Pazar, Mayıs 16, 2010

BAYKAL, KÖŞK'E Mİ?!

Duruşumuzu bozmadan direncimizle, farkımız fark edilmeğe başlandı!
Yeniçağ Gazetesi olarak Türkçe düşünüp, Türkçe konuşup, dünyayı da Türkçe okuyoruz.
Gazetemiz yazarlarından İsrafil Kumbasar'ın; sekiz yıllık gizli çekim kasetin şimdi servis edilmesiyle ilgili koparılan gürültü arasında sorguladığı; "Recep Tayyip'in siyâsi yasağının kaldırılmasında bu kasetin bir etkisi olmuş mudur? Eğer başbakan olsaydı, bu kaset ve 'varan bir' diye servis edildiğine göre devamı olan kasetlerle, Baykal'a daha neler yaptırılabilirdi?" sorgulaması, iyice önem kazandı!
Kaset fırtınası sonrası evinden ilk çıkışında Baykal; hâlen ABD'de yaşayan eski MİT'çi Mehmet Eymür'ün oğlunun nişanlısı Petek Gürbüz'ün annesinin cenâzesine gidiyor. Hemen bu Petek Gürbüz, Baykal'ın Uluslararası İlişkiler Danışmanıymış! Haber sitelerinde de bu tâziyenin, Baykal'ın haberleşmesinde, ABD ile bilgi alış-verişinde kullanıldığı yazılıyor!
Dahası, CHP'de Baykal'a sâdık bir genel başkan arayışı devâm ederken kulislerde de yeni genel başkan ile Baykal'ın da meydanlarda mazlûm-mağdur siyâsetçi görünümüyle vereceği destekle kazandırılması planlanan CHP'nin, Baykal'ı Köşk'e taşıma planları, hatta AKP'nin de buna desteği konuşuluyor!
Potamyalı Recep Tayyip'in siyâsi yasağını, aralarında Zülfü Livaneli'nin de bulunduğu CHP kurmaylarının sert muhalefetlerine rağmen kaldırttıran Baykal'la ödeşme midir bu durum?
Uluslarası İlişkiler Danışmanlığını, halen ABD'de yaşayan eski MİT'çi -bazılarına göre yeni CIA'cı- Mehmet Eymür'ün gelininin yaptığı Baykal'ın; sekiz yılda, muhalefet yapıyorum görüntüsüyle AKP'ye yaptığı katkılar, şimdi anlam kazanmıyor mu?
Daha dün, muhalefet ederken bile, AKP'den çok daha uç ve ileri "Kürt Dosyası" hazırlamış olduklarını, gündem kalabalığı arasına sıkıştıran, PKK'lıları Meclis'e ilk taşıyan partinin Genel Sekreteri olan Baykal'ın, Köşk'e hazırlanış senaryosundan huylananlar, işkillenenler paranoyak mı, komplocu mu?
Bu bilgi-belge alış-verişinde, bu toz-duman siyâset pazarında; Muğla'da patlayan silaha rağmen, MHP il binası ve Türk bayraklı evlerin, iş yerlerinin tahrip edilmesine rağmen, suskunluğunda ısrarcı olan Bahçeli'yi sorgulamak, kimin aklına gelir?
Yine Gazetemizden Yavuz Selim Demirağ'ın; "Başbakan, on bakanla yurt dışındaysa yeni operasyonlar bekleyelim." yazısıyla aynı gün yapılan operasyonla, aralarında Şuayip Özcan'ın da bulunduğu otuz kişi göz altına alındı! Bu yeni dalga operasyon, bizden yâni Yeniçağ Gazetesi'nden başka kimin umurunda?
Baykal veya kurmayları, MHP'nin kurmayları, Meclis dışındaki diğer muhalif partiler neden bu son operasyonla ilgilenmezler?
Milleti kanıksattıkları gibi, bilerek bilmeyerek AKP değirmenine su taşıyan partileri de mi kanıksattılar?
Gerçek gündem ve milletin gerçek meselelerine bu kadar bigâne siyâsi partilerle gidilecek -ister referandum, ister seçim olsun- sandıktan kekli te çıksa, kuş ta çıksa fark eden ne olacak?
ABD'de yaşayan, dinler arası diyalog, medeniyetler arası ittifak, büyük ortadoğu projelerinin taşeronu Fetullah Gülen'le başlatılan barış hamleleri de, Baykal'dan şüphelenmemize sebep olmasın mı?
Millete aptal muamelesi mi yapılıyor, yoksa artık bütün kurumlarının kontrol altına alındığını vehmettikleri Türkiye'de millet, yok mu sayılıyor?
Yok sayılan, aptal muamelesi takınılan milletin; sandıkta kimlere ne yapabileceğini; sandıkta boğulup yeniden dirilerek can çekişmeğe devam eden siyâsiler, unuttular mı?
Kim unutursa unutsun, kim unutturmaya çalışırsa çalışsın; milletin kendine yapılanları asla unutmadığını hem tarihten, hem de çok yakın geçmişimizdeki sandık sonuçlarından biliyor ve millete güvenerek tesellî buluyoruz.
Umudumuz; Vallahi sandıkta iyi şeyler olacak!...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: