Pazartesi, Haziran 08, 2009

ŞİRRET TARAFTARLARA...

Kimin, ne zaman, nereye, genel başkan olup olmayacağı asla merâkım değil ama Türk Milliyetçiliğinin siyâseten sahipsizliği ve MHP'nin bu millî görevinden uzaklaştırılmış olması, birinci dereceden işim ve merâkım! Siyâsetten ve hiç kimseden ikbâl adına bir beklentim de yok hamdolsun. Bulundukları yeri, partiyi işgâl ettirdikleri D.B'ye borçlu olanların, koltuklarını koruyabilmek heyecan ve paniği ile 'mahalle şirretleri'ni görevlendirdiklerini görünce, ben de Ülkücü tavrımı belli etmek durumundayım!
Suskunluğu siyâsette yeni bir tarz haline getiren, PeKaKa'nın siyasallarıyla tokalaşacak kadar demokrat ama ülkücülerle tokalaştıktan sonra ellerini yıkayacak kadar temizlik hastası ve sadece ülkücüye despot D.Bahçeli ve taraftarları, yine işe başladılar!
Aydın'da yazan ve tanıdığım birine ve onun şahsında Balgat'ın Şirretleri'ne seslenmeğe mecbûr kaldım!
Sevgili Neval Kavcar, be güzel Ablam; beni incitmeyi başardıysan seni tanımayan ülkücü yürekleri târ u mâr ettin! Tanışmamıza vesîle olan, yakın geçmişte Hakk'ka uğurladığım Sevgili Selami TÜRKMEN'i bir kere daha rahmetle, hasretle andıktan sonra beni inciten cümlenle başlamak istiyorum: "Ona yapılacak tavsiye, .... nalburluğa devam etmesidir." buyurmuşsunuz! Edebinize sağlık! Bilvesîle teşkilatta olduğum, MHP'nin %18,5' la iktidarın büyük ortağı olduğu günlerde, iki rekât şükür namazından sonra ülkücüler aramızda; "Hazır olun! Gidilmesi en zor yerlere giderek Dâva'nın temsilciliğini yapmaya ve Ülkücü Hizmet anlayışını her yere götürmeğe hazır olalım!" şeklindeki heyecanlı telefon konuşmalarımızı hatırladım! "Yüz yılın Felâketi" adındaki deprem sırasında, Erzurum'da yazdığım yerel gazeteden; "Allah'ın merhâmetine bakın ki önce Koray Aydın gibi ehîl bir ülkücüyü Bayındırlık Bakanı ediyor sonra da depreme izin veriyor!" diye yazmıştım ve Devlet Bahçeli'den tebrik-teşekkür mesajı almıştım!
Şu anda belden aşağı saldırmayı mahâret saydığınız Koray Aydın, 'Yüz Yılın Afeti'ni, "Türk Mûcizesi"ne dönüştürmüştü! Genel Başkanlığa aday olmasaydı hâlâ aynı tarifte kalacaktı! Prof. Dr. Ümit Özdağ'da aday olmayıp Genel merkez'deki görevlerine devâm etseydi, asla saldırılmayacak ve hain ilan edilmeyecekti!
Yapmayın be güzel Ablam! Siz, Aydın'dan yerel olarak sesleniyorsunuz ki yerel basını her zaman millî basın olarak tarif ederim. Yerel'den sadece duyduklarınızdan hareketle, geçmişte benim yazdığım methiyelere zıdd olarak yergiler yazıyorsunuz! Tekrâren hakkınızdır! Amaaa sizden, taraftar değil ülkücü iseniz hakkaniyet bekliyorum Ablam! Koray Aydın'a yaptığınız nalburluğa devam tavsiyenizin benzerini, bendeniz de Bahçeli'ye; "Keşke otuz yılda 'Ekönomi Doçenti' olamadığınız doktor-öğretmenliğinize devâm etseydiniz, ocağımızı-bucağımızı dağıttınız!" diye yapmıştım hâlâ aynı inançtayım!
"Hele bazıları var ki hayatlarının hiçbir döneminde MHP’nin önünden bile geçmemiş kişiler. “Ördeklerden bir filo, bir de kazdan amiral” demem o yüzdendi." cümlenizin altına, gözümü kapatarak imza atarım! D. Bahçeli ve ekibini târif ediyorsunuz değil mi Ablam? Hatta MHP'nin önünden geçmeyenleri boş verin, C5'lerde Ülkü Devleri'ne işkence eden Zeki Kaman-Dürüst Oktay ekibinin Müdürünün bile MHP'den millet vekili edildiğini hatırlayınca; MHP Davası'ndan Başbuğ'la birlikte yargılandıkları için veto edilen Ülkücüleri hatırlayınca; parti ve teşkilatlardan ihrâç edilen Ali Güngör gibi Ülkü Devleri'ni hatırlayınca Koray Aydın'la Devlet Bahçeli mukayesenizi insafsız ve taraftarca bulduğumu da söylemeliyim!...
".... Aynısı yıllarca CHP lideri Deniz Baykal’a yapıldı. .... Sebebi etkin şekilde, AKP’nin anti millî politikalarının deşifre edilmesi." yorumunuza gelince; önce sana ne be Ablam? Sonra da, yıllardır "Debisi düşük 2DB'den kurtulmadan, T.Erdoğan'dan kurtulmak mümkün değil." diye yırtınıp durduğumu hatırlatırım! Neden mi? Üçünün de birbirinden farkı yok ta ondan! Birinci Debisi Düşük DB, yâni D. Baykal, yasaklarını kaldırtıp Siirt'ten vekil ettirerek Erdoğan'ın Başbakanlığa çıkışını sağladı! İkinci Debisi düşük DB, yâni D. Bahçeli, Tayyip Erdoğan'ı bile şaşırtan bir zamanlama ile Gül'ü Köşk'e çıkaran yolu açtı! Şimdiyse iki DB de, Erdoğan ve Gül'e çok sert muhalefet yapıyorlar değil mi? Yok be Ablam! Olmuyor! Sözle söyleyen uyuşmuyor!
CHP, kendi DB'sinden kurtulur veya kurtulmaz meselem değil ama bizim, Türk Milliyetçilerinin, Ülkücülerin, icat ettiğimiz, geçmişte "Türkeş'siz MHP Kumpası"nın lokomotifi olan DB'den kurtulmamız lâzım! Genel Başkan sıfatıyla, PeKaKa'nın siyasallarıyla Kurucu Gâzi Meclis'in rengini tamamlayan ve tokalaşıp yıkamadığı ellerine atfen bütün ülkücüler, DB'den kurtulduğumuz gün ellerimizi yıkamak zorundayız! Ülkücü Hareket bir gusül abdesti almak, son 12 yılından tövbekâr olmak ve Yeniden Türk Milliyetçiliği anlayışıyla siyâset meydanındaki yerini almak zorundadır! Devam edeceğim!...
"TÜRK'ÜN HER ŞEYİ GÜZELDİR VE HER ŞEYDEN GÜZELDİR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: