Salı, Kasım 17, 2009

MHP'SİZ MİLLÎ MECLİS OLUR MU?

10 Kasım'da, millî yas günümüzde; demokrasiyi araç kullandığını Meclis'te kürsüde de tekrarlayan zihniyetin, Atatürk ve cumhuriyetiyle hesaplaşmasına zemîn hazırlanıldı! Bu toplanmanın, bu hiçe sayılmanın adı da, gününden önce; "Meclis'te hesaplaşma!" olarak îlan edilmişti!
Yapmayın dedik! Gitmeyin dedik! Ya duyulmadık ya da kaale alınmadık!
Bizi, duymayın, kaale de almayın! Olanın millete olduğunu bilmesem "Oooh!" diyeceğim ama diyemiyorum!
Meclis konuşmalarından sonra, yaygın basın ve medyada; AKP'nin erimeğe başladığı, CHP ve MHP'nin aşırı bir yükselmeye geçtiği yönünde anket sonuçları yayınlandı! Yalandan kim ölmüş?
Anketlerin en teknik yalan söyleme aracı olduğunu, yıllardır kavrayamayan veya can yakan gerçektense duymak istenen yalana rağbet edenler de bu anket sonuçlarını yayabildikleri kadar yaymağa, duyurmağa gayret ettiler!
Tam da bu; "AKP eriyor, CHP ve MHP nerdeyse AKP'yi yakaladı!" taraftar müjdelerden kulaklar tutulurken Anadolu'nun göbeğinde, Burdur'un Gölhisar İlçesi'ne bağlı Yusufça Beldesi'nde seçim yapıldı.
Sandıktan çıkan geçerli 1257 oyun, 587' sini Akp, 357' sini SP, 249' unu CHP, 58' ini DSP, 4' ünü DP, 3' ünü TKP aldı. MHP ve DTP yok!...
Sormadım. Merak ta etmedim ama MHP aday göstermemişse gırtlağımı yırtarcasına; "Nedeeeeen?" diye sorarım! Anadolu'nun göbeğinde, Burdur'da belde belediye başkanlığına aday olacak bir ülkücü yok muydu?
Bir de tersten bakalım. Beldenin nüfusu 2000'den az diye belediyeliği iptal ediliyor. İptâl eden AKP! Yusufça mahalle iken yapılan Gölhisar belediyesi Başkanlığı seçimini, SP kazanıyor. Yâni AKP cezalandırılıyor. Sonra Yusufçalılar, mahkeme kararıyla yeniden beldelik haklarını alıyor ve seçime gidiyorlar. Belediye Başkanlığını; ellerinden belediyelerini alan AKP'ye veriyorlar!... Kâğıt kalemle, orta öğretimden öğrendiğim kadarıyla bir oranlama yaptım. AKP; %40, SP; %21, CHP; %11 oy almış... Tekrâren MHP'nin esâmisi yok!
MHP'den değil, Ülkücülükten ve Ülküdaşlarımdan değil, Türk Milliyetçilerinden hiç değil, Devlet Bahçeli'den niye rahatsız olduğumuzu, Devlet Bahçeli'nin MHP'yi milliyetçilikten kurtarmak, sıradanlaştırmaktan başka bir gâyesinin olmadığını feryâd ederken ne söylemek istediğimizi anlatabildik mi?
AKP-DTP ve Haçlı projelerinin Gâzi Meclis'te hem de 10 Kasım günü görüşülerek meşrûlaştırılmasına yardımcı olarak demokratlığını ispatlayan Bahçeli; bir siyâsi partinin olmazsa olmazı seçime girmek demokratlığını göstermiyor! Niyeeee?
Birileri, bu konuda milleti de rahatlatacak makûl bir açıklama yapmak zorunda değil mi?
Yarın, bütün ülkeyi karış karış dolaşarak gayr-ı millî projelerini demogojiler yaparak anlatmağa başlayacak olan AKP'yi, kim durduracak? Bir de tam bu günlerde yeniden AKP'nin "tele kulak" bahânesiyle Cumhuriyet Başsavcılığınca incelenmeğe alınmasındaki zamanlamayı ve aklımıza gelenlerden korkmamızın gereksiz olduğuna bizi kim iknâ edebilir?
Türk Milliyetçileri, Ülkücüler;
Allah aşkına artık gerçeğimizle yüzleşelim! Her kesin ama her kesin bulunduğu yerde MHP Teşkilatlarına sahip çıkmak gibi bir mecbûriyeti var! Bütün ülkücüler, Bahçeli'ye rağmen bulundukları yerde Teşkilatlara üyeliklerini yaptırmak zorundalar! Sırasıyla beldelerinize, ilçelerinize, illerinize, bölgelerinize ve sonunda da genel merkezinize sahip çıkmak zorundasınız!
Anadolu'nun göbeğinde bütün şartlar AKP'nin aleyhineyken sıfır çeken bir genel merkezle, yârın genel seçimlerde MHP baraj sıkıntısı yaşarsa, hem hepiniz suçlu ve hain ilan edilirsiniz, hem de kendi teşkilatlarınıza seçim telâşesi ile sokabileceğiniz memleket evlâtlarını Meclis'e gönderememiş olursunuz!
Bu gidiş, gidiş değil! Benden söyleme ve hatırlatması! Vallahi seçim yârın! Bir şeyi bir daha değiştirip, her şeyi yeniden değiştiremez misiniz?
Gücüm yetse Devlet Bahçeli'ye su bile vermem ama MHP'siz Meclis'e de Türkiye Büyük Millet Meclisi diyemem!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: