Salı, Mayıs 25, 2010

MARİFET ŞAPKADAYSA...

CHP mi yoksa Türk siyâseti mi ekseninden kaydırılıyor? Karaoğlan'ın şapkasıyla ne kadar demokratik sollaşılacak, göreceğiz!
Soldan-solculuktan, halktan-halkçılıktan, Kürt'ten-Kürtçülükten, statükoculuktan- Atatürkçülükten geçinen eskiden değişmiş solcuların tamamı, CHP'de!
DP'ye gidip-gelen prof. lar mı ararsınız, yıllarca Baykal'ın kapıdan baktırmadığı, sinsi-bölücü halkçılar mı, Rahşan mı? Kimi ararsanız, kimi sorarsanız CHP'de!
Tek aday Kılıçlı Gandi'ye rağmen, listede müthiş çekişmeler gördük! 53 yıllık dostu Baykal'ı bir anda terk eden Sav'ın, Kılıçlı Gandi'ye ne yapacağı da meçhûl! En sert çekişmeyi yapan Sav ve Gürsel Tekin'in en az oyla listeye girmiş olmaları da anlamlı!
CHP'nin iç hesaplaşmalarına fazla takılmadan, kaydırılması söz konusu olan siyâsi eksene dönelim. Kılıçlı Gandi, "Sosyalist sol" la buluşturmuş CHP'yi, ne demekse! Daha önce Baykal kapitalist veya faşist sol'la mı yönetiyordu CHP'yi? O zaman Baykal'ı terk edip Kılıçlı Gandi'ye biat edenler ne yapıyorlardı?
Ana muhalefetin politikalarında bir değişiklik olursa, elbette Türk siyâsetinde de değişimler oluşacaktır. Benim asıl merâkım, bu eksen kaymalarında MHP'nin tavrıdır. Karaoğlan'ın kara şapkasının tinsel becerisinin Kılıçlı Gandi'ye etkisi, önümüzdeki günlerde belli olur.
Meclis'te kurarak başına Muhalefeti geçireceğini söylediği Kesin Hesap Komisyonu'nu, dokunulmazlıkların referanduma götürüleceğini çok tuttum. Bir de villalı, gemili, iki-üç uçaklı mağdur Recep Bey söylemlerini!
Zana ve arkadaşlarını Meclis'e taşıma övünç veya utancını yaşayanların tamamının yeniden CHP'ye dönmüş olmasını da çok önemsedim! Korkarım "Görmemiş Gandi'nin kılıcı olmuş, Baykal'ın gözünü oymuş!" olacak!
Kırk yıldan sonra ceketinin önünü açan Gandi'nin İtalyan markalı gömleği görülmüş! Önemli mi? Değişerek gelişmiş milli görüşçülerimiz, meşhûr dünya markaları giyinip, en meşhûr modacılara tesettür modelleri yaptırırsa; "Sosyalist sol"cu Gandi niye marka giymesin ki?
Konuşmasından takıldığım bir teferruatı daha vurgulamalıyım: Sürç-i lisanla bir kere Türk Milleti diyen Gandi, peşpeşe bir kaç kere Türk Halkı ve halklar diyerek düzeltme telâşına düştü! En milliyetçi kalemlerin "Türk Halkı" deyip yazmalarına rağmen Baykal'ın ağız dolusu kullandığı "Türk Milleti" söylemi, gönlümü okşuyordu! Şimdiden sonra Türk Milleti söylemi, galiba Türk Solu'na kaldı!
Bir de son günlerde Bahçeli'nin suskunluğundan mülhem, yeniden Ülkücüler arası çekişmelerin tetiklenmeğe çalışıldığı dikkat çekiyor! Her taşın altından bir "eskiden ülkücü olan" çıkıyor! Et yiyenler, vejeteryanca armudun sapıyla, elmanın çöpüyle uğraştırılmak isteniyor!
Özal'lı yıllarda, A. Dilipak'ın; "İslami Cihat’ın, bizler tesbîh tutan, kalem tutan elleriysek ülkücülerde silah tutan elleridir!" sözlerini okuyunca, zamâne pıravdasının "eskiden ülkücüler"e verdiği önem, dikkat çekici değil mi?
Galip Erdem'in; " Ülkücülerin hayatı bambaşkadır. Sözlüklerinde rahatlık kelimesinin yeri yoktur. Daimi bir mücadele içinde ömür tüketirler. ... Belli bir ülkünün esaslarından ziyâde politikanın değişen icaplarına uymayı tercih eden kudret sahipleri ile de sık sık ihtilâfa düşerler. Çok defa, başları belaya girer, gene de sinmezler. Bu halleri " kalabalık"a göre, uslanmamaktır, kendilerine göre de yılmamak." tarifi ile Dilipak ve yandaşların tarifini mukayese edince, bu konuda çok şey söyleyeceğim...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: