Cuma, Ağustos 24, 2007

MAAŞLI JOKEYLER !...

Her zaman her yerde bir memnuniyetsizler, şikayetçiler vardır.
Bunları memnun etmek, bunların şikayetlerini sonlandırmak mümkün değildir.
Bunlar; her dönemden ve herkesten şikayetçidirler!...
Bunların tenkitten başka yapabildikleri bir şey de yoktur!...
Ve bunların hayatları boyunca "Benim..." diyebilecekleri ne bir işleri, ne de başarıları olmamıştır...
Bunlar hep el atına binmişlerdir bu yüzden de sık sık attan inmek zorunda kalmışlardır...
Bunlar; asla süvari olamamış, hayatlarını jokey olarak geçirmeye alışmış, kimin atına binerlerse onun düdüğünü çalan kısa mesafe binicileridir!...
Bunlar; şimdilerde 55-60 yaşlarında, yaşlandıkları ve eskidikleri için jokeylik bulamayan bitik ve yitik binicilerdir!...
Bunlar; bizim -maalesef- yaşça ağabey(!)lerimizdir...
Bunların hayatlarında fedakarlık yoktur!...
Bunlarda fedakarlığın adı aptallıktır!..
Bunlar; dün de böyleydi, bu gün de böyleler, yarın da böyle olcaklar!...
Bunlar hakkında bildiklerimi söyleyeceğime; "Şimdi Konuşma Zamanı" diyerek söz vermiştim...
Seçim bitti! Konuşmaya kaldığım yerden devam ediyorum.
Bunlar; 12 Eylül Kıyameti öncesinde de aynıydı!...
Anadolunun ücra köşelerinde ülkücüler, can cerip can alırken bunlar, Genel merkedeydi...
Rahmetli Başbuğumuz, bunlara görevler vermişti!...
Görev veren Başbuğ, bunların her şeyiydi!...
Çünkü; ülkücüler vatan sathında, can pazarlarında simit parası bulamadan çarpışırlarken, İmamoğlu rahmetlinin cebinden 35 kuruş çıkarken; bunlar, MHP Genel Merkezi'nden yüzlerce lira maaş alırlardı!...
Bunlara; "Eğitimciler" ünvanı verilmişti Başbuğumuzca...
Maaşlarını elbette Başbuğumuz verirdi.Bildiğim kadarıyla iki kişi hariç, verilen maaşa itiraz eden de yoktu.
Maaş ve görev verdiği için Başbuğumuz, bunların velinimetiydi!...
Bunlar; Başbuğumuz'un maaşlı jokeyleriydi!...
Maşları kesilir kesilmez, attan indirilir indirilmez; "Türkeş'siz Siyaset ve MHP" projelerinde görev aldıklarını da biliriz.
Bunlar; attan indirilince yeniden maaş ve binebilecekleri bir at bulma umuduyla yıllarca çalmadık siyasi kapı bırakmadılar!...
Ama 12 Eylül Kıyameti, at sahiplerinin tamamını tutuklayınca, bunlarda bir bocalama dönemi oldu...
Bu sırada gerçek süvariler olan ülkücüler; kendi atlarıyla "Ferman padişahın, Dağlar bizimdir." düsturuyla ya kaçak düşmüş ya da cezaevlerinde sonsuzluk seferlerine devam ediyorlardı...
Bunlara maaş veren, makam veren, milletvekili listesinde yer veren, bakanlık veren -kim olursa olsun- en başarılı liderdir!...
Bunların altından atını alan ve maaşını kesen ise -yine kim olursa olsun- memlekete, millete, devlete zararlıdır!...
Bunlar; sağlığında Başbuğumuz'a maaşları kesildiği, görevden alındıkları için saygısızlık hatta ihanet etmiş jokeylerdir!...
Şimdi Başbuğumuz'un adını kullanarak ülkücülere karşı hamaset yaparken; bizleri unutacak kadar da hafıza noksanlıdır, aptaldır bunlar!...
Biz bunları, Başbuğumuz'un atından indikten sonra ANAP'ın, DYP'nin hatta DSP'nin jokeyliklerini yaparken de izledik! Şimdilerde CHP'li olanlarını da görüyoruz! Daha neler göreceğiz!
Bunlar usta jokeyler olmadıkları için bindikleri bütün atları da diskalifiye ettirerek yarış dışı bıraktırırlar ve bıraktırdılar!...
Artık bir şeyleri gerçek olarak kabullenmek gerek.
Mesela ÜLKÜCÜLER, Başbuğsuzluğa(!) alışmak zorundadır...
Ülkücü Hareket ve ülkücüler; her yaratılanın ölümlü olduğu gerçeğinden hareketle Başbuğumuz'un öldüğünü, artık kabullenmelidir...
Ama bir fark ve şartla ki; her biri sonsuzluk süvarisi olan Ülkücülerin;Başbuğumuz'un emaneten kullandığı "Kutlu Sefer" atlarına bir daha bu maaşlı jokeylerin binmesine asla izin vermeden seferlerine devam etmelidirler...
Doğrudur bunlar; Başbuğumuz'un ve ikbal dağıtabilen her kesin ikbal atlarını tanırlar!..
O zaman bunların yapacağı veya bunlara yaptırılacak en doğru ve isabetli iş, maaşlı seyislikten ileri gitmemelidir...
Bu görev taksimatını yapacak erki, Ülkücü İrade iki kere seçmiştir. Üçüncü seçim adındaki işgal, şaibelidir.
Ülkücü İradenin Genel Başkan olarak seçtiği Devlet Bahçeli; bu maaşlı başarısız jokeylerle, sonsuzluk ve Turan Süvarileri Ülkücüler arasındaki seçimini doğru yapmak zorundaydı yapamadı veya yapmadı!...
Devlet Bahçeli; Başbuğumuz'un maaşlı jokeylerinden bazılarına -çok iyi tanımasına rağmen- bakanlık vererek Ülkücü Hareketin bu jokeyleri tanımasına da fırsat vermiştir. Ülkücü Harekete bu katkısını asla inkar edemem.
Bakanlık koltuğundan ayrılır ayrılmaz bu jokeylerin neler yaptıkları da kamunun gözleri önündedir!...
Bunlar; alışkanlıklarına devam ediyorlar ve edeceklerdir...
Bu jokeylere, gereğinden fazla kıymet vererek iltifatlar eden; çok söylememize rağmen bizi az dinleyen; kendisiyle birlikte bağımsız seçimlere girebilme yüreğini göstermeyen ama seçimlerden sonra bindirildiği attan kendileri inerek kaçan jokeylere kızan bir Türk Siyaset Adamı'nı, Muhsin Yazıcıoğlu'nu izlemekteyiz şimdi!...
Bu siyaset adamının ne kadar Türkçe duracağını; ne kadar Ülkücü Duruş sergileyeceğini, bütün ülkücüler izlemektedir. Bu siyaset adamımıza yeri geldikçe elbette seslenecek ve göndermeler yapacağız. Ama şimdilik konumuz; bu siyaset adamına saldırılara yapmaya çalışan jokeyler.
Bunlar, bu jokeyler, başka bir davranış bilmezler. Bunlara at vereceksiniz, atlarına seyis tayin edeceksiniz, atlarının yemini temin edeceksiniz ve eğer cins bir attaysa ve at yarış kazanmışsa bunlar başarılı jokey olacaklar.
Aksi halde kabahatli attır, atın sahibidir! Bunlar hayatlarında hiç başarmamış olmalarına rağmen başarısızlıktan münezzehtirler!... Bunlara karşı hiç bir cevap vermeden Türk Duruşuna devam ederek siyasetini yapmakla mükellef olan Muhsin Yazıcıoğlu; bunları bize ülkücülerin yargılamasına bırakmalıdır. Bu söz ustaları jokeylerin, kendisi ve siyaseti hakkında konuşmalarına fırsat vermemelidir. Türk Milleti'nin ve Ülkücülerin, Yazıcıoğlu üzerine kurduğu hayallerine dokunmamalı, dokundurtmamalıdır. Gerisi kolaydır.
Bunlar, bu bilinen siyaset jokeyleri bildiklerini yapınca da söz yine; şehadetinde cebinden 35 kuruş çıkan Yusuf İmamoğlu gibi sonsuzluk süvarilerine kalacaktır.
"Haydi yiğit haydi yeni akına
Ülkümüzün cihan varsın farkına.."
Konuşmaya; susmadan, ara vermeden devam etmezsem namertim...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: