Salı, Aralık 22, 2009

KAHRAMANA ÖDÜL, ÖLÜM MÜ?

Lekesiz yaşamanın, onurlu ölmekle eş değer olduğunu ispat için bir yiğit daha, bir daha ölümü öldürdü!
Yıllardır; Kahramanı olmayan ve kahramanları ölmeyen toplumlar, millet olamaz! Diye feryâd ederim! Her şehît haberinde; yüreğimi ağlayan şehîd ana-baba-kardaş-bacısına dert ortağı eder, devlet olmanın ve devlet kalmanın bedelini ödeyen şühedâmın önünde saygıyla eğilir, hâlâ kahramanları olan milletimle ve kahraman doğuran Türk analarıyla onurlanırım.
Amma, Türk yüreğim çok kırgın, çok kızgın!
Madalyalı iki Kahraman millet evlâdının, onurları uğruna, ölümü öldürerek ölümsüzleşmelerinde Türk yüreğime sînem, dar geldi!
Bu iki Kahraman; Türk Tarihine yüz karalığını ispât için 2009 senesini, başlangıç ve bitiş günlerinde, elleriyle aldıkları canlarıyla mühürlediler!
Abdulkerim Kırca Albay, avukatına; "Teröristler kadar değerimiz yok! Ben, bu onursuz insanlarla yaşamak istemiyorum." dedikten sonra, devlet-millet düşmanlarına sıktığı silâhını, cesâret ispatı irâdesiyle kafasına sıkmıştı! 20 Ocak 2009
Bir başka madalyalı kahraman, Ali Tatar Yarbay da yıllarca, devlet-millet uğruna onurla kullandığı beylik tabancasını kafasına sıktı! 20 Aralık 2009
20 Ocak - 20 Aralık ...
Biri 2009'un başladığı, diğeri bu mel'ûn yılın bittiği ayın 20'si! Tesâdüf mü? Tevâfuk mu? İki Kahraman Millet Evlâdı'nın, Türk yüreklere 2009'u bütün ayıplarıyla teslîm edebilmek için gizli kavilleşmeleri mi?
Şimdi söz, karar ve sıra senin Türk Milleti! Kahramanı ölmeyen toplum, millet olamazsa kahramanına sahip çıkamayan millete ne denir?
Nihal Atsız; "İdeali olan milletler, koyunlardan kahraman çıkarır; ideali biten milletler, kahramanlarını koyunlaştırır." demişti! "Söz uçar, yazı kalır." bu işte! Atsız; kendi zamanındaki onur zedeleyen davranışları, canının yangısıyla böyle izah etmiş! Biz ne yapacağız? Bu kara seneyi yaşamak talihsizliğine mecbûr olan bizler ne yazacağız uçmadan kalsın diye?
Sevgili Yavuz Selim Demirağ, empati yapmağa gayret etmiş! Can çekişmiş sağken yiğitçe, Türkçe! Canım çıksın! Canı en az benim kadar yanmış demek ki! Mümkün mü be Delikanlım? Sağ ölüler ne anlarlar, ölümü öldürebilecek yiğitliğe izinli dirilerin halinden?
21 Mart Muhtırası'ndan sonraki ahvâli, müthiş muhayyilesi ve karakteriyle "Ruh Adam"da, tarihe şerh düşen Atsız'dan, iki kısa paragraf: "Yanlış ve yalan dâvâlar, dâima parlak gözükür. Fuhşun felsefesini yapmak, nâmusun müdâfaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi..." ve;
"- Askerlik öldü general! Sinsi siyâsetçilere sırf üniformalı oldukları için asker diyemem! Asker olduklarını kapımda bekleyen inzibat teğmenleriyle erlerine öğretiniz. Üniformalı politikacılardan aldıkları telkinle bana selâm vermiyorlar!"
Abdulkerim Kırca Albay'ın birlikte yaşamak istemediği insanlarla, Atsız'ın sonsuza kadar kafa tuttuğu üniformalı politikacılar arasında bir illiyyet-nedensellik var mıdır? Çok ama çok, hatta ölesiye merak ediyorum!
Gözümü kapattığımda; ölümü öldürerek ölümsüzleşen yiğitler, trilyonluk zırhlı makam araçlı emekli paşalar, Silivri'de tutuklu madalyalı Kahramanlar, 21 Mart Muhtırası paşaları, Netekim Paşa, askere olmadık komploları dillendiren AKP'li Hüseyin Çelik, son günlerin en popüler ağlayanı Bülent Arınç, Fetullah Hoca'dan methiyeli Özkök Paşa, demokrat siyasallaşmış teröristler, sîne-i AKP'yi onlara açan Başbakan, mevcût Genel Kurmay Başkanı'm, teknotratlar, bürokratlar, kiralık akademisyenler, dolma kalemler; Muhteşem Türk Atatürk'ümün ve Türk Milleti'nin önünde resmî geçit yapıyorlar!
Millet; ölümü öldüren kahramanlarından başkasını alkışlamıyor, Atatürk onlardan başkasını selamlamıyor! Aklım karışıyor! Hayâlim isyân ediyor! Nâtıkan tutuluyor! Dayanamayıp gözlerimi açıyorum ve asla cevaplayamadığım korkunç sualim, bir daha patlıyor suratıma: Bu kadar Mehmetçiğim neden kahramanlaştı ve Kahramanlarım neden canlarına kıyıyor, NEDEN?!
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: