Cuma, Mayıs 18, 2007

BU DA BENİM ANKETİM !...

Demokrasi arkasına saklanarak demokrasiyi arkadan hançerleyenler, yeniden mazlum rolüne soyundular!...
Hani memlekete istikrar gelmiş miş te!...
Hani memlekette hortumculardan ilk defa hesap sorulmuş muş ta!...
Hani demokrasi adına ilk defa "Genel Kurmay Başkanı, başbakana bağlıdır." diyerek kabadayılık yapılmış mış ta!...
Her şeyi; "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir." şeklindeki Atatürk buyruğuna uyduklarını söyleyerek, mecliste seçtiremedikleri "ABdullah" Gül'ü -millete değil- halka seçtirerek halledeceklermiş miş te!...
Ama birileri önlerini keserek bırakmıyormuş muşta!...
Erken seçim istemek vatana ihanettir deyip, sonra köşeye sıkışınca çaresizlikten erken seçime gitmek ise mazlumlukmuş ta!... Vesaire, vesaire...
Bu demokrasi arkasına saklanan demokrasi takıyyecileri; aylar önceden Genel Başkanları ve -maalesef- Başbakan'ın ağzından; "Ellerine bir çelik çomak verdik oynuyorlar." diye Cumhurbaşkanlığı seçimini çelik-çomak diye tarifleyerek hem milleti, hem de Devletimizin en üst makamını alay konusu ederken, başına gelecekleri bilmiyor muydu?...
Bu milletin; devletine, cumhuriyetine, ordusuna sahip çıkacağını bilmiyor muydu?...
Bu adamlar, millete bu kadar mı yabancıydılar?...
Sadece bunlar mı?!. Bunlara öfke oylarının toplanmasına zemin hazırlayan, bir önceki mecliste bulunan iktidar ve muhalefet partileri de, aynı tariflere uymazlar mı?...
Yaz mevsimine girmemizle beraber, Ay-Yıldızlı tabutlarda gene şehitler taşımaya başladık!...
Son şehitlerimizden birinin cenaze töreninde canı yanan bir komutanın feryadını, bu particilik oynayanlaın tamamı duymayacak mı?...
Şimdi hep beraber bu şehit cenazesi haberini, inceleyelim...
Tank teğmen Halil Demirörs'ün memleketi Burdur'daki cenaze töreninde, Burdur Jandarma Alay Komutanı Kıd. Alb. Aydın BACIK, nara-feveran arası bir sesle haykırıyordu.
Kıd.Alb. Aydın BACIK; "Ödettirilecek hesaplara Halilimin hesabı da eklenmiştir. Teğmen Halile mayın pususu kuracak cesareti, önünde, ardında, yanında kim ve hangi güç olursa olsun bulamamalıydılar.
Fark ettirmeliydik Halilimin yaşama hakkı olduğunu; şeyhinin talimatı ile sözde hukuk adına iş yapanlara, yolları Diyarbakırdan geçirenlere, realiteleri tanıyanlara, katillere ovalarda siyaset yaptıranlara. Gelin görün bir Türkoğlu, Türk çocuğunun ocağının nasıl yandığını. Vatan sağ olsun demedi diye garip şehit anasını alkışlayanlar; bakın, duyun ve iyi anlayın"
Bu feryattan ilgililer nasiplerine düşeni almayacaklar mı?..
Dünün başarısızlıklarıyla ödüllendirilen siyasilerinden birinin; "Dün dündür, bu gün bu gündür." tarihi vecize(!)sini, kendilerine şiar edinerek millete balık hafızalı muamelesi takınanlar, bu uyarıdan, bu feryattan bir şey anlamayacaklar mı?...
Gözünü toprak doyuranlar, anasını alıp gidenler, asker ocağında yan gelip yatanlar ve bağırlarına ateş düşmüş şehit aileleri, bunların hesabını yarın sandıkta sormayacak mı?...
Yaygın medya patronlarının, dev vergi borçlarını kuşa çevirerek hortumculardan hesap soran(!) bu delikanlı AKP'liler, milletin bu anlaşmalardan habersiz olduğunu mu zannediyorlar?...
Geçenlerde bir TV kanalında yedi siyasi partinin temsilcileriyle ilk kez bir seçim sohbeti yapıldı.
Katılan bütün siyasi parti temsilcileri; BBP Genel başkan Yardımcısı Mustafa Çalık karşısında sus-pus kaldılar. Bu başarılı sohbette Sayın Çalık'ın kişisel başarısının payı elbette yüzde seksendi. Yüzde doksandı. Ama diğer partililerin tamamının sohbette dahi başarısız oluşlarının sebebi, milletçe de bilinen ayıpları değil miydi?...
Hangi parti mensubu ağzını açtıysa Sn. Çalık tarafından bilinen bütün ayıpları sıralandı. Sonunda geçen hükumetin koalisyon ortaklarından birinin temsilcisi; "Bir Mustafa Çalık gösterisi izledik!.." diye siteme sığınmaya mecbur kaldı...
Benim de, bütün partiler bir araya gelse Büyük Birlik Partisine cevap veremeyeceklermiş gibi bir kanaatim uyandı.
Çünkü geçmişi temiz tek parti. Ve millete sunulabilecek en Anadolulu bir genel başkanları var...
Gerçek manada mazlum ama sızlanmayı ayıp bilen, dik duruşlu bir genel başkanları var.
Büyük Birlik Partisi'nin kadrolarından ve bu başarılı hatiplerinden korkarak artık programlara çağırmazlarsa şaşırmam!...
Veya bu programın benzeri bir-iki programdan sonra veya seçim kürsüleri kurulduktan sonra siyaset fotoğrafında ciddi değişimler olabileceğini zannediyorum...
Bu milleti, sadece öfkeleri yüzünden başlarına bela ettikleri AKP afetinden kurtarmanın tek yolu Muhsin YAZICIOĞLU imiş gibime geldi...
Bu da benim anketim !...
Hadi milletim seçime...
Allah ferasetinizi ve basiretinizi açık eylesin.
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN