Perşembe, Aralık 28, 2006

İÇ TAZYİKÇİLERİMİZ !...

Herkesin, biryerden başlaması gereğine inananlardanım...
O'na yeterince layık olamadığımız için Başbuğumuz'dan; Onlar'a yeterince layık olamadığımız için Şehit Ülküdaşlarımız'dan özürler dilememiz ve helallik istememiz lazım!...
İkballerini, hayatlarını, ömür adındaki hayati sermayelerini gözleri kapalı Türk-İslam Ülküsü'ne, İlayı Kelimetullah'a, Nizam-ı Alem'e, Yüz Milyonluk Milliyetçi Türkiye'ye, Turan'a hediye eden "Kutlu Sefer Süvarileri" nden özürler dilememiz lazım!...
Beraber yola çıktıklarımızdan; bizden yıllar öncesi yanlışlaşan safı, fark ederek terk ederken bizim sitemlerimizden alınmayanlardan, özürler dilememiz lazım!...
"Tarihin ve talihin bu kadar insafsız bir dilimini yaşamayı hak edecek ne yaptık?.." diye kendimizi sorgulamamız lazım!...
Terk edenin, terk etmenin bu kadar mazur olduğu, başka bir, insafsız tarih dilimi bilen var mı?
Siyaset ve siyasinin bu kadar itimat edilmez olduğu; Sezarın Güçlü Roması(!)'ndan başka bir sistem hatırlayan var mı?...
Kimin kime; kimin kime niye; kimin kime niye ne kadar, kızdığının belli olmadığı; en kızgınların, en kırgınların birbirinden asla uzaklaşmadığı ama asla bir arada durmadığı başka bir zalim tarih dilimi var mıdır?...
Kim, kime boyun eğsin?!...
Hangi mandacıya, hangi çıkar hesaplarının ucuz satınalınanlarına, hangi "demokratik Türkiye"ciye, hangi "federatif Türkiye"ciye, federatif yani bölünmüş Türkiye reçetelerini büyük bir ağız salyasıyla sunmaya çalışan hangi Karenn Fogg Çocuğu'na boyun eğelim?...
"Farklılıkların farkında olarak" yönetime talip olduğunu söyleyen; bir il başkanına "Git Kürtçe oy iste!..." diye talimat veren hangi "Çiçek Bahçesi Bahçevanı" na boyun eğelim?..
40 yıldır öğrendiklerimize, yaşadıklarımıza, anlatarak öğrettiklerimize muhalif sözler söyleyen "Çiçek Bahçesi" cilere muhalefet ettiğimiz için 'Bütüne zarar vermekle" suçlanıyoruz!... Suçluların suçlamasına pes mi diyelim?...
Başbuğumuz'dan sonra yaklaşık 10 yıldır "iyi-güzel-milliyetçi" tarif ettiğimiz insanlar; birden bire "Çiçek Bahçesi Bahçevanlığı" na soyununca millete karşı tarif sıkıntısındayız!... 10 yıldır inanarak iyi tarif ettiğimizi, şimdi nasıl kötü diye tarif edeceğiz?
Sıkıntımız var!... İfade ve anlatım sıkıntılarımız var ve bu sıkıntıları da kendimiz icat ettik!...
Artık ne yapacağımızı bilememek gibi bir acziyetimiz var!...
Oysa bizler; tarihten aldığımız derslerle geleceğe kafa tutmak üzere yetiştirildiğimizi zannederdik!...
Farklı maskelerle aynı sözleri, farklı kelimelerle söyleyen; uzaktan kumandalıların, siyasi rüzgar güllerinin, siyaset topaçlarının aşılmaz tahakkümleriyle muhatabız!...
Siyasilerin kişisel ikballeri için söyledikleri yalanları, sermayeleri adına tasdik eden tefeci zihniyetli sermayedarların tahakkümleriyle muhatabız!...
Bu saydıklarımız, milletimizin düşmanları biliyoruz!... Ve bu düşmanlar asla dışardan değil!... Tabiatın tek iskeletsiz yaratığının talihiyle, meyvelerimzin özüne yerleşmiş kurtçukların tazyikiyle muhatabız!...
Bu kadar iç tazyike, nekadar dayanırız bilemiyoruz.
Çareninse yine bizde, yine Millette, yine demokraside olduğuna inanarak yeni çareler aramak üzere demokrasi deryasındayız!...
Umarım yüzme bilmeyen milletimizin demokrasi denizinde boğulmasına, Rabbim izin vermez!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: