Çarşamba, Mayıs 13, 2009

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN "ÜLKÜCÜYÜM." DENİLİR?

Şehirler arası bir yolculukta, yaklaşık üç saat üniversiteli bir delikanlı ile yol arkadaşlığı yaptık. Türk Milliyetçisi olduğumu ve Yeniçağ yazarlarından olduğumu söylememden sonra delikanlı da Ülkücü olduğunu söyleyebildi fısıltıyla!
İncindim! Üzüldüm! Fısıltıyla da olsa ülkücü olduğunu sanki zorla itiraf eden delikanlıyı üzmemek için çok sıkıntı çektim yol boyunca!...
Ülkücü olduğunu zanneden ve Bahçeliciliğini -de suçmuş gibi saklayarak- yapmaya çalışan delikanlının ürkek hâlinden, kendini ifâde etmekteki sıkıntısından, taraftarlıkla ülküdaşlık arasındaki farkı fark etmekten uzaklığından, velhâsıl sadece ev arkadaşları ve ailesinin Bahçeliciliği yüzünden "Ülkücüyüm." demeye mecbûriyetinden çektiği sıkıntısından; hem onun yerine, hem ona benzer onbinlerce gencimizin yerine, hem kendi yerime, hem de Devlet Bahçeli'nin yerine utandım da utandım!...
Bir zamanlar; "Ne iş yaparsın?" sorusuna, göğsünü gere gere; "Ülkücüyüm." diye cevap verenlerden şikâyetlenmelerimiz aklıma gelince, bir daha utandım! İşsiz-güçsüz ama işsizlikle, aşsızlıkla mücâdele edebilmek için ülkücüyüm diyenlere yapılan; "Ülkücülükten geçinenler" iftirâsını hatırlayınca, târifsiz utandım! OECD'nin 2009 raporunda, dünyanın en fazla üniversite mezunu işsizine sahip nüfusumuzdan utandım!
Fakülte dördüncü sınıfında ve Bahçelici olan bir delikanlının; 9 ışık'ı sadece benim kuşak ülkücülerle karşılaştıklarında duyduğunu, Tûran idealinden habersizliğini, panislâmizme benzeyen ama dünya müslümanlarının kardeşliği içine müslüman olmayan Gagauz Türkleri'ni de iç güdüsel olarak katışını; Atsız'a, Gökalp'e ırkçı diye karşı çıkmaya çalışırken Diyarbakır'da Kürtçe oy istemenin demokratlık olduğunu zannedişini, N.Fazıl'a ümmetçi diye toz kondurmayışını, F.Gülen'e nerdeyse Peygamber mevkisi verdiğini gördükçe hem utandım, hem de "Debisi Düşük D.B"ye olan öfkem bir kat daha arttı!...
Bir Türk Genci; bu zor günlerde 'Ülkücüyüm' diyemezse, ne zaman der?
Türk Milleti'nin refleksi olarak kabul görmüş Ülkücü Gençliği, böylesine târifsizliğe, renksizliğe, tepkisizliğe, "bana değmeyen yılan bin yaşasın" aymazlığına sokmayı başaran; başarısız başarılı, farklılıkların farkında olarak siyâset yaparak millî bütünlüğümüze saldıran bölücülere yardım eden, demokrat "Debisi düşük D.B."nin, meclis grubundaki sorularına, iyice öfkelendim!...
Recep Tayyip Erdoğan'ın önündeki 367 vekil sayısı engelini, daha mazbatalar alınmadan kaldırarak; "Dağlara 'Ne mutlu Türk'üm diyene' diye yazmayı ilkellik ve tahrîk nedeni" olarak târif eden bir siyâsiyi Köşk'e taşıyan D.B'nin; " Hangi ihânete katkıda bulunmamız için servis yapmamız isteniyor? Gül’ün mutabakat zemîni nedir? Kimlerle anlaşılmış, kimlerin onayı alınmıştır? Hangileri milletimize dayatılmaya çalışılacaktır? Kaçırılmaması gereken fırsat nedir? Fırsattan maksat nedir?" sorularına; gûya yüksek sesle soracağım derken öksürüklerle kestiği, kulak tırmalayan, kontrolsüz bağırmalarına iyice sinirlendim!...
Şükür ki; Ümrâniye Bombaları diye başlatılıp sonra Ergenekon diye adlandırılan, baskı malzemesi ve 'Debisi düşük D.B.'nin demokrat(!)ik destekleriyle her geçen gün biraz daha kuvvetlenen AKP baskı rejiminin sorumlularından hesap sorma günlerine az kaldı!
Yerel seçim olması, belediye başkanlığı ve belediye meclisi üyeliğine aday olan ülküdaşlarımızı incitmemek için açık muhalefet edemediğimiz D.B.P (Devlet Bahçeli Partisi)'nin, MHP diye yutturulmaya çalışılmasına karşı açıkça karşı duracağımız günlere az kaldı!
Bahçelicilik'i ülkücülük zanneden ve ülkücüyüm demekten korkar hâle getirilen Türk Gençliğinin hesâbını sormak, sadece bize, Türk Milliyetçilerine düşer! Yeniden Türk Milliyetçiliği fikrinin mensûbu ve savaşçıları olarak olarak; keseri döndürdük, sapı döndürdük! İş sadece yanlış hesâbı Sandık'tan döndürmeğe kaldı!...
"Ülkücüyüm" demekten çekinen Türk Gençliği'nin hesâbını verirken 'Debisi Düşük D.B.'nin utanıp utanmayacağını da ölesiye merak ediyorum! Allah(c.c.)'ın o güzel hesaplaşma günlerini nasîb etmesi için yalvararak dualardayım vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: