Cumartesi, Ağustos 11, 2007

BAKALIM MUKTEDİR Mİ?...

Niye ve nasıl denk geldi bilemem ama iktidar hafta sonu tatilindeyken ben, iktidarla hesaplaşmaya niyetlendim.
Önce yanılmayayım diye ve -hala bizi dikkate alanlar varsa- kimseyi yanıltmayayım diye sözlüğe baş vurdum. İki kelimeye baktım. İktidar ve muktedir. hani yıllardır hep dedik ya iktidar olmak değil muktedir olmak lazım diye. Sözlük tariflerini aynen alarak başlamak istiyorum.
iktidar: Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret.
Devlet gücünü kullanma yetkisi...
muktedir: Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, erkli.
Cumhuriyetin verdiği hakla hükumet, milletten aldığı devlet gücünü kullanma yetkisini gösterebilirse muktedirdir demek ki. Yani "devlet gücünü kullanma yetkisi"ni milletin vermesi gerekirmiş. Yani seçimleri kazanmak gerekir bu tanımlara göre.
AKP, kim ne derse desin bu işi yani seçimi kazanmayı başarmıştır. Millet; iki kişiden biri AKP'ye oy vermek kaydıyla "devlet gücünü kullanma yetkisi"ni AKP'ye daha doğrusu -tekrar- Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştir.
Milletin verdiği bu yetkiyi kullanabilirse muktedir, kullanamazsa acizdir. Asla ve asla arkasına sığınabileceği bir mazereti kalmamıştır.
Recep Tayyip Erdoğan'ın böylesine ezici bir açık farkla seçim kazanmasına vesile olan olaylardan biri, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığıdır. Niyesini bilemem ama AKP'li taban ve seçmende Abdullah Gül'e karşı nerdeyse Recep Tayyip Erdoğan'la yarışabilecek derecede bir muhabbet var. Millet; Recep Tayyip Erdoğan'a, Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçsin diye de yetki vermiştir. Şimdi Recep tayyip Erdoğan, bu yetkiyi bihakkın kullanarak muktedir olduğunu göstermek zorundadır.
Artık AKP'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın mazlum ve ezilen rolüne, kimse inanmayacağı gibi -hele ben- asla inanmam.
Solun eski tüfekleri "çakar almazlar"ın dediği gibi artık bu iş, "Asker abi kızar!"la falan kamufle edilemez. Askeri bahane ederek, askerin seçilmesini engellediğini bahane ederek millete şikayetlenip böylesine bir iktidar aldıktan sonra, yeniden bir şeyleri ve bir yerleri bahane edenlerin demokratlığından kesinlikle şüphe ederim ve söylediklerini artık takıyye de kabul etmem. Şimdiden sonra yapılacağa, sadece gününden önce hazırlanmış bir tezgaha milleti düşürdüler derim.
Şahsen benim Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına, asla rızam yoktur.
Bu razı olmayışımda, dışişleri bakanı olarak başarısızlığı da etken olmasına rağmen asıl etken; Erbakan Hoca ile birlikte yaptıkları kesin olan ve dokunulmazlık zırhı yüzünden yargılanamadığı, hazineden alınan trilyonluk kayıp paranın hesabını vermemiş olmasıdır. Asıl etken, eşinin baş örtüsünü AİHM'ne götürüp bakan olunca davayı geri çekmesi değil, 4,5 yıllık iktidarları döneminde baş örtüsünü %2'nin meselesidir diye tarif ederek kendini %2'nin içine hapsedip sonra da %100'ün, cumhurun başkanlığına soyunmasıdır.
Bu söylediklerimi bile bile Abdullah Gül'ü aday gösteren Recep Tayyip Erdoğan'da, aynı derecede haklı veya haksızdır. Suçlu veya masumdur. Fısıltıyla millete şikayetlendikleri konuda millet, yetkiyi ve iktidarı AKP'ye vermiştir.
Artık Recep Tayyip Erdoğan'ın, arkasına saklanmak ihtiyacı duyduğu hiç bir mazeret ve korku kalmamalıdır. Abdullah Gül'ün de köşke ne kadar hevesli olduğu ortada iken, AKP tabanının da Gül'ü köşke çıkarmayı ne kadar istediği ortada iken, bu işin dönüşü olmamalı.
AKP, milletin kendilerine verdiği "devlet gücünü kullanma yetkisini" kullanarak muktedir olmalı. Artık asla ve asla hiç bir konuda, hiç kimseye şikayetlenmeye hakları da , yüzleri de olmamalı.
Ne olacaksa olmalı.
Demokrat olmadığımı defalarca söylemiş olmama rağmen artık demokrasi kazanmalı. Artık milletin dediği ya olmalı, ya da olmalı. Kimin, kimlerin kızacağı-kızmayacağı artık önem taşımamalı. Milletin gösterdiği yürekliliği, AKP iktidarı aynen göstererek muktedir olmalı. Yoksa milletin ve devletin en az yirmi yılını heba etmek gibi bir vebalin altına girerler.
Hiç haz etmememe rağmen, oy vermediğim ve asla oy vermeyeceğimi bilmeme rağmen artık AKP'nin iktidar ve muktedir olmasını istiyorum. Millet olarak muktedir bir iktidarı özledik.
Millet te artık; aşsızlığına, işsizliğine, hortumculuğa, sogunculuğa son vermesi için devletin her kurumuna hükmeden bir iktidar olsun diye Recep Tayyip Erdoğan'a "devlet gücünü kullanma yetkisi"ni vermiştir.
Bu bilek gücüyle alınan yetki karşısında, sürekli ondan ve onlardan hesap soracağını söyleyerek seçim yaşayan milliyetçiler ne yapacaklar çok ciddi merakımızdır. Milletin yüreğini yerinden hoplatan tokalaşmaların daha nelere gebe olduğunu ve o tokalaşmaların ne kadar "mal meydanı cambazlarının tokalaşmaları"ndan olduğunu da izleyerek göreceğiz. Veya yanıldığımızı görürsek inşallah açık yüreklilikle özürler dileyeceğiz.
Hadi AKP! İktidarsın artık. Muktedir olduğunu göstererek tabanını şenlendir ve ben de dahil muhaliflerini utandır utandırabiliyorsan...
Bakalım uzun yıllar sonra muktedir bir iktidar seçilmiş mi?
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa Aslan