Pazartesi, Kasım 16, 2009

SİZDEN BAŞKA BİZ YOK!...

İnsanın kendini yargılaması, söylerken kolay, gerçekte ise zor bir iş! Hadi! Hep berâber, kendimizle hesaplaşalım!
Üçlü-beşli sohbetlerde konuşmak kolay değil ama zor da değil! Herkesin bu sohbetlerde söyleyecek sözü vardır. Asıl zor olan, insanın kendine itiraf edeceği, kendi gerçekleridir!
Her kes, bir şey söylemeğe karar verdiğinde aklındaki adları, örnek aldığı, örnek verdiği kişileri söylerken zorlanır! Her kes, en iyiyi, en doğruyu yapmış olmayı ister. Ve her kesin kendine göre bir iyisi, bir doğrusu var! Yâni hepimizin şuur altında kendi özellerimiz saklı! Seven de, özelleştiren de biz, saklayan da biz! Her kes haklı ve her kesin haklılığı, kendinde saklı! Bu da insanın insanlık özelliği!
Buradan hareketle hepimiz, hep birilerini anlaşmak istemedikleri için suçlarız! Aslında anlaşmayan biziz! Eskitmeği çok sever olduk, farkında mısınız? Bu yüzden de insafsızca eskitirken eskidiğimizin farkında olamadık!... Hani her şeyin yenisi, dostun eskisi makbûldü?!...
Duygularımızın körelerek şuur altı çöplüklerimizde kaybolmasına nasıl izin verdik? Kaybedenin biz olduğumuzun farkında değil miyiz? Eskittiğimizi zannederken eksildiğimizin farkında değil miyiz? Artık bu, kendimizi bitirişe son vermenin zamanı gelmedi mi?...
Devlet-millet düşmanlarının, birlik-dirlik düşmanlarının, alt kimliklilerin demokrasiyi araç ve maske ederek, güç birliğiyle saldırdığı günümüzde; bir dostumuzu, bir ülküdaşımızı, bir yoldaşımızı eskitip yok etmeğe, hakkımız olabilir mi?
Hasımların düşünürken bile sevindikleri perâkendeleşmeyi, kendimize revâ gören biz miyiz? Elimizle kendi gözümüzü çıkarmaktan vaz geçmeyecek miyiz? Kafamızı, kendi ördüğümüz taş duvarımıza vurmaktan vaz geçmeyecek miyiz? Perakendecilikten, bencillikten, enâniyyetten dönmeyecek miyiz? Bizi hangi kötü nefesli cadı efsûnladı?
Hepimiz hepimizi bilirdik! Hepimiz birbirimizin derdini bilirdik! "Birimiz hepimiz,hepimiz birimiz için..." düstûruyla yaşardık! Bu yüzden güçlü, bu yüzden yenilmezdik! Aynı kişiler değil miyiz? Kocadık mı? Öldük mü?
Türk Milliyetçileri!
Kimse, kendinde saklanarak cevapsız sorularına sığınmasın! Her kes, kendine ve yüksek sesle sadece; "Bana ne oldu?"sorusunu sorsun! Her kes, kendine ne olduğunu, çözdüğü anda merak ettiklerine ne olduğunu da anlayacaktır! Soru da kendimiz, cevap ta!...
Çünkü; teknolojinin çıldırdığı, daha fazla demokrasi adıyla zâlimin kudurduğu, şer güçlerin ittifâk ettiği günümüzde, Ülkücü Hareket'ten başka fedakâr hareket yok! Dağınık duramazsınız!
Hadi, nefsinizle-kendinizle savaşınızdan gâlip çıkın! Hep berâber ve bir kerede olsa; " Benden başka hatâlı yok! Ülküdaşlarımın en hatâlısına kurbân olayım!.." diye haykırın! Dünyaya bir daha gelmeyeceksiniz! Allah(c.c.)'ın tanımayı ve tanışmayı nasîp ettiği Ülküdaşlarımızla beraber ne yaparsak, hayattayken yapacağız! Ha bire ölerek eksiliyoruz farkında mısınız? Bizim en çirkinimiz, dünya güzellik kraliçesinden güzel değil midir?
Türk Milliyetçileri!
Başarmak zorundasınız! Başarmak için barışmak, barışmak için sür'atle bir araya gelmek zorundasınız! Güç birleştirmek, söylemlerinizi, akıllarınızı birleştirmek zorundasınız!
Bu birliğe ihtiyâç var! Armudun sapından, elmanın çöpünden diğer hasat mevsimine kadar vaz geçin! Bu milletin Türk milliyetçisinden başka "Karşılıksız Seven"i yok! Atalarımız, devlet kurmayı başarmışlar, biz de devlet kalmak zorundayız!...
Millet siz, siz milletsiniz! Devlet siz, siz devletsiniz! Birilerinin zırhınızı, ters yüz etmesine izin veremezsiniz!...
Sizden korkmak üzere yaratılmış hainden, bölücüden, uzaktan kumandalılardan, siyasî topaçlardan, rüzgar güllerinden, çekiniyor gibi duramazsınız! Bu, eşyanın tabiatına ters!...
Gün batmadan yeni gün seferine hazır olmak zorundasınız. Çünkü siz; Dâvâ Adamları'sınız. Çünkü siz; Türk gibi durmak, Türk gibi davranmak ve Türk milletine sahip çıkmak zorundasınız...
Vallâhi sizden başka biz yoook!...
TÜRK'ÜM. BU AD HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR.

Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: