Cumartesi, Eylül 22, 2007

ART NİYETLİLERİN KORKULARI...

Aylardır beynimi patlatıyordum!...
Aylardır kendimi, fikren hür olmama rağmen vicdanen bir açmazda görüyor ve boğuyordum düşüncelerimi!...
Gözümün önünde bir şeyler oluyordu. Müdahele etmesi gerekenler de bu olanları kolaylaştırıyordu ve olanlar, milletimin-devletimin aleyhine işlerdi!...
Mehmetçiğime kurşun sıkanların siyasal uzantıları, seçim süresince "Şehitler ölmez, vatan bölünmez." diye naralar atan samimi ülkücülerin gayretleriyle meclise taşınmış "Bahçeli MHP'nin Bahçevanı" ve "Yol Arkadaşları" nca tokalaşılarak mecliste kabul görüyorlardı!.... Kendilerine tek engel gördükleri Ülkücü hareket engelini aşınca da; "Kimse bize çocuklarımıza, kardeşlerimize terörist dedirtemez. Apo, terörist değil bir kürt lideridir." demeğe başlıyorlardı!...
Bu ağzından yellenenlerin önünü açanlarsa, bunlara bir şey demezken; çocuklarımıza, evlatlarımıza -beyinlerini yıkayarak- Ülkücü büyüklerine "Hain!" dedirtiyorlardı!...
Canım yanıyordu!...
Kalbim sıkışıyor, beynim karıncalanıyordu!...
Taaaa ki; Rahmetli Başbuğumuz'un, Balgat cenahı'nca reddedilen tarihi mektubunda ki; "Abdulkadir Erdil'de temiz ve ihlaslı bir Anadolu Türkmenidir. Avşardır, benim aşiretimden boyumdandır. denenmiş, fedakar bir kimsedir." diye tarif ettiği ve genel Başkanlığa adaylığında "Bahçeli MHP'nin Bahçevanı"nın talimatıyla canlı TV programı basılan, "Ülkü Devi Kadir Hoca" ile konuşuncaya kadar...
Bir Ramazan günü, Kadir Hoca ile bir araya geldik. Daha doğrusu bu eli öpülesi Yiğit Anadolu Türkmeni'ni ziyaretle şereflendim.
İçimdeki zehrimi boşaltabileceğim, muhteşem bir dipsiz kuyu Kadir Hoca... Yıllara ve sakladıkları sırlarına rağmen hala dipdiri endamı ve kocaman yüreği ile kadir Hoca, hala teselli pınarı...
Şikayetlerimi, açık adresli sitemlerimi sabırla dinledikten sonra, aklımdaki düğümleri bir kalemde çözüverdi.
"Bak Yiğidim!..." dedi kadir Hoca ve devam etti: "11 Eylül 1980'de Türkiye de 1100(bin yüz) Ülkü Ocağı vardı. Her Ocağın mensubunu, azaltarak 100 (yüz) kişi olarak saysak: 110.000 (yüz on bin) kişi eder. Bunlar, o zaman gençlerdi ve bekarlardı. Evlendi hepsi ve ettiler 220.000(ikiyüz yirmi bin) kişi. Her birinin üç çocuğu olduğunu varsayarsak ve çocuklarının tamı da şimdi 30'lu yaşlarda ise sayıları 660.000-700.000 kişiye varır. Bu yedi yüz bin ülkücü; bütün olumsuzluklardan haberdar olarak, kendilerini satanlardan, teşkilatlarını işgal edenlerden haberdar olarak Anadolu'da evlerindeler. Yerli iş birlikçilerin de, siyaset özürlülerin de, AB'nin de, ABD'nin de tek korkuları bu 700.000 kişilik Ülkücü Ordusu... Bunlar evlerindeler ve günü geldiğinde evlerinden çıkacaklarından da hiç kimsenin zerre kadar endişesi yok... hesabınızı böyle yapın. Moralinizi bozmayın!..."
Kadir Hocam ile beraber, ben de kaleme vurarak yaptım hesabı. Ve çocuk sayısı beş-altı olan ülküdaşlarımı da sayınca, bir milyon Ülkücünün varlığını bilerek rahatladım.
Bu bir milyon Ülkücünün en fazla yüzde onu, Üç Hilal'e dayanamayarak oy verdiler. Bu evlerinde ve tetikte bekleyen ülkücülerin %90'nı, "Bahçeli MHP'nin Bahçevanı" ndan rahatsızlar.
İnanmayan varsa bir tarafsız müfettişle birlikte, en güvendiği "Yol Arkadaşı" nı, Anadolu'ya salsın. Eğer hala teşkilatsa ve teşkilatçılığı unutmamışlarsa, bu 110.000 ülkücünün tek tek adresleri ellerinde olmalı. Bu sessiz Ülkü Devleri ile konuştuklarında, Davanın Aysbergleri'nin ne düşündüklerini göreceklerdir.
Tesbiti doğru yaptıktan sonra da ısrarla teşkilatları işgalde direnirlerse; bilmeliler ki sessiz durmalarına rağmen asıl Ülkücü İrade, bunları siyasetin çöplüğüne atmaya kararlıdır...
Bilmeliler ki; hem Türk Milleti'ni, hem de "Kabadayı Türk Yürekli Ülkücüleri" aldattığını, kandırdığını zannedenlerin akıllarını, bir daha gelmemek üzere alacaklardır.
12 Eylül Kıyameti öncesinden ve davanın çilekeşlerinden kaç kişi, halen MHP il-ilçe ve merkez teşkilatlarında vardır?!...
Sadece asıl ülkücü iradenin daha fazla öfkesine muhatap olmamak için listeye ve kazanılmayacak yerlere koyulan Ülküdaşlarımızın siyaseten yenik gösterilmelerinin hesabını ve kinini Ülkücülerin unutabileceğini zannedenler, bilmeliler ki her kesi kendileri gibi balık hafızalı görmekle tarihi bir yanılgıdadırlar...
Bilmeliler ki; "Keser dönecek, sap dönecektir. Bir gün de bu yanlış hesap dönecektir."
Hiç bir emeği zayi etmeyen Allah; Ülkücülerin, canlar-kanlar pahasına, ikballer-istikballer üzerine inşa ettikleri emeklerini ve teşkilatlarını, bu emek inkarcılarına, nankörlere ve döneklere yedirmeyecektir...
Teşkilatlarından uzak ve evlerinde bir milyon ülkücü, müteyakkız bir halde beklemektedir. Bütün art niyetlilerin korkuları da bu Ülkü Devleri'ndendir...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: