Pazar, Mayıs 16, 2010

ALLAH'A YARDIM ETMEK!...

"Tanrı Türk'ü korusun." deyimine; "Türk te Türk'ü korusun." dileğimi eklediğimden beri, dinci geçinen, bilmeden İslâm'a olmadık zararlar veren, bilmediklerinden dolayı hoş gördüğüm cahillerin saldırısına muhatabım!
Bu Türk deyimine eklediğim sözün duyulmasından; birilerini rahatsız ettiği kadar birilerini de memnûn ettiğini görünce elbette şükrederek hoşnutum!
Papağanca ezber ve taklitten öteye gidemeyen, aktarma eksik-kirli duyumlarla saldıran ve hoş gördüğüm bu kardeşlerimize yardım olur düşüncesiyle, Âyetler ve sağlam kaynaklardan örnekler paylaşacağım.
** "Ey îman edenler: İçinizden kim dininden dönerse duysun; Allah onların yerine kendisinin sevdiği, onların da kendisini seveceği, mü'minlere karşı boyunları aşağıda, kâfirlere karşı başları yukarıda, Allah yolunda savaşan, dil uzatanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir. O, Allah'ın bir lütfudur ki onu dilediğine verir." (Maide-54- Elmalılı Hamdi Meali)
** "De ki; Allah deyin, Rahman deyin hangisini derseniz hep O'nundur o en güzel isimler." (İsrâ-110-)
** "Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve benizlerinizin farklı oluşu da O'nun âyetlerindendir." (Rûm-22-)
Müslüman hiç kimsenin itirâzı mümkün olmayan bu âyetler ile Allah'ın insanlığı; dilleri ve renkleri farklı milletler olarak yarattığını, başka âyetlerde birbirine düşman olarak yarattığını da hatırlattıktan sonra Kazvinli Hoca Reşidüddîn'in Cami-üt Tevârih adlı eserinde ki; "Türk Milleti, dünyanın en köklü, en ulu ulusudur. Bu gücü ona Tanrı verdi. Hz. Peygamber(s.a.v.) Miraç'ta iken 'Yer yüzünde beyaz atlılar görüyorum. Bunlar hangi millettir?' diye sorduğunda Cebrâil, 'Ya Resulullah, bunlar Allah'ın süvârileri olan Türklerdir.' dedi." diye yazdığını hatırlatacağım.
Ünlü Arap Kelâmcısı Câhiz, Fazâil el-Etrâk adlı eserinde;"Allah Türk Milletini asker karakterli yaratmıştır. Savaş sanatındaki kabiliyeti daima düşmandan geri kalmamak ve intikam almak ruhuyla beslendiğinden o, önünde durulmaz ilâhî bir güç haline gelmiştir veya getirilmiştir." der.
Türk diliyle, Türk teniyle, Türk olarak yaratılmış, Miraç'ta Resulullah(s.a.v.)'a "Allah'ın süvârileri" olarak târif edilmiş bir millet ferdi olarak; mü'minlere karşı asla kibirlenmeden, din ve millet düşmanlarına karşı ise mağrurca, Allah(c.c.)'ın öğrettiği dilimle Tanrı diye, Çalap diye seslenirken de Türkçe kıvanç duyarım. Beni Türk yarattığı için de her soluğumda şükrederim.
Tanrı'm, elbette "Allah'ın süvârileri" sıfatlı Türk'ü koruyacaktır. "Allah, insanların bir kısmını diğer bir kısmı ile defetmeseydi şüphesiz manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan mescitler yıkılıp giderdi. Elbette Allah kendine yardım edene yardım edecektir." (Hac-40-) âyeti'nden anladığım da budur. Tanrım'ın bir kısım kötüleri defetmekle görevlendirdiği Türk'ün, Allah'ın verdiği güçle Türk'ü korumak gibi bir görevi de olmalıdır diye îman ederim.
Câhilce bir yobazlıkla Türk'ün Tanrı demesine sanki Allah, Türkçe anlamazmış mantıksızlığıyla
itirâz edenlere ise Cemil Meriç'in; "Kamusa uzanan eller nâmusa uzanır. Dil de bir milletin nâmusudur! Kamus ne mi demek? Eh! Sen de bir sözlüğe bakıver!" sözlerini hatırlatırım!
Hür aklım ve Müslümân-Türk vicdânımla; "Tanrı Türk'ü korusun." diyen atalarıma; "Türk te Türk'ü korusun." dileklerimle katkıma devâm edeceğim. Çünkü aklını irâdeleştirme sürecini hazmederek yaşayan ve kişisel meselelerini yetinerek aşabilmiş her Türk'ün; bir cemaate, bir partiye, bir cemiyete veya derneğe, bir sosyal kulübe girmekle karakterini kaybetmeyeceğine inanırım. Olgun-münevver kişiler, girdikleri cemiyet-cemaat veya partiden destek beklemez, girdikleri yere destek verirler.
Allah'ın kendilerine verdiği kimliklerini, dillerini bilirler ve hem dillerini, hem dinlerini, hem de milletini koruyarak, "Alah'a yardım ederek" Tanrı'nın korumasını hak ederler vesselâm...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: