Cuma, Eylül 21, 2007

AZDAN AZ, ÇOKTAN ÇOK...

Sanki bize yine, karanlıkta kaybettiğimizi ışıkta aratmak isteyenler var!...
Büyük Türk Milleti'ni de; korktukları insanın, kendisini döveni söyleyemeyecek kadar küçük ve konuşamayan çocuğunu döveceklerden zannediyorlar!...
Hasmımız ne kadar iri, ne kadar güçlü olursa o kadar irileştiğimizi, rakibimize göre taktiğimizin olduğunu, tarihten öğrenmemişler sanki!...
En bitik zamanımızda, Avrupalının, Haçlı'nın, "Hasta Adam" dediği ve can çekiştiğimizi zannettiği dönemlerde "Yedi Düvel" adıyla üzerimize gelen, o günün Avrupa Birliğini, tar- u mar ettiğimizi, unutmuş gibiler!...
"Yedi Düvel" adındaki o günün Haçlı Avrupa Birliğini perişan edip denizlere dökerken, içimizde var olan yerli iş birlikçileri; onların lehinde, bizim aleyhimizde fetvalar veren sahte müslümanları, Haçlı ile birlikteliği aydınlık zanneden yerli hainleri ve onlara yaptıklarımızı da unutmuş gibiler!...
Normaldir!...
"Hafızayı beşer, nisyan ile malüldür." yani; beşer hafızası, insan hafızası, unutkanlığı ile sakattır. Unutmuşlar haspalar!...
Hatırlatalım ve neler yapıldığını, ne kadarını bildiğimizi de söyleyelim.
Bu seslenişimiz; yerli iş birlikçilere, "Dolma Kalemler"e, bölücü hainlere, onların siyasal uzantılarına, o siyasal uzantılarla toplumsal diyalog gibi bir acziyetle tokalaşanlara velhasıl gayr-ı milli her kese, her kesime olsun!...
Aynı zamanda; savaşta, barışta ülke bütünlüğünden, devletin bekasından, iç ve dış düşmalara karşı devleti korumakla yükümlü kurumlarımıza da seslenelim.
Asla yalnız olmadıklarını, asla yalnız bırakılmayacaklarını; bu milletin her zaman Sütçü İmam'larının, Antepli Şahin'lerinin, Nene Hatun'larının, Halide Edip'lerinin, Dr.Adnan'larının, Aşık Şenlik'lerinin var olduğunu hatırlatalım...
Bu memlekette; yerli iş birlikçilerle aynı dönemlerde arz-ı endam eden Allah pazarlayıcıları, iman bezirganları, "Dikkat edin o kandırıcı sizi Allah adıyla kandırmasın." şeklindeki Allah'ın tarif ettiği kandırıcılarla yani "Dinler Arası Diyalog"cularla, yani "Fetullahçılar"la giriştiğimiz mücadele ve münakaşa dönemimizde; bazı saf dil arkadaşlarımızdan, hattanÜlkü Ocakları genel başkanı bir genç kardeşimizden; "Hocam, Fetullahçılar'a çok sert saldırıyorsunuz. Ama bizim bir sürü Fetullahçı Ülküdaşlarımız var." şeklinde dostane, safça uyarılar almıştık. Onlara dilimizin gücünün yettiğince; "Bir insan hem Ülkücü,hem ulusalcı hem de fetullahçı olamaz." demiştik...
Buyurun ispatı işte!...
Bu memlekette; bölücülerin siyasal uzantıları istediklerini söyleyecekler ve insan hakları olacak!...
Dışarıya, ağa babalarına bağlı azınlık temsilciliğine soyunmuş hainler, misyonerler, yerli iş birlikçiler istediklerini söyleyecek, istedikleri kadar İncil dağıtacaklar, istedikleri kadar apartman kiliseleri açacaklar ve insan hakları olacak!...
Mehmetçiğime çatır çatır mermi sıkan şerefsizler savunulacak ve insan haklarının olduğundan bahsedilecek!...
Ama bir Türk Milliyetçisi şair, ömrünü davasına hasretmiş bir Dava Adamı Ozan Arif; ülkesi üzerinde tezgahlanan oyunları fark ederek, kendi gönül diliyle bir şiir yazacak, "Vatan satan bir kişi/ Anında biter işi" diyecek ve kıyamet kopacak!...
Kıyameti kim koparacak? Vatanı satanlar olmalı değil mi düz mantıkla?...
Onlar mı? Vatanı satan-sattıranlar mı?
Eveeeet!...
"Bizim bir sürü Fetullahçı ülküdaşımız var." gafletine düşenlerimizi uyandırmak istercesine, Fetullahçı gazeteler ve televizyonlar!...
Hemen bu Fetullahçılardan birisi değil miydi ki ben; "Mehmetçiğime kurşun sıkan bu şerefsizleri artık itlaf edin!" diye Genel Kurmayıma seslendiğimde bana; "Bir insana itlaf edilsin diyerek hakaret edemezsin." diye kafa tutarak uyarıda bulunmuştu güya!...
Gidi insan bozmaları gidiiii!...
Şimdiiiii !...
Bütün bunlara rağmen, bütün bu hainlere rağmen, bütün kuvvetli zannettikleri Haçlı'nın yanında duran "Allah adıyla kandırıcı"lara rağmen, Fetullahçılara rağmen, bölücü hainlere rağmen, Silahlı Kuvvetlerimize saldırmayı şimdilerde erkeklik zanneden yrli don kişotlara rağmen, isterseniz fazla uzatmadan bütün Haçlı dünyasına rağmen; devletimizin de, milletimizin de, vatanımızın da, bayrağımızın da, cumhuriyetimizin de, hatta ordumuzun da ölümüne sahibiyiz!...
Biz ölmeden dirilmeyiz beyleeer!...
Yeniden ölümü öldüren bir ölüşle diriliş zamanımız yaklaştı gayri!...
Hadi hodri meydan!...
Azdan az, çoktan çok!...
Pilavdan dönen kaşığın sapını....
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: