Pazar, Aralık 03, 2006

BENİ BENDEN SORANLARA NE DEYİM?!...

"Elalemin aklıyla veliliktense kendi aklımla deliliği tercih ederim." diyerek dolaşanlardanım!...
Bu tavrıma; isteyen istediği ismi yakıştırabilir!... İtiraz etmem ve hayatımda hiç yapmadığım gibi kendimi de asla savunmam!...
Delileşen aklım; karmakarışık!
Velileşmeye niyetli ruhum, cenderelerde sıkıştırılmakta!...
55 yıldır hür kalmış vicdanım; kendi kendini çok insafsızca yargılamakta!...
Neler oluyor? Yine neler tezgahlanıyor? Yine kimler, kimlerin ekmeğine yağ sürüyor?...
Bu Necip Millet, bu Asil Türk Milleti bu kadar horlanmayı hak edecek ne yapmıştır?... Bu milletin vakur mensupları, ne zamana kadar susacaklar?!...
Yetmedi mi? Yetmez mi? Bu kadar tevekkül fazla değil mi? Atımızı sağlam kazığa bağlamadan Allah(c.c.)'a emanet ettiğimizin farkında mıyız?!...
Milletim; Dindaşlarım, Kandaşlarım, Ülküdaşlarım; şikayetim vaaaar!...
Sizi, size şikayete yelteneceğim!...
Delice bir davranış olduğunun farkında ola ola; sizi size şikayet edeceğim!... Çünkü sizden başka tek şikayet mercii biliyorum. Sizi Ora'ya şikayet etsem beddua etmem gerekir diye düşünüyorum ki -haşa- bendenizin, Milletime duadan gayrı bir düşüncem, asla olmadı...
"Büyük Türk Milletinin Siyaseten Refleksi" bildiğim Ülküdaşlarım;
Olanların, yapılanların, bize dayatılarak demokratlık olarak sunulanların -Allah aşkına- farkında mısınız?..
Benim canımı acıtan, benim ruhumu inciten bu dayatma uygulama; sizleri de, vicdanlarınızı da incitmedi mi?
Kırık işaret parmağımızla, neremize dokunursak canımız yanıyor, doğrudur!...
Canımızın yanmasına vesile olan işaret parmağımızı, ne zaman tedavi edeceğiz?!...
Artık meşru zamanı, meşru zemini; gayr-ı meşru yollarla elimizden aldılar!... Sadece feryad ü figan şansımız kaldı!...
Bize, Türk Milliyetçilerine, Ülkücülere bu çaresizliği reva gören yasasızlardan hesap sormak gibi bir düşünceniz var mı Allah aşkına?!...
Var olduğundan eminim!...
Ama bu yolu bütün Ülküdaşlarımızla paylaşacak bir "Deli yapılı Veli" Ülküdaşımız çıkmayacak mı?... Türk Milliyetçiliği'nin siyaseten sahipsizliğinin; tek adres gibi hala zorla sunulan adresin üçe bölündüğünün; ve en liberal söylemleri de adres diye dayatılan yerin aldığının hala farkında olmayacak mısınız?...
Canımızı acıtanların canlarını acıtmak "Kısas" değil midir? Vallahi affetmek içimden gelmiyor!... Vallahi hazmedemiyorum!... Hayatını MHP Propogandisti olarak geçirmiş bendenizin elimden, en sevdiğim oyuncağımı aldılar!...
Feryadımı duymayacak mısınız?
Bendenizi teselliye bir Ülküdaşım, tenezzül etmeyecek mi?!...
Bendenizi teselli ederken sayısı milyonlara varan Ülküdaşlarını da teselli edeceklerinin farkında olan bir "Deli fıtratlı Veli Ülküdaşımız" yok mu yoksa?!...
"Milliyetçi-Demokrat" maskesiyle demokrat olmadığını her davranışıyla ispat ederek yeniden susan "Bahçeli MHP'nin Genel Başkanı"ndan başka herkesin tesellisine açığım ve muhtacım!...
Allah'ını seven, bizi ciddiye alan bir Ülküdaşımın, net sesine muhtacım ve bütün Ülküdaşlarımız da muhtaç!...
41 yıllık siyasi yaşımızın hiç bir devresinde böylesi permürdeliğe mecbur edilmedik!...
Bize Tabutlukların, Mamakların, hücrelerin, darağaçlarının gücü yetmemişti!... Bize böylesi güçlü vuran yumruğun sahibini göreniniz var mı?
Yoksa bu çok güçlü darbenin şiddetiyle kulaklarınızda mı sağırlaştı? Bizi duyacak, bizi anlayacak, bizimle hem-hal olacak bir yürek kalmadı mı?...
Bu kadar biganelikten, bu kadar dışlamadan sonra gidenlere -ve nereye giderse gitsin- kimin, ne deme hakkı kalır?...
Gidişat kötü, yarınlarımızdan endişeliyiz!... Ülkücüyü davet eden edene!...
AB'ye karşı, ABD'ye karşı, Haçlı'ya karşı hep beraber durmayacak mıyız? Bizim bu pejmürdeliğimizden kimler istifade edecek? Kerhen de olsa hep beraber, benzer duruşumuzla, bir yerde durabilecek miyiz?
yoksa "Sepeti koluna, herkes yoluna..." mı?!...
"Beni benden soranlara ne deyim?"
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: