Çarşamba, Kasım 04, 2009

MUHALEFET, ANIT KABİR'E...

Koyun can derdinde, kasap yağlı et!...
Atatürk ve Cumhuriyetle hesaplaşılıyor gûya! Demokrasiyi tramvaylaştırmış demokrat(!)lar; onun sâyesinde zirve makamlara geldikleri Atatürk Cumhûriyetini yok etmek için akıl almaz hamlelerdeler!
Devletin Valisi, Cumhuriyet Bayramı'nda, kim bilir kaç para harcadıkları avrupaî bir hafif meşreplikle pastadan heykel çıkarttırıyor! DTP, İmralı emriyle dağdan indirilen teröristleri Gâzi Meclis'e getirmek hazırlıklarında!
Yıkılan bir imparatorluk enkazından, yağmalanmış bir cihan haritasından yeni bir Türk Devleti çıkarıp yönetim şeklini Cumhuriyet eden ve övündüğü en büyük eseri bu sistemi cemâhire, cumhûra yani millete emânet eden Devletin kurucusu Muhteşem Türk Atatürk'ün ölüm gününde, T.B.M.M.'nde konuşulacak başka konu mu yok, "açılım" adı koyulan yıkım projesi getiriliyor!
Yıllarca; "Her 1o kasım'da sap gibi durmanın" anlamsızlığını söyleyenlerin, Atatürk ve sistemine karşılıklarını hiç saklamamışların, bu davranışı, normal ve hatta çok akıllıca!
Garip olan, Atatürk'ün kurduğu parti olmakla hayatta kalabilen Ana Muhalefet Partisi'nin ve Türk milliyetçiliğinin açık adresi ve markası olmuş diğer Muhalefet partisi'nin, bu kurnazca tezgâhlanmış oyuna düşerek 10 Kasım'da Meclis'te hesaplaşma(!)ya hazırlanmaları!
Emânete sahiplik bu mu? Atatürk'ün, maddî ve siyâsî mirasına sahiplik bu mu?
Türk Milliyetçiliğini doktrine etmiş, Türk Milleti'nin siyâsi refleksi Ülkücü Gençliği oluşturmuş Başbuğ Alparslan Türkeş'in siyâsî vârisliği bu mu?
Çok bilinerek 10 Kasım'da "sap gibi durmak"tansa, kurucusunun ölüm yıl dönümünde Cumhûriyeti sorgulamağa hazırlanan AKP'yi Meclis'te bırakarak Muhalefet Partileri olarak Anıt Kabir'de bir anma töreni, neden akla gelmez? AKP-DTP-PKK ittifakını, kurnazlıklarıyla başbaşa bırakmak neden düşünülmez?
Birinin, Recep Tayyip Erdoğan'ın yasağını kaldırttırarak Başbakan olmasını sağlamak; diğerinin Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e bir "imam hatipli"yi çıkarmak hayâlini kolaylaştırarak Abdullah Gül'ü Köşk'e taşımak gibi tarihî birer hatâları varken; 10 kasım günü Türk Milleti'nin yüreği ve gözleri kan ağlarken Cumhuriyetin çekiştirilmesine ortak olmalarının bir mantığı var mıdır?
10 Kasım'da; Anıt Kabir'de Atatürk'ün mânevî huzurunda, milyonlarca millet evlâdıyla birlikte emânete sahip çıkmak; araç olarak kullanılan, tramvaylaştırılan Recep Tayyip demokrasisine ters midir yoksa? Sizlerin de DTP'liler kadar dokunulmazlığınız yok mu? Yoksa sizi de mi Silivri'ye tıkarlar? Sizin kanınız, Silivri'dekilerden kırmızı mı?
Mecliste sayınız yetmiyor biliyoruz! Ama bir kişinin bile isterse nasıl muhalefet edebileceğini, Kamer Genç'ten gören de mi yok!
Artık sessiz ezici çoğunluk ne der bilemem ama şahsen ben; 10 Kasım'da Meclis'e giderlerse; 2. Cumhûriyetçilerin, Yeniden Osmanlıcılar'ın çok kurnazca hazırladıkları tezgâha düşen Baykal'ın da, Bahçeli'nin de sadece "Allah bir" dediklerine inanırım! Gayrı sözlerini sözden bile saymam!
Farklı davranmayanın farkı, fark edilmez!
Milletin başına sardığınız bu belâdan, milleti kurtarmaya mecbûrsunuz! Siyâset; çârelerin tükendiği yerde çâre üretmek sanatıdır! Artık saklanamayan bu sivil darbeye, demokratça sonuna kadar karşı çıkmak zorundasınız!
Deniz feneri soruşturmasında, en şaibeli kişi Zahid Akman'ı; "Temiz bir kardeşimizdir." diyerek bağlı olduğu Bakana karşı bile koruyan zihniyetin karşısında; Genel Kurmay'ı bir kurmayına sahiplenmesi yüzünden siyâseten desteksiz bırakamazsınız!
Emniyet istihbârâtının; her kes, hatta hepiniz hakkında bilgi-belge toplaması yasalken; Cumhuriyeti korumak ve kollamakla yükümlü Askeri İstihbârâtın bir cemaat ile ilgili bilgi ve belge toplaması neden suç?
Atatürk'e, Laik Cumhuriyete layıkîyle sahiplik edebilmek için tarihî bir fırsattır bu 10 Kasım!
Muhalefet olarak siz Anıt Kabir'de milletle birlikte üzerinize düşeni yapın ve diğer ittifakı Meclis'te kendi oyunlarıyla başbaşa bırakın! Görün neler olurmuş?
TÜRK'ÜM. "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: