Pazartesi, Kasım 09, 2009

ON KASIMLARA...

Heeeeey! Dünya!
Heeey! Haçlı emperyalist dünyanın işbirlikçileri!
Bilir misiniz, ölümü öldürenler ölümsüzdürler!
Türk milleti olarak; her senede mutlaka var olan bir 10 Kasım gününü, feleğe sitem ederek, o güne buğz ederek ama her kesin ölümü tadacağı İlâhi buyruğuna da tevekkülle teslîm olarak idrâk ederiz...
Şahsen bütün sevdiklerimin dünyalarını değiştirdikleri, ölümü tattıkları günleri unutmam. Bu günlerden üç tânesi vardır ki; hayatta olduğum sürece "Kara gün" adıyla anacak ve hep bu günlere buğz edeceğim...
Bir; 10 Kasım... Bir; 4 Nisan... Bir; 26 Mart...
Bu üç kara gün; yakın geçmişimizin -bana göre- kıyâmete denk günleri...
Bu üç kara gün, aynı zamanda Türk'e tuzak kurmak isteyen bütün şer güçlere karşı, ölümüne direnmeğe edilen yeminin tekrarlandığı günler...
Her kara günü, geldiğinde yâd ederek, her kara günde o günü karartan olayı tevekkülle kabullenişimize ya itirâz eder, ya da içimize haykırarak susarız bir daha!...
Aslında -işbirlikçilerin inâdına- bu özel günleri, güzelleştirdik bile! Türk tarihinde özel yer almış, dünya tarihinde çok özel yerleri zorla kapmış Yiğitlerimizi, bütün dünyaya bir daha hatırlatan bu günleri, kara lîbaslarından çıkardık gönül rahatlığıyla!
Lord Curzon'un Lozan'da; "Şimdi bu masada verdiklerimizi, yakında ekonomik zorluklar içine düştüğünüzde bir bir geri alacağız." tehdîdine sağlığında on beş yıl gülerek, ölümünden sonra da yetmiş bir sene, kurduğu millî devlet sistemiyle direnerek cevap vermiş Muhteşem Türkümüz'ü hatırlattığı için, karalıktan çıkardık 10 Kasım'ı!...
O'nun kurduğu devlet ve O'nun hayata geçirdiği sistem sâyesinde biletçilikten Başbakanlığa kadar yükselebilen kara budundan kişilerin; kendilerine hayâl üstü ikbâller sağlayan bir sisteme ve o sistemin bânisine vefasızlıklarını hatırlattığı için de özelleştirdik 10 Kasım'ı!...
Bindiği dalı kesen kurnazlara -uyarmak gâyesiyle- bindikleri ve kestikleri dalın çok yüksek olduğunu, oradan düşerlerse çok zarar göreceklerini hatırlatarak Türklüğümüze yakışanı yapmak zorundayız bu 10 Kasımlarda!...
"Yaşayanın tek ödülü ölümü
Şehîtler ölerek ölümsüzleşir.
Millet hayatının özel bölümü,
Tarih için ölüm ile yüzleşir..." (M.A.)
İsteyen bu günlere istediği şekilde bakmak, isteyen istediği şekilde yaşamakta elbette serbesttir 10 Kasımları...
Bir gerçeği bilmek zorundadır ama her kes: Haçlı hayâllerini bitiren, emperyalistlerin elinden yaralı avını alan, yine Lord Curzon'un deyimiyle; "20.yy.'ın ilk elli yılını belirleyen" irâde olan; hânedanın, sultanların, ağaların, zorbaların elinden aldığı yönetimi milletine devreden büyük bir millet evlâdının, ölerek millî hâfızâda ölümsüzleştiği gündür 10 Kasım!...
Her 10 Kasım'da dirilen, kurduğu sistemin emperyalist haçlıya direnciyle varlığı her geçen gün biraz daha netleşen, ölümünün üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen milletini tesellî etmeğe, millet düşmanlarını kahretmeğe, gençliğe yol göstermeğe devam eden Muhteşem Türkümüz'e, Atatürkümüz'e, değişmez Millî Önderimiz'e rahmetler olsun!
Selâmlar, saygılar, dualar olsun...
Dünya durdukça Türk dursun, binlerce 10 Kasımlarda Tanrı Türk'ü Korusun...
TÜRK'ÜM. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: