Perşembe, Ekim 11, 2007

HASPAMA BAK HASPAMA!...

Yaralarımız kavlasın, acılarımız-içimizi yakan ateş soğusun diye tevekkülle beklemeye niyetlenmişken, yumuşak bir diken acıttı canımı bir daha!...
Mübarek Kadir Gecesi'nde, Allah(c.c.)'a açılan ellerin içinde bir el olarak, Allah(c.c.)'a yalvaran dillerin içinde bir dil olarak ben de akan kanın durması için yalvarmıştım...
Birilerinden biri, "Uzaktan Kumandalı Rüzgar Gülleri" nden biri, kalemini şuh pozuyla saklayabileceğine güvenen bir "Dolma Kalem", zülf-i yarime dokundu!...
İnsanlıktan bi-nasiplerin insanlık hakları için çaktırmadan salvolar atan bu buz pateni dansçısı güzel kadın, güzelliği kadar öfkeme muhatap!...
Diyor ki, demiş ki, diyesiymiş ki:
"Kiminle konuşulacaksa konuşulsun bu iş halledilsin."Bunu Şırnak'takiler de söyleyecektir, İzmir'dekiler de. Bunu Diyarbakır'dan dağa oğlunu yollayan anne de söyleyecektir, Edirne'den oğlunu askere yollayan anne de:"Kim affedilecekse edilsin, kim konuşacaksa konuşsun ve bu ölümler bir son bulsun." Bu ülkenin sabrı çoktan tükendi ve sanıldığı kadar intikam istemiyor artık kimse. O bölümü geçtik birkaç yıl önce. Annelerden biri çıkıp "Ben oğlumu helal etmiyorum" dediğinde bitti o iş."
Ece Temelkuran adıyla, Milliyet adındaki "Yaygın Basın"dan sesleniyor bu yumuşak diken!...
Sen, kimin adına, kime af istiyorsun be güzel haspam?...
Sayıları 40.000'e varan insanlarımızın katilini mi insandan sayarak, af istemek gibi bir yumuşak salvo yapıyorsun?...
Güzelliğin ve şuh pozunla bu salvonun görülmeyeceğini mi zannediyorsun?
Vay haspam vaaaay!...
40.000 insanımızın en az 30.000'inin Kürt vatandaşlarımız olduğunun farkında mısın?
Daha dün, Yeniçağ Televizyonu'na gelerek ağzından ateşler saçan ve; "Yakınlarımı bu şerefsizler öldürdüler! Bunlarla ben baş ederim! Bana yetki verilmesini sağlayın! Ben de bunların peşine dağlara çıkmak istiyorum!" diye naralanan Kürt vatandaşımızı görseydin, ağlayacak kadar insanlaşabilir miydin diye merakımdasın!...
Mukaddes Dinimiz'in yasaklamasına rağmen, Allah Kitabı'ndaki "Kısas" hakkını kullanarak, intikam ateşiyle yanan ve intikamlarını Devlet'in almasını bekleyen yüzbinlerce insanın kiniden haberdar mısın?
Sen ve sana benzerler, 13 Mehmetçiğimizin şehadet haberi geldiğinde televizyonlarınızdaki dansözlere alkış çalarken, Milletin bağrına hançer saplandığının farkında değil misiniz, yoksa bu Milleti bu kadar aciz mi bellediniz?...
Aklınızı başınıza toplayın!...
Aklınızı başınıza toplayın ki; öfkelerine dağları hedef koymuş Milletin bedduaları, üzerinize yoğunlaşmasın!...
Bu düşüncelerinizle, bu söylemlerinizle; bu Vatanın topraklarından aldığınız her lokma, bu Vatanın semalarından aldığınız her nefes size haramdır haraaaaam!....
Kucağımızda oturup sakalımızı yolmayın!...
Size de başlarız; hamilerinize de, okyanus ötesinden gelen Haçlı Silahşörü "Sayın Başkan"ınıza da!...
Türk Milleti olarak, küfrümüzün bini bir para değil bilesiniz ve sadece küfrümüzle yetinin diye tavsiye ederiz!...
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa Vatandır."
Sizin toprak sayarak, eliniz titremeden vicdanınız sızlamadan dolar ve euro bedeliyle sattığınız toprakları biz, bedelini kan olarak vererek Vatanlaştıranlarız...
Bizi görün!...
Bizi fark edin!...
Çünkü biz sizi görüyoruz ve çok yakından ama ciddiye almadan izliyoruz!...
Haspama bak haspama!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: