Pazartesi, Aralık 18, 2006

KORKARIM PİŞMAN OLURUZ !...

Yıllardır, düz mantığımızla bir karşı formül geliştirmiş ve be geliştirdiğimiz formüle sadık kalmaya çalışmıştık.
Bu memleketin; hainleri, uzaktan kumandalıları, siyaset rüzgar gülleri, deprem çadırı sakinleri, "Dolma kalemler"i, Karen Fogg Çocukları apaçık belli!... Bunların ağız birliği ile saldırdıkları kişi ve kuruluşlara sahip çıkmak; bunların ağız birliği ile sahip çıktığı kişi ve kuruluşlara ise saldırmak şeklindeydi düz mantığımızla bulup geliştirdiğimiz formül!...
Yukarıda sydıklarımız ve unuttuklarımız, ağız birliği ile TSK'ne saldırdılar; biz aksine savunmaya çalıştık!... Bunlar; alt-üst kimlik vehmettiler veya vehmedenlere destek verdiler; biz elimizden geldiği kadar bu kavramlara ve kavram kargaşalarına karşı durduk!...
Galiba bizim düz mantığımızla ve etkiye tepki mantığıyla geliştirdiğimiz metodun da cılkını çıkarttılar!...
Sanki bizlere, Kaş yapalım derken göz çıkarttırıyorlar!...
Anayasa ve yasalara sadakatini haykırarak belirten ve bu yüzden de kamu oyundan mükemmel krediler kullanan Cumhurbaşkanımız; Cumhurbaşkanlığı seçimine aylar kala -üzerine vazife midir bilemem- erken seçim falan gibi sözleri terennüm etmeye başladı!...
Basında ve fısıltı gazetesinde Genel Kurmay Başkanlığı'nın da AKP'li bir Cumhurbaşkanı'na razı olmayacağı, olamayacağı haberleri manşette!...
Sebep?... Hayret ki hayret!...
Başbakanımızın yani seçilerek Başbakanlık Koltuğu'na oturmuş kişinin eşinin başı türbanlıymış!...Bu zatın kendisinin veya partisinden birinin Köşk'e çıkması olamazmış!...
Hayret ki ne hayret!... Bu zat, seçimlere girerken; "İnadına Tayyip!" sloganıyla fırtınalar estirirken eşinin başı açık mıydı?!... Bu zatın estirdiği siyaset rüzgarının sonunda Başbakan olacağı; zamanı geldiğinde Cumhurbaşkanı'nı seçecek vekilleri de meclis'e taşıyacağı, bilinmiyor muydu?!...
O zaman biz bağırdığımızda neden bizi dinleyen, kaale alan çıkmadı?!...
Biz, Yerel Basın olarak "Ulusal Basın" dayatma adıyla gözümüze sokulan "Yaygın Basın"ın aksine doğruları söylediğimizde neden bizi ciddiye alan çıkmadı?!...
Şimdi; zamansız ve plansız yapılan itirazlar yüzünden Recep Tayyip Erdoğan, bir daha "Mazlum Müslüman" görünümüne girmek üzere!...
Bize ne kardeşim elalemin karısının baş örtüsünden veya mini eteğinden?...
Biz; seçersek Cumhurbaşkanı mı seçeceğiz yoksa Cumhurbaşkanı karısı mı?...
Haklıyken neden haksız duruma düşmeye bukadar hevesli var?... Yıllardır bu sakat ve putperest mantıkla Muhteşem Türk Atatürk'ü perişan ettirmedik mi?... Bu savunuyorum derken yerden yere vuran mantıkla laikliği dinsizlik tarifine mahkum etmedik mi?!...
Hala aklımızı başımıza toplamayacak mıyız?...
Bu şekilde atanan Devlet Kurumları Temsilcileri'nin; demokrasinin olmazsa olmazı seçilmiş erke kafa tutmasını, nasıl anlatmayı düşünüyorsunuz?...
Bıraksanıza Millet, deneme yanılma metoduyla demokraside doğruyu bulsun!...Talimatla oy verilmediğini; Milletin, emirlerin tersine oy verdiğinin hala farkında değil misiniz?... Bu karşı oluş gibi davranışlarla Recep Tayyip Erdoğan ve takıyyecilerin önünü nasıl açtığınızın farkında değil misiniz?!...
Yoksa kapalı kapılar ardında hazırlanan bir seneryoyla mı muhatabız?...
Artık Milletin sesine kulak verin lütfen.
Millet; Askerin ve İmamın siyasete müdahil olmasına razı değil!... Askerin de, İmamın da gösterdiği adreslere oy verilmiyor!... Askerin ve İmamın desteklediğinin tersi yerlere yönelinildiğini anlayamadık mı hala?...
Lütfen artık Asker kışlasına işinin başına; İmam da camiye cemaatin başına geçerek işlerine baksınlar...
3 kasım seçimlerinde iktidarı-muhalefeti ayırt etmeden sandığa gömebilen millet; ferasetiyle gerekeni yapar. N'olursunuz milletin tepkisine muhatap olmayın!... Emir eri gibi görülen çarıklı erkan-ı harbi, bırakın kendi hür iradesiyle kararını versin, seçimini yapsın!...
Yoksa bu davranışlar sürdüğü sürece, -korkarım- Recep Tayyip Erdoğan'da,-bunu altını çizerek belirtmek isterim- suçsuz-günahsız zevceleri de Köşk'e çıkarlar!...
Ve bizler de kendimiz yapıp sonra da -yıllardır yaptığımız gibi- şikayetlenir dururuz!... Ve de bir daha çok pişman oluruz!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: