Pazar, Mayıs 17, 2009

Kİ ALIRLAR VERMEK İSTEMESEN DE!...

Hamâset; sözlük anlamıyla yiğitlik, kahramanlık, cesâret...
Aylardır hamâset ve milliyetçilik kavramlarını yoğurup duruyorum! Hele Süleyman Demirel'in, Cumhurbaşkanlığı görevini bıraktığı günlerde dediği; "Bazı konularda hamâset ve milliyetçilik aklın üstüne çıkar!" sözlerini, yıllardır evirir-çeviririm!
Kuzuyla karışık, kurtla barışık siyâsilerin bütün millî değerlerimizi reddettiği ve Türk Milliyetçiliğinden -nedense- çok korktukları günümüzde; AB ve ABD'nin taleplerini karşılamayı demokratlık ve medenîliğin olmazsa olmazı sayan teslîmiyetçileri gördükçe, geçmişteki haksızlıklarımıza üzülüyorum! AKP'nin Kıbrıs'la ilgili "Ver kurtul"culuğuna karşı gene Demirel'in; "Biz artık istesek te o vatanı topraklaştıramayız!" sözlerini hatırladıkça öyle öfkeleniyorum ki!...
Arif Nihat Asya'nın;
"Tendürek'te, Kop'ta, Palandöken'de
Kurtların payı var gelip geçende
Ki alırlar vermek istemesen de!" dizelerindeki Türkçe dağ tarifini, hep kıskanmış ve dağlarımızdan utanmışımdır!... Bu hamâseti, milliyetçiliği çocuklarımıza aşılayamadığımız sürece, milletliğimiz tehlikede dolayısıyla devletimizin geleceği tehlikede farkında mıyız?.
Betonları üst üste yığarak apartmanlaştırıp komşuluğu, mahalleliliği bitirerek medenîleştiğimizi zannederek te milletliğimizi tehlikeye soktuk!
Medenileşmek uğruna apartmanlaştırılan Erzurum'da dinlemiştim. Sayılır kanaat önderlerinden, kadim dostum Hayrettin Kotangil'in evinin de bulunduğu apartmanda dayanılmaz gürültüler, feryatlar duyulur. Kimsenin umurunda değildir bu sesler! Dostumuz, hemen fırlar sesin geldiği daireye. Açılan kapının ardında sopalı, bıçaklı bir kardeş kavgası ve ayırayım derken arada ağzı-burnu kan içinde bir baba!... Kardeş kavgası elbette çok kötü ama arada perîşan olan babanın durumu, Dostumuzu çileden çıkarır! Kendine has üslûbu ve usûlüyle kavgacı kardeşleri ayırır. Sakinleşen kardeşlere babalarını göstererek; "Ulan i...ler! Babanıza birisi vursa hemen hesap tutarsınız değil mi? Peki şimdi size kim hesap tutsun yavşaklar?" Dostumuz haklı, kavgacı kardeşler pişmandırlar ve hem babalarından, hem de Dostumuzdan sayısız özür dilerler. Hayrettin Kotangil, Türkçe; "Kurtların payı var gelip geçende/ Ki alırlar vermek istemesende" sözünü ispatlar töreye sadâkati ve hamâsetiyle...
Her kes kavga edebilir. Bazıları kavga seyretmeyi sevebilir de! Bazıları da kavgayı ve seyrini sevmeyecek kadar vakûr ve doğuştan cesûrdurlar. Payları vardır gelip geçende ve alırlar vermek istemesen de! Komşu kavgasının arasına girerler bütün cesâmet ve cesâretleriyle. Bu cesûr, hamâset sahibi insanlar özeldir, güzeldir ama çok azdır! Bu özel ve güzel insanların varlığından çocuklarımızı haberdar edemezsek bırakın milletliği, insanlığımızdan vaz geçiyoruz demektir! Bu güzel insanların etraflarını gençlerimizle doldurmak zorundayız. Bu hamâset sahibi insanlardan istifâde etmek, millî akıl gereğidir.
Canımız yanmadan ateşin yaktığını, taşın baş kırdığını, suyun boğduğunu, bu özel insanları dinleyerek öğrenmek mümkün. Yazık ki onlarca yıldır bu güzel insanlarımızın sağlıklarında kıymetlerini bilemedik! Veya bilmemiz engellendi!
İşimize gelen yalanı, her zaman inciten doğruya tercih ettik! Bu tercihimiz yüzünden de her siyâsi, aptal muamelesi yaparak kandırdı bizi! Bizi kandıracaklarını bile bile yalancılarımızı alkışlayıp, seçtik ve seçtikten sonra da gâliz küfürlerle tenkîd ettik onlarca yıldır!Utanmaları kalmadığı için kurnazlığı akıllılık sayan yalancılarımız da, bu bile bile kanmalarımıza ve küfürlerimize sadece güldüler!
Şimdi tercîh zamanı; aklın üstüne çıkararak ya hamâsetimizi gösterecek, ya da birilerinin gelip bizi kurtarmasını bekleyerek köle zihniyetiyle küfrederek söylenip oyalanacağız! Milletliğimizi ise Allah korusun!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: