Çarşamba, Eylül 05, 2007

BİZ YORULURSAK BİRİLERİ ÖLÜRLER...

Yıllardır; Kutlu Sefer Süvarileri ile jokeyleri mukayese eder dururum. Birilerinin verdiği ata, belli kulvarlarda, belli bir ücret karşılığı binerek kendilerini binici zannedenlerle, Allah rızası için, milletin devamlılığı, devletin bekası için aklı keseli beri seferde olan süvariler arasındaki sessiz yarıştan bahseder dururum.
Bu insafsız ve eşit olmayan yarışçılar arasındaki yarışa da itiraz eder dururum. Bilirim ki hipodromlar haricinde ve birileri at vermezse asla sefere çıkamayacak jokeylerle; atları, azıkları, yolları kendilerinin olan süvariler arasında bir yarış, mümkün değildir.
Ama bir büyük senaristin başarılı seneryoları gereği; sahnelenen ve maalesef bizlerin de bilmeyerek konu mankenliği yaptığımız suni yarış, var gibi!...
Bu yarışı, kazanmak zorundayız!...
Bizler yorulursak, birileri ölürler!
Bizler susarsak, birileri lal olurlar ve asla konuşmaması gerekenler papağanlık yaptıkları bilinmesine rağmen bilge kesilirler, fetvalar verirler!...
Bizler "mozaik"e öfkelenip reddederken; siyaseten birileri "Türkiyeli" gibi uyduruk bir kavramla çıkar ve biz onlara itiraza niyetlenirken bizden sandığımız birileri "Çiçek Bahçesi" ve "Farklılıkların farkında olmak" gibi, bize çok yabancı fetvalar verirler!...
Adamcılık yapamayacağımı, defaetle söyledim ama nedense kendimi ifadede herhalde eksik kaldım. Kendimi anlatamadım!...
Eğer adamcılık yapacak olsam; "Muhammedcilik" yapardım. Buna Allah(c.c.) izin vermemiş.
Eğer siyaseten adamcılık yapsam; "Atatürkçülük", "Türkeşçilik" yapardım. Buna da Rahmetli Başbuğlar izin vermemiş. Türkeşçi olarak çıktığımız siyaset seferinde; ne zaman yapmış, nasıl yapmışlarsa hepimizi Ülkücü edivermişler...
Şimdiden sonra ne Bahçelicilik, ne ahmetçilik, ne mehmetçilik yapabilmem mümkün değil. Ama siyaseten ocağımı, teşkilatlarımı işgal ederek bizleri dışarda bırakanlarla mücadeleden şahsım olarak vaz geçmeye asla niyetim yok...
Yaklaşık 7-8 yıldır; " Ben MHP'yim, onlar MHP'li..." derdim. Artık onlara MHP'li de diyemiyorum. Ve onlara MHP'li diyemeyince de yüreğimin delikanlı tarafı, ülkücü tarafı ziyadesiyle inciniyor...
Ordumla fiilen sıcak savaşta olan bölücülerin siyasal uzantılarıyla tokalaşarak ve bunun adını "Toplumsal Diyalog" koyarak, yüreğimin Türk tarafını tarumar edenlerden; bir şekilde teşkilatlarımızı kurtarmak zorundayız.
Eğer kurtaramıyorsak -ki artık zor görünüyor- yanlış safta durarak taraftarlık yaptıklarının, davaya zarar verdiklerinin farkında olamayan ülküdaşlarımızı, ısrarla uyarmak durumundayız.
Yanlış safta duranların; ne kadar doğru olurlarsa olsunlar, yanlış tarifi alacaklarını ısrarla söylemek ve ülküdaşlarımızı uyarmak durumundayız.
Yapmaya çalıştığım bu...
"Ben Dava'nın hafızasıyım!" diye övünenlerin, geçmişteki "Maaşlı Eğitimciler" olduklarını ve şahsi ikballeri için ne hallere düştüklerini, ibretle izliyoruz. Bu paralı siyaset jokeylerini, tanıdığımız kadar her kese tanıtmakla mükellefiz diye düşünmekteyim. Kim; ne kadar ve ne biliyorsa artık söylemek zorundadır.
Hem Türkiye'nin, hem de Ülkücü Hareket'in şu anki halinden mesul bir nesiliz. Bizim perakendeliğimiz yüzünden işgalciler kazanıyor gibidirler.
Biz, bir arada kendi duruşumuzla arz ı endam edebildiğimiz gün, mesele bitecektir biliyorum.
Ne kadar başarılı olurum? Ne kadar ilerleriz? Hep beraber yaşayarak ve görerek izleyeceğiz...
Allah(c.c.)'ın; beş binden fazla Ülkücü şehidin emeklerinin zayi edilmesine daha fazla izin vereceğine, inanmak istemiyorum...
Ülkücü ve ülkücülüğün, Türk Milleti'nin refleksi olduğuna iman edenlerdenim...
Rabb'im hepimize hür akıl ve hür vicdanlar nasip etsin...
"Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için..." inancımızı yeniden tazeleyebilirsek bize kimsenin direnme şansı zannetmemki kalsın!...
Biz yorulursak, birileri Vallahi ölürler!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: