Cumartesi, Eylül 04, 2010

AVCI, AV MI EDİLECEK?

Yılların avcısının "Allah ile aldatan" cemaate av olmasına nasıl mani olunur bilmiyorum ama Hanefi Avcı'ya hak ettiği desteği vermek, arkasında sağlam bir platform oluşturmak gerek diye düşünüyorum.
"Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" kitabını, çok zor buldum! Kitabın bulunamaması hakkında fısıltıyla söylenenler de mide bulandırıcı!
Kitabı, üç günde iki kere okudum. Birincisinde sadece okudum, not alarak, altını çizerek dikkatle bir daha okudum. Çok deneyimli bir istihbaratçının yazdıklarını okuyordum. Satır aralarında ince mesajlar olmalıydı ve var!...
Kitabın birinci bölümü yani "Dün Devlet" bölümü, bana pek orijinal gelmedi. Yaşayarak bildiğimiz ortamların, bir emniyet müdürü gözüyle görünümü sunulmuş... Bilmeyenler için ise müthiş bir bilgi bankası.
Birinci bölümü okurken, sık sık "Eşkiya dünyaya hükümran olmuş!" diye mırıldandım! Ve Hanefi Avcı gibi emniyet kökenli olup siyaset yapmış, bakanlığa kadar yükselmiş Mehmet Ağar, Necdet Menzir, Sadettin Tantan gibi isimler de bildiklerini yazarlarsa neler öğreniriz diye ölesiye meraklandım!...
Bir emekli generalin; "Faili meçhûller, devlet politikasıydı! Herşey emirlerle yapılıyordu!" sözlerini de hatırlayınca, o dönemin emir verenleri ve emirleri uygulayanları neden susarlar diye de meraklandım!...
Kitabın birinci bölümünü okurken; "Devlet kimdir, kimlerdir? Hâlâ devlet ve devlet adamları var mı? Millete rağmen devlet, olabilir mi? Millete rağmen devlet, eşkiya değil midir?" soruları sıralandı aklımda... Yeri geldikçe, fırsat buldukça sorarız inşallah.
İkinci "Bugün Cemaat" bölümünde ise gerçekten akıl uçuracak iddialar var!
Sondan başa doğru geleyim:
542. sahife; "Kozmik Oda'nın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı, burada ben açıkça ihbar ediyorum. Bulunacak yerleri de söylüyorum. ... İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi neden denetlenemez?" diye bir haykırış kitabı patlatıyor!
Daha kitabı görmeden basın ve medyadan hareketle; "Kimlikleri şüpheli, şaibeli “gizli tanık” adlı karanlık adamların ihbar ve ifâdeleriyle kıyâmetler koparıldı! ... Ay ışığı-gün karası, deve nalı, minare gölgesi-kubbe tozu, eldiven-çekiç-kerpeten-balyoz, nataşa hamamı-fin saunası, Türeyiş-Dokuz Oğuz On Uygur, Ergenekon v.s. kod adlarıyla, tarihi operasyonlar, bu ihbârlarla oluşturuldu! ... Adam, bir haftada bilmem kaçıncı baskısı yapılan ve hâlâ yok satan, bulunamayan bir kitap yazdı! Bir hafta-on gündür hâlâ inadına bir sükûnet var!" diye sorgulamıştım!...
Okuduktan sonra, Hanefi Avcı'nın kitabı yazmadan ısrarla dilekçe ile resmileştirerek yaptığı denetim isteklerinin Başbakan tarafından engellendiğinden şüphesini gördüm! Adalet Bakanı'na verilen dilekçesinin 80 gün sonra işleme koyulduğunu; mevcût kadrolarla sağlıklı bir denetimin yapılamayacağından çünkü Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı'nın da cemaat elemanı olması endişesini gördüm!
Başta emniyet olmak kaydıyla bütün devlet kurumlarının nasıl cemaatin kontrolüne girmiş olduğunu ve bu kurumları amirlerin değil kurum dışından "imam"ların yönettiği anlatılıyor!
Sahife 554;"Dolayısıyla ordu içerisinde cuntalar olduğu müddetçe mevcut veya gelecek başbakanlar ve hükümetler belgeleri temin eden cemaate muhtaçtırlar. ... Yani cemaati ordudaki cuntalar, cuntaları ise orduya sızmak isteyen cemaat varediyor." diye çarpıcı bir tesbit var.
Sahife 573; "Bilinenler haricinde açığa çıkmayan tehditle ve şantajla kimlere neler yaptırıldı? Dahası ilerde kullanılmak üzere ne kadar şantaj malzemesi, bant, kaset hazırlandı? Bu kadar kirli malzeme; taşıyanı, eli değeni de kirletir." deniliyor!
Hanefi Avcı, yıllardır kapatılmış ve hiç açılmamış bir logar kapağını araladı ve iğrenç kokular sardı etrafı!
Ne kadar çok simonlaşmışlar varmış!
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: