Salı, Haziran 23, 2009

İKİ FARKLI ÜLKÜCÜ!...

"Söylesem te'sîri yok sussam gönül râzı değil/ Çektiğim âlâmı (dertleri) bir ben birde Allah'ım bilir" demiş Fuzûli! Demek ki insan, her dönemde benzer ve her dönemde gerçeklerdense duymak istediği yalana inanmış!
Taraftarlığı kendilerine mubâh sayanlar, taraftar olduklarına muhalefeti aslâ kabullenmiyorlar veya kabullenmelerine bile izin yok! Söylediklerimizi istedikleri gibi anlayarak, anladıkları şekilde aktarıp iftirâlar ederek, gûya iltifat ediyorken duyarlı Türk yürekleri, Ülkücüleri, "Dâvâ'nın Aysbergleri"ni incitmeye devâm ediyorlar!
Sizlerle; "Ülkücüyüm" diyen ve bana yazmak zahmetine katlanan iki okurumun iletilerini paylaşacağım. İleti sahiplerinin ikisi de "Ülkücüyüm" diyorlar. Bana da ikisini de sevmek farz elbette. Önce iletiler:
"Sayın Aslan; Ben Kurucular Kurulu üyesiyim ve olağanüstü toplantı için imza veren hainler(!)den biriyim! DB'yi beğenmemek, onun yönetimini eleştirmek, partimizi iktidara taşımak isteyenlere destek olmak hainlikse ben hainim! Ancak asla ve asla ABD maşası olmadım onların emir ve talimatlarıyla hareket etmedim. DB, bu güne kadar hangi TV de göründü? DB, bırakın halkın içine girmeyi biz ülkücülerin arasına dahi girdi mi? DB, biz kurucuları bir gün dahi hatırlayıp hiç olmazsa bayramlarda bir tebrik vs gönderdi mi? DB bugüne kadar ne yaptı? Dikkat edin olağanüstü toplantı çağrısına hemen hemen bütün Kurucular Kurulu Üyeleri imza verdi. Acaba neden? Saygılarımla... Av. F. E.- İleti adresi" Bu, birinci Ülküdaşım'ın yazdıkları ve:
"Mustafa ağabey; Milliyetçi Hareketin kurultay sürecine girdiği şu günlerde makul bir gerekçe gösteremeden olağanüstü kongre istemek, 40 yıllık zaman diliminde verdiğimiz mücadelemize sekte vurup Allah katına gönderdiğimiz şehitlerimizin kemiklerini sızlatacaktır. MHP'yi mahkemelerde süründürerek milli direncimizin son kalesine vurulmak istenen bu kara lekeyi Ülkücü harekete reva görmeyin. Buradan Ülkücüyüm diyen bütün arkadaşlarımızın ellerini vicdanlarına koyacaklarına inanıyorum. R. A.-İleti adresi ) bu da diğer Ülküdaşım'ın yazdıkları!...
Biri MHP Kurucular Kurulu Üyesi, diğeri günlerdir süren yazışmalarımızdan anladığım kadarıyla "Lider-Teşkilât-Doktrin" denklemimizin değişmemesi gereğine inanmış ama kafası ziyâdesiyle karıştırılmış, mâzur bir ülkücü... Zannederim zamanı gelmişken şu; "Lider-Teşkilât-Doktrin" hakkında bir iki kelâm etmek gerek:
LİDER; seksen yıllık ömrünü hasrettiği, çilehânelerden, sürgünlerden, ikbâl kayıplarından sonra, emperyal mihrakların ve yerli işbirlikçilerin insafsız Türk Milliyetçiliği düşmalığına kafa tutarak siyâsete soyunan ve bütün Türk Dünyasının el ve dil birliği ile Başbuğlaştırdığı, resmî devlet temsilcilerimizin Kardeş Türk Devletleri'nde eğer heyette O' da yoksa samîmi kabûl ve iltifat görmediği Alparslan TÜRKEŞ'tir ve ilânihâye tektir, değişmezdir. Başbuğ'dan sonra seçilen veya seçilecek olanlar ise sadece Genel Başkan'dır...
TEŞKİLAT'larımız ise Ülkü Ocakları ve MHP'dir. Başbuğumuz'un sağlığındaki Ocak ve Partimizle, bu günkü Ocağı ve Ülkü Ocaklı delegelere güvenmeyen partiyi mukayese insafsızlık değil midir? Yapılan teşkilata sadakat midir?
DOKTRİN'imiz ise "9 IŞIK" değil midir? Mevcût Genel Başkan'ın ağzından hangi toplantı veya panelde veya hangi parti seçim konuşmasında "9 IŞIK" duyulmuştur? 9 IŞIK 'ı unutmak ve unutturmak doktrine ihânet değil midir?
Başbuğumuz'un ordudan arkadaşı, aile dostu, Parti Gençlik Kolları'nın ilk tüzüğünü hazırlayan Muzaffer ÖZDAĞ merhûm'un oğlu, Başbuğ'un bilgisiyle konferanslar veren, Bağbuğ'la aynı dergilerde yazılar yazan Ülkücü oğlu Ülkücü Prof.Dr. Ümit ÖZDAĞ'ı, genel başkanlığa aday olduğu için gayr-ı meşrû yollarla engelleyen; kendisi Karanfil Sokak'taki genel merkezi ikâmet adresi olarak gösterirken, Anadolu'daki ikâmete sahte diyerek şikâyet eden, -bana göre bir yerlerin görevlendirdiği birisinin- yeter sayıda imzayla delegenin Olağanüstü Kongre talebini yok sayacak kadar anti demokratik birisine, çok ama çok daha dikkat etmek gerek!... Mahkemelerde ülküdaşlarımızı süründüren, Ali GÜNGÖR gibi bir Ülkü Devi'ni, çok ülkücüce bir tavrından dolayı ihrâç eden birine çok dikkat etmek gerekmez mi? "Lider-Teşkilat-Doktrin"i, gerçekten hatırlamak ve sadakat gerekmez mi? Hür akıl, hür vicdân, ülkücü karakter bunu emreder vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: