. Bu millet, kendine yapılanların hesabını soracak.
Şimdi millet vekillerine mecburi bir fedakarlık düşüyor. AKP'li vekillerin çoğu, yeni listelerde olamayacaklar. Bunun kendileri de farkında ama yine de bazı acabalara sığınmaktan vaz geçemiyorlar. Vaz geçin o acabalardan! O acabalardan size fayda yok! Çünkü sizler, teslimiyetinizle beş yılda Recep Tayyip Erdoğan ve ekibine vereceğiniz hizmeti verdiniz. Artık sizinle işleri kalmadı. Yerinize yenilerini monteye başladılar bile...
Bari sizler, gider ayak son kez bir silkinin ve kendinize gelin.
Sizleri son kez kullanarak yaptıracakları tarihi hatalara imza koymayın. Zaten imza da atmıyorsunuz sadece; "Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir." şeklinde anlık gösterilere ortak sayılıyorsunuz!...
Son bir kaç gün, kendiniz ve vicdanınız adına bağımsızlığı deneyin. Artık bu sistemle ve devletle dövüşmeyi; devletle dövüşürken de demokrasiyi silah olarak kullanmayı maharet sayanları, biraz kendi hallerine bırakın...
Çünkü artık karar anı...
TEVEKKELTÜ A'ALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN