Perşembe, Kasım 12, 2009

TARİHİN TEKERRÜRÜ...

"Muîni zâlimin dünyada erbâb-ı denâettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bi-insâfa hizmetten." N. Kemâl-Hürriyet Kasidesi'nden

İbret alınmadığı için tarih tekerrür ediyor! Gûya çok bilinen; sağcı-solcu, millî-gayrı millî, âlim-ümmî her kes tarafından onlarca yıldır tenkîd edilen "Kızıl Sultan" dönemininin reksizini yaşıyoruz!
Yalnız müthiş bir farkla ki Sultan Abdulhamîd; batılılar, Haçlılar tarafından parçalanıp paylaşılmak istenen bir devlet ve milleti korumaya uğraşmışken Demokrat Kızıl Sultan Tayyip, uğruna milyonlarca can verilmiş, mukaddesleştirilmiş vatan toprağını parçalamağa, paylaştırmağa çalışıyor!
Abdulhamîd'in emperyalizm ve Haçlı'dan devleti-vatanı koruyabilmek için aldığı istihbârât tedbîrleri, Demokrat Sultan tarafından tamamen aksi amaçla kullanılıyor! Dedektifler var, dedektifleri izleyen-gözleyen dedektifler var! Çok önemsediğim kanaat önderlerinden, akîl münevverlerden Sayın Nihat Çetinkaya'nın, bir televizyon programında; "AKP kendi silahlı gücünü oluşturuyor." tesbîtinin gerçekleştirilmesini izliyoruz! Artık bir polis devletiyiz! Çok gariptir ki bütün bunlar; "Demokrasi tramvaydır, gereken durakta ineriz!" diye tarif edilen, sistem kullanılarak yapıldı!
Yine çok garitir hatta çok garipten de ötedir ki; demokrasinin kendini koruma refleksi olan muhalefet te, gûya direnirken demokrasiyi araç olarak kullanan Sultan Recep'e yardıma devam ediyor! Millet olarak komplo teorilerinden başımız döndü! Bu hızlı baş döndürücü dönüşlerden, değişmelerden-gelişmeşlerden, takîyyelerden midemiz bulandı. Kusmak üzereyiz!
Kurumlar arası insicâm yani yasal kurallara bağlı uyum, yeniden şekillendiriliyor ve bütün yollar, Sultan Tayyip'e çıkıyor!
Muhalefetin basîretsizliği ve beceriksizliği yüzünden; Cumhurbaşkanı'nı, Meclis Başkanı'nı Demokrat Sultan atadı! Kabineyi yani Bakanlar Kurulu'nu onun ataması, zâten sistem gereği...
İmza yetkili bürokratları atayıncaya kadar, daha açıkçası Köşk'e imam-hatipli birini çıkarıncaya kadar vekâletlerle idâre edildi. Köşk imam-hatipli edilip millî-yasal veto hakkı ortadan kaldırılınca kısa sürede devlet kurumları, teslîm alındı!
Vatandaşı, ilk öğretim çocuklarını, çiftçiyi, sendikacıyı, şehit ailelerini, partilileri, bakanları ve nihâyet Meclis Başkanı'nı fırçalaya-fırçalaya kesin hükümranlığa adım-adım, hazmettire-hazmettire ulaşıldı muhalefetin müthîş desteği ve demokrasi sâyesinde!...
Ümraniye Bombaları diye başlatılıp Ergenekonlaştırılan bir süreci, yasaklanmasına rağmen canlı yayınlarda izledik! Okyanus ötesinde, dünya jandarması, değişmez müttefik(!)imizin koruma-kollamasındaki Ilımlı İslam'ın baş aktörünün; "Hilmi Özkök Genel Kurmay Başkanı olduğunda" siyâset üzerindeki askerî vesâyetin biteceği kehânetini de canlı yayınlarda izledik!
Cumhuriyet ve ilkelerini koruma-kollama görevini darbecilik gibi algılayan Okyanus ötesinin "bizim çocukları" sâyesinde, Anayasa da cumhuriyetin koruyucusu olarak görevlendirilmiş Türk Silahlı Kuvvetleri komutanları, artık kendilerini koruyamıyorlar!...
PeKaKa'nın siyâsallaşmışları kadar yasal haklarını kullanamayan Genel Başkan Vekilleri'nden oluşan muhalefet amigoları da ancak Meclis'te pankart açabiliyorlar!
Köşk ve Konut arasındaki müthîş uyum sâyesinde; Meclis Başkanı da, bakanlar da basın mensuplarının gözleri önünde fırçalanabiliyor!
Ergenekonlaştırılan bir dâvâyı yürütmekle görevli Baş Savcı izleniyor, dinleniyor! Ve hâlâ Gâzi Meclis'te gûya milleti temsîlen 550 demokrat kişi var!
Suç ve ceza ikiz kardeş gibidir. Biri büyüdüğünde öbürü de büyür ve denge sağlanır diye öğrenmiştik demokrasi ve cumhuriyette... Demokrat Kızıl Sultan sâyesinde suç, her geçen gün büyürken cezânın yerini ödüllendirmeler aldı ve bu cennet vatan, bir suç ve suçlular cennetine dönüştü!...
Eeeey Gâzi Paşam! Sarı Paşam! Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin? Artık kalkamayacağını biliyoruz ama birilerinin, haleflerinden birilerinin rüyasına gir bâri n'olur Paşam, n'olur!...
TÜRK'ÜM. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: