Cumartesi, Mayıs 12, 2007

HADİ SEÇİME MİLLET !...

Ya Rabbi! Aklıma ve aklımıza mukayyet ol!...
Bir kaç gündür kızgınlığımdan ne yapacağımı bilemediğim bir Dostum'un "Attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmeyince" aklım bir daha ve acaip bir şekilde karıştı!...
"Bahçeli MHP'nin Bahçevanı" ile, aylar önceden; "Örülü duvardan tuğla istenmezmiş! Duvar benim değilse, duvar bizim değilse başlarım duvar sahibinden ve ben tuğlamı isterim." diyerek ve tuğlamı alıp Bahçeli MHP ile hesabımı kapatmıştım...
"Örülü duvardan tuğlasını alan Ülküdaşlarımı tebrik edecek, almayanlara ise sitem bile etmeyeceğim." diye duruşumu da açıklamıştım...
Bu konuda son sözümü de, tarafımı ve safımı açıklayarak söylemiştim.
Her şeye rağmen Ülküdaşlarım olmalarıyla övündüğüm, varlıklarıyla müftehir olduğum, MHP'deki dostlarımın hatırına "Bahçeli MHP'nin Bahçevanı" ve "Yol Arkadaşları" hakkında bir şey yazmamaya, bir şey söylememeye karar vermiştim!...
Kararıma uyacağım. Ama iki kalemin birer gün arayla yazdığı yazılardan birer paragraf alacağım.
Birincisi:
"......Peki dostlarım, Türkiye çok kötü yönetiliyor diye; “Burası artık benim vatanım değil” deme hakkına sahip miyim?.. O halde kimse “MHP artık benim partim değil” dememi beklemesin. Kendimi bildim bileli ülkücüyüm ve elbette MHP’liyim. Rahmetli Başbuğum’un ve şehitlerimin emaneti olan bu partinin üyeliğine bile değil, sadece ve sadece seçmenliğine talip olduğumu da çok önceden ilan etmişim.Allah nasib ederse, seçmen kulübesine girdiğimde “evet” mührünü, bağrıma taş basarak; “Birleşemediniz, utanın” diye sitem ederek, yine “MHP’nin Üç Hilaline” basacağım. "
İkincisi:
"Bu bahsettiğim yazarlardan birisi de köşesinde yazdığı MHP'ye yönelik seviyesiz yazılarından dolayı, ağır ifadeli yazılarımın muhatabı olmuş kişidir.
Bu malum yazarı biliyorsunuz, BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "onun misyonunu" sürdürüyorum dediği Turgut Özal'ı "Turgut Özal, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra, en Türkçü ve en milliyetçi Cumhurbaşkanıdır." Şeklinde tarif eden birisidir. Hergün MHP'ye saldırma ve zarar verme misyonunu uygulamaya çalışan ve birleşilmesini istediği partinin de MHP'den ayrılırken, Turgut Özal'ın hangi etkilerinde kaldığı kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.Turgut Özal'ı bu şekilde gören bu yazar, MHP'ye yönelik seviyesiz yazılar yazma aşamasından, şimdi de akıl verme aşamasına gelmiştir.
Bu aşamada bile, yaratmaya çalıştığı atmosfer MHP'yi töhmet altında bırakıp, tartışılmasını sağlamak olan bu yazar ve benzerleri, bozan ve bölenin gerçek adresini bilerek yorumlarda bulunmaları daha ahlaki olacaktır."
Aynı kalemden, bir paragraf daha:
"Bu yuvanın adresi olan MHP'nin her değerine, ölçülerine saldırıp, onlara zarar vermeye çalışanların 'birlik ve beraberlik' mesajları vermesini, kim, nasıl samimi görebilir?.........Birlik, beraberlik ancak bu düşünceyi taşıyanlarla gerçekleşir. Bu konuda sicili bozuk olanlar, artık MHP üzerindeki oyunlarını bırakmalıdır."
Alıntı yaptığım ikinci kişi; Bahçeli MHP'nin Bahçevanı'nın haberi olmadan, kendi başına şarkı bile mırıldanamaz. Yani yazdıklarının tamamına yakını, patronunun söyledikleri -hatta duyduğuma göre- dikte ettirdikleridir. Ve ona göre, yani genel başkanına göre; MHP üzerinde oyun oynayan kişinin yaptığı, her şeye rağmen MHP'ye oy vereceğini açıklaması ve bütün yazdıklarını reddederek MHP'ye oy istemesidir!...
Bu yaklaşıma; tenkit ederek, saldırarak, hakaret ederek karşı çıkmanın Allah aşkına bir mantığı var mıdır?... Kendine oy vereceğini, bütün millete açıklayan birine saldırarak, oy alıp seçim kazanmak mümkün müdür?...
Şimdi ilk paragrafın sahibi ve dostum Sevgili Servet Kabaklı'ya bir çift sözüm olacak;
Sevgili Servet Kardeşim, Bahçeli MHP'nin Bahçevanı'nın seçim kazanmak gibi bir düşüncesi asla yoktur. O'nun düşüncelerini aylar önceden sen de açık yüreklilikle söylemiştin. Bu düşüncenin sahibinin ve yol arkadaşlarının; asla senin gibi "Ülkücüyüm" derken tüyleri dikenlenenlerin oylarına ihtiyacı yoktur!...
Seni tanır ve bilirim. Bilirim ki sözünün erisin. Ve bütün bu yazılanlara rağmen sadece açıkladığın için MHP'ye oy vereceksin!...
Allah aşkına şunu açıklamanı bekleyeceğim. Oyunu vermeden önce yaşayacağın sıkıntılarını, çekeceğin azabı açıklar mısın? Zaten açıklamışsın ama bir daha lütfen!...
Senin vereceğin o mukaddes oyunu ise ben, senin adına şimdiden helal etmiyorum...
Sen biliyorum ki, benim açıkladığım safıma itiraz ettin!... Ben de şimdiden, gününden aylar önceden senin oyunu helal etmeyerek itiraz hakkımı kullanmak istiyorum...
Sen oyunu için kan ağlayarak ver ve senin oyunu beğenmeyenler sevinsinler!...
Hadi seçime millet!...
Ya Rabbi! Aklıma ve aklımıza mukayyet ol!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN