Pazartesi, Mayıs 18, 2009

KUCAĞIMIZDA SAKALIMIZI YOLANLAR!...

Türk Milleti;
Zorba güçlü ile muktedîrin farkını; haklı ile 'hakkımdır' diyen gaspçı yobazın farkını; zûlme muhatap mazlûm ile zâlimle yatağa giren fikir fâhişesi işbirlikçinin farkını; işgâlci zâlime direnen direnişçi gerilla ile devlete isyân eden terörist eşkiyânın farkını; yasalara saygılı, devlete sâdık, devletini kendisinin kurduğunun farkında olan milletle, 'farklılıkların farkında' olduğunu iddia eden, bir milleti halklar diye farklılaştırmaya uğraşanların farkını yok etmeğe soyundular!
Zeki, çalışkan, cesûr Milletim;
Tarih mîmarı Türk Milleti; milletliğimizi, bütünlüğümüzü, birliğimizi, milliyetçiliğimizi yok etmeğe soyundular!
Yasalara ve güvenlik güçlerine olan inancıyla kapısını açık bırakan suçlu; ihtiyâcından mazereti(!)yle çalan hırsızın yaptığını meşrûlaştırmak için insan hakları var!...
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." tarifinden hareketle, on bin yıllık Türk teamüllerinden hareketle; "Ne mutlu Türk'üm diyene." diyen tahrikçi, ilkel, suçlu; yürürlükteki yasalara göre yapılan ama geçerliliği defalarca sohbet götürecek olan bir seçim sonrasında; "Kürdistan'ın sınırlarını" belirleyen kahpeliğin insan hakları var!...
Devlet ve milletin can-mal güvenliğinden sorumlu güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, şanlı ordumuz ve sivil destekçiler "Geçici Köy Korucuları"mız suçlu; devlete baş kaldıran, köyler basan, evler yıkan, canlar yakan, bebeklere kurşun sıkan, namazda 45 kişiyi katleden, terhis olmuş tamamen sivil 33 Türk gencini kurşuna dizen kahpelerin, puştların, insanlığın yüz karalarının insan hakları var!...
Kuş konmaz kervan geçmez tarifli yerlere, dağlara komlara, köylere, yol götüren, elektrik-su götüren, okullar yapan, köprüler kuran, hastaneler yapan, doktor-hemşire, öğretmen-polis, yol işçisi gönderen devlet işgâlci ve suçlu; yapılan yolları bozan, köprüleri uçuran, okulları yakan, sağlık ocaklarını patlatan; öğretmeni, hemşireyi, doktoru, askeri, polisi, korucuyu, yol işçisini kahpe pusu ve baskınlarla şehîd eden nankör domuzların insan hakları var!...
Türk Milleti;
"Devlet baba" tanım ve teamülünle kucağına aldığın, kucağına oturttukların sakallarını yoluyorlar! Gözüne parmak sokuyorlar! Karınlarını doyurdukların, onları doyurmak için kurduğun fırınlarını yıkıyorlar! Can ve mal güvenliklerini sağlamak için uğraştıkların seni hâin teröriste satıyorlar! Gündüz alış-veriş yaptığın, çocuklarına oyuncaklar, şekerler, çikolatalar verdiklerin, gün batımından sonra sana kurşun sıkıyorlar! Asayişi temin etsinler diye teknolojik bütün donanımları var olan istihbaratçıların siyasallaşarak telekulakçılık oynayıp bu terörist yandaşlarını tesbît etmiyorlar!
Sıcak çatışmalarda itlâf edilen, gebertilen terörist alçaklar ve onların yakınları; gündüz başka, gece başka görünen vatandaş maskeli hainlerin insan hakları var; asayişi, yasa hâkimiyetini, Devlet otoritesini kurmak için ölen-öldüren yasal güçlerin suçlu!...
Türk Milleti;
Allahını seversen; dağlar gibi yığdığın kemiklerinden, seller gibi akıttığın kanından nâdim ol! Uğradığın ihânetlerden, gördüğün kahpeliklerden dersini al! Türk Milleti kendine dön!...
Artık sadece Türlüğün değil dünya insanlığının tek temsilcisi; hürriyet ve sosyal adâletin tek ama tek direnişçisi olduğunun farkında ol! Fıtrâten dünya nizâmından sorumlu olduğun için bütün korkak emperyâlistlerin hedef düşmanısın!..
Türk Milleti, Tanrı aşkına ayık ol! Tanrı aşkına kendine dön Türk Milleti...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: