Salı, Aralık 15, 2009

YALANCININ YEMîNİ...

Allah, bizlere; dört mevsimi hakkıyla yaşatan bir cennet coğrafyada yaşamayı nasîbetmiş. Bu cennet vatanda aynı anda dört mevsimi görmek te mümkün. Doğuda karakış, heryeri bembeyaz ederek aklarken, güney sahillerimizde denize girilebiliyor.
Yüce dağ başlarımızı kirleten, pisleten, murdarlayan Haçlı taşeronları teröristlerin pisliklerini saklamak için karakış, heryeri beyaza bürüyerek aklar-paklarken Akdeniz, Ege ve Marmara'da, kış ortasında bahar görmek mümkün de Pe'KaKa'lı kuduz köpekler sokaklarımızdan toplansa!
Bu cennet coğrafyayı kanları pahasına vatanlaştırarak bizlere mîras bırakan ceddimizi minnetle yâd ederken, buralarda yaşamayı hak ediyor muyuz diye hiç sorduk mu?
Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Antalya'ya, Muğla'dan Ardahan'a kadar bütün ülkede; kimin, nereye gitmesine yasak var? Memleketin neresinin yerlilerinden kimin, bir Kürt tanıdığı, ahbâbı, arkadaşı, dostu yok? Bu cennet vatanın hangi yöresinde, kim, Kürt komşusundan rahatsız olmuş? Hırsızlar, pezevenkler, uyuşturucular, kumarbazlar, kapkaççılar, kabak çiçeği gibi açan orospular ve Pe'KaKa'lı piçler hâriç...
Son günlerde, Pe'KaKa'nın kudurukça şımardığı, devlet otoritesinin yok edildiği illerde; sadece Devleti temsîl ettikleri için Emniyet mensupları linç edilirken, Türk-Kürt ayrımı yapılması mümkün olmayan Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik görevlerini yapan millet evlâdı Mehmetçiklere kahpece pusular atılıp kurşunlar sıkılırken, Türkiye'nin neresinde, hangi Türk, Kürt komşusuna öfkeyle ve yan gözle baktı?
İmralıdaki bebek katili câninin kontenjanından, bağımsız olarak Meclis'e girip sonra DTP'ye katılan ve terörist başı alçağa vekillik eden, Meclis kürsüsünden ettikleri yemîne bile sâdık kalmayan yalancıların, sahtekârların sîne-i millet dedikleri ama Türkçesi sîne-i Kandil olan istifâlarından, bana ne? Komşuma ne? Türk'e ne? Kürt'e ne? Kime ne? Yalancının yemînine bu kadar vekillik, çok bile!...
Meclis'te particilik oynayan, okyanus ötesi tâlimat veya senaryosuna göre demokrat rolü yapan bir kaç kişinin; ülkeyi, kendi çıkardıkları gece yarısı yasalarıyla parselleyerek paylaşmalarını, paylaşım mücâdelelerini, on beş yıl öncesinin delik ayakkabılılarının bu gün dünya zenginleri arasına girdiklerini, çocuklarına gemiler aldıklarını, villalarına özel helikopter pistleri yaptırdıklarını, millet bilmiyor mu zannediyorsunuz?
Keşke DTP'li demokrat(!)lar gibi siz de istifa edebilseniz ve gelecek ilk sandıkla nerlere savrulacağınızı bir görseniz!...
Gizli din kardeşi Obamaların Barak Hüseyin'le iyice meşrûlaşan BOP Eş Başkanlığı ile övünenlerce; Haçlı silahşörü müttefik(!)imiz ABD'nin özel korumasında olan ve yeni icâd edilen "Ilımlı İslâm Dîni"nin halifeliğine hazırlanılan Hoca Efendi'nin âlî-cenâbca tahsîs ettiği televizyon ve gazetelerle bütün mukaddeslerimize ve ordumuza saldırmakla görevlendirilen taraflarca ne yapılırsa yapılsın, kimin yarası ne kadar kaşınırsa kaşınsın, bu millet bütünlüğünün arasına girilebileceğini mi zannediyorsunuz?
Meclis'teki kalan beş yüz yirmi küsûr kişiden, yüksek sesle rica ediyoruz: istifâ ederek gûya mazlûm demokratlığa soyunan bu siyâsallaşmış teröristlerin istifâlarını hemen kabûl edin!
Asker maaşı 120 liranın 100 lirasını ailesine göndererek yaşayan ve kuduz itlerce kahpece, kalleşçe şehîd edilen evlâdımızın ve artık o asker maaşı yüz liradan da mahrûm kalan ailesinin çektiklerini öğrenince, bu 21 kişinin vergilerimizden aldıkları 9.500 lira maaş, ağırımıza gidiyor! Bu siyâsallaşmış teröristlere bir ayda verilen para ile, kaç şehît ailesi kurtulur, düşünür hesaplar mısınız?
Zâten İmralı'daki bebek katili, Kürt kasabı câni de; "Dünyanın sonu değil." dedi! Bebek katili câninin açılan yeni penceresi altından yarım metrelik bir ilâve yapılırsa, kulübesi de genişler ve onun kendi rahatından başka hiç bir şey umurunda da değil, korkmayın! DTP'li apocuların maaşlarını kestiniz diye itiraz etmez! Aksine onların maaşlarını da Pe'KaKa verir ve daha sıkı kontrol eder diye memnûn da olur!
Sağlık Bakanı'nıyla tokalaşmadı diye gençlerin tevkif edildiği demokrat bir memlekette, çocuklarımıza kurşun sıkanlara sözcülük edenlerin hepsinin vekilliklerini düşürün, verdiğiniz maaşları kesin ve cezaevine de koyun!...
Demokratik çocuk(!)lar, sokaklarda bundan fazla ne yapacaklarmış? Onu da görelim bâri!
"VE TEVEKKEL A'LALLAH"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: