Pazartesi, Aralık 28, 2009

HÜR AKILLARIN KALESİ...

Değerli dostlarım, gönüldaşlarım;
Bir kaç kere bana da yazılan, taraftar sitelerde ısrarla seslendirilen ve bizleri de yaygın basının 'Dolma Kalemler'i gibi milyon dolarlara hükmeden, yalılarda yaşayan, Karen Fogg çocuklarından, Soros kiralıklarından zannedenlerin olduğunu, çok üzülerek duyurmak bilvesîle siz kadirşinas yüreklerle hasbihâl etmek istiyorum.
Kalem eydür:
Atalarımız; "Bî-taraf olan ber-taraf olur." demişler. Adlarını kendileri "ulusal" koyan ama asla ulusal-millî olmayan 'Yaygın Basın'dan, bir tane tarafsız olanı yok! Bu kesin bir tesbittir ama bu hâl doğru mudur?
Yanlıştan örnek olmayacağını bilmemize rağmen onlarca yıldır dayatılan süslü-boyalı yanlış örneklerden hareketle bizler de -galiba- yanlış ile doğruyu karıştırdık!
Bilinir ki gazeteler; Gazete sahibi, Muhabirler ve Muharrirlerden oluşur.
Gazete sahibinin gâyesi hizmet verip verdiği hizmetin karşılığını da madden almaktır. Gereken budur ve doğrudur. Eğer para kazanmaz ve kazandırmazsa gazetenin ömrü olmaz. O yüzden bâzen kızsak ta Gazetemiz diyebildiğimiz Yeniçağ Gazetesini, ısrarla almak millî tavır koymanın bir şeklidir zannederim...
Muhabirler; haber arayan ve haber yapanlardır. Tarafsız olmağa mecbûrdur veya olmalıdır. Haber, sadece haberdir. Muhabirin görevi de bütün meslektaşlarından önce haberi yakalamak ve gazetesine ulaştırmaktır. Haberin faydası-zarârı muhabiri ilgilendirmemelidir. Habere yorum katmak bile muhabirin haberini zayıflatır!
Muharrirlere-köşe yazarlarına gelince taraflıdırlar. Taraflı olmak zorundadırlar. Taraflı olmazlarsa muharrir olamazlar! Muhabir haberi getirir. Yönetim ve yazı işleri, haber olup olmadığına karar verir. Haber yayınlandıktan sonra veya anında muharrir, haberi ya alkışlayacak ya da tenkîd edecektir. Yani haberin ya yanında, ya da karşısındadır. Dolayısıyla her iki halde de taraftır, taraflıdır...
Ma'lesef günümüzde 'Yaygın Basın'ın bir kısmı AB'ci, bir kısmı da ABD'cidir. Buralarda köşe verilen muharrir maskeli kişilerin çoğu da istihdâm edilmiş "Dolma kalemler"dir. Milyon dolarlara tranferler yaşarlar ve bu gün methiyeler yazdıklarına, bir gün sonra -daha fazla tranfer ücreti veren- patronunun direktifiyle küfürler yazabilirler! Bu "Dolma Kalemler"in dinleri, imanları, felsefeleri, idealleri tektir ve paradır!
Daha ne kadar olur bilemem ama Türkçe nâra atmaya devamda kararlı "Kurşun Kalemler"den biriyim. Nefes alıp-verdiğim sürece kalemimi bırakmaya asla niyetim yok. Yazmam istenen konularda yazmayacağım gibi, -isteyen kim olursa olsun- yazmamam istenen konularda da yazmaya devam edeceğim!
Bizim gibi millî kalemleri susturmanın bir tek yolu vardır. Denemek isteyene de milletimiz adına ve Allah Rızasına hevesimizle hareket serbestisi vermişiz!...
Yeniçağ'da yazan ülküdaşlarımın ve diğer refiklerimizin tamamı da hep hür akıllılar olarak düşünürüm. Onlar da; emsâlleri paradan yana olurken, millî ve bağımsız karakterleriyle kendi fikirlerini yazarlar. Sadece kendileri gibi yazarlar. Seslerini kaç kişiye duyurabilirlerse o kadar mutlu, o kadar huzurlu olurlar...
Yeniçağ Gazetesi'nde yazanlar, hür akıllı dolayısıyla vicdânlıdırlar. Düzgün adamlardırlar. Onlar,
millîdir dolayısıyla millî duruşludurlar. Tamamına yakını açlık-tokluk sınırında yaşamayı şeref sayarlar! Tamamı hürdür, bağımsız karakterlidir. Tamamına yakını "Kendi Olmak" başarısını yakalamış fikir erleridirler...
Bu hür akıllı vicdân erleri, Allah rızası için Kutlu Sefer'e çıkmış Ülkücüler, istihdâm edilemeden, "Dolma Kalemler" gibi başka mürekkeplere ihtiyaç duymadan, duymaya ve duyduklarını yorumlayarak yazmaya devam ederler...
Gayret millî kalemlerden, takdîr Allah(c.c.)'tan, destek ve alkış da sizlerdendir. Herşeye rağmen Yeniçağ Gazetesi ve herşeye rağmen "Dünyayı Türkçe okuyan gazetemizi almağa devam...
Millî yüreklerin seslenme yerleri gazeteler yaşatılmalıdır ki bu gazete sayesinde yaşayan millî kalemlerin tavizsiz yaşama şansları da devam etsin...
TÜRK'ÜN HERŞEYİ GÜZELDİR VE HERŞEYDEN GÜZELDİR.
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN...

Hiç yorum yok: