Salı, Eylül 04, 2007

AMMA SUSTURULURMUŞUZ!...

Bizi sustursunlar diye bir yerler, kendi çocuklarımıza talimatlar verdiler!...
Çocuklarımız; sadece bizi rica ile susturmayı deneyip, incitmek ve incinmekten korkarak, bizi haberdar ettiler bu talimattan!...
Biz de bizi susturmaları istenen gençlerimizi üzmemek için sustuk!...
Madem sustuk, madem artık hibe ettiğimiz kimliğimizin hesabını da soramayacağız, o zaman başka davranacağız...
"25 yıldır herkes Ülkücü Hareketten alacaklı, bir verecekli bulamadık!.." diye sitem ettiğini zannederken duyan herkesi inciteceklerini bilmeyenlere inat, geçmişimizden yaşananları; gönül dostlarımızla, yürektaşlarımızla, ülküdaşlarımızla paylaşarak ve seslenerek susarız biz de!...
Ve de yine birilerini suçlayarak sitemi maharet sayanlara inat, Allah Rızası'ndan gayrı bir şey beklemeden...
24 Haziran 1995 günlü Milliyetçi Çizgi Gazetesi'nde Yakup AVCI ülküdaşımızın bir yazısına cevaben yazdığımız yazının eki olan ve hem Ortadoğu Gazetesi hem de Milliyetçi Çizgi Gazetesi'nde yayınlanan bir şiirimizle; yeni bir şekil ve yeni bir tarzda seslenmeye devamla susalım, susmaya çalışalım bakalım!...

ÜLKÜ DEVLERİ'NE

Bir bıçak saplanmış tam yüreğime
Çıksa kanayacak kalsa sancıyor
Bir Ülkü hapsolmuş tüm benliğime
Çıksa incinecek kalsa sancıyor...

Acep cüce miyim, Ülkü Devi mi
Zındanım etmişim kendi evimi
Gözümün bakışı kin mi, sevi mi
Baksam tiksinecek, yumsam sancıyor...

Bir zamanlar Allah Rızası vardı
Gönlümüze bütün alem sığardı
Utanıp sakalım saçım ağardı
Tara incinecek, kapat sancıyor...

Dünyayı kapladı arsızla nursuz
Hani bizden idi güzel kusursuz
"Ülkücüyüm" diyor namert uğursuz
Ülküm incinecek, beynim sancıyor...

Yüreklerde sızı kucakta canlar
Cephede kalanlar, evlerde kanlar
Hani atlananlar pusatlananlar
Gönlümde savaş var canım sancıyor...

Bize siyasi kimliğimizi vermeye asla güçleri yetemeyecek olanlar, bizim neslin ülkücüleşmesinde zerre kadar katkıları olmayanlar, hatta bizim neslin etkisiyle ülkücüleşenler veya ülkücülükten geçinenler; şimdi bizi taraftarlık yapmadığımız için "Hain!" ilan ediyorlar!...
Orduma saldıranlarla, Mehmetçiğime kurşun sıkanlarla, Muhteşem Türk Atatürkümüz'e dil uzatanlarla, "Ne mutlu Türk'üm diyene." inancına muhalefeten; Türkiyeli, etnik farklılıklar, halklar, mozaik kavramlarıyla demokratlık yapanlarla uğraşmayanlar, uğraşamayanlar, bizi "Hain" ilan ediyorlar!...
Peygamberimiz(s.a.v.)'e saldırılara bigane kalanlar; anında tepki veren bizlere "Hain" diyorlar!...
Elhamdülillah Müslümanım. "Yegane fahrim ve servetim Türklüğümden başka bir şey değildir." şeklindeki inançlı onuru-gururu, aynen paylaşanlardanım. Üniter devlet, bölünmez- parçalanamaz vatan diyenlerdenim.
Üniter devletime de, bölünmez vatanıma da, yan gözle bakanın gözünü oyacak kadar heyecanlı, cesur bir ülkücüyüm.
"Ne mozaiği ulaaan!" diye nefesimin sonuna kadar haykıracak yürekte milletçiyim.
"Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." diyecek kadar imanlı bir devletperver, milletperverim.
"Sana selam vermeden uçan kuşun yuvasını bozacağım." diye hala dünyaya haykıracak kadar sancaktarım.
Mehmetçiğime kurşun sıkanların veya sıktıranların siyasal uzantılarıyla tokalaşanlardan, midem bulanacak kadar kindarım!...
"Kinim dinimdir!" diye taşlara yazarak tarihe şerh düşen ırkımın ahfadıyım.
"Size yapılan kötülüğe misliyle mukabele ediniz. Ama affederseniz sizin için daha hayırlıdır." İlahi buyruğundan hareketle, Mehmetçiğime kurşun sıkanlara, misliyle mukabele hakkımın olduğunu bilecek kadar, İlahi emre itaatkarım...
Bana kim ne kötülük yaptıysa misliye mukabele hakkımı kullanarak, affetmek hakkımı kullanmama hakkımı kullanacak kadar kontrollü, imanlı öfkeliyim...
Sonunda ölüm dahi olsa çekilirsem korkak; susarsam namertim...
Anamdan Ülkücü doğdum, Allah(c.c.)'ın izniyle ülkücü olarak ta öleceğim...
Ama bana "Hain" diyenlere, ne olduklarını bile bile asla "Hain" demeyeceğim...
Amma susarmış, amma susturulurmuşuz!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: