Çarşamba, Eylül 22, 2010

BEN'DEN RÂZI DEĞİLLERMİŞ!...

BOP Eş Başkanı ile Gandi Kemal'in; efendi-beğ, boy-soy, havuzlu-havuzsuz villa, "Ben Kürtçüye daha çok veririm!" iddialarıyla-CHP'nin yıllar önceki Kürt Raporu-AKP'nin PKK açılımı projesi, alçak-şerefsiz-müfterî-hırsız, sünnî-alevî sürtüşmeleri ile koparılan sûni bir gürültü içinde, iftiralardan oluşan müthîş bilgi kirliliği ile bir referandum süreci yaşadık.
Taş bitti, inşaat bitmedi!...
"Evet" oyları % 58 olarak sayıldı ve SP'den, BBP'den, AKP'lileşen dış kapının dış mandallarından, "Ermenici-Özürcü-Bir çift kadın memesine vatan verici"lerden ve Bağ/k/ımsız Ülkücüler'den Recep Tayyip Erdoğan'a zırnık pay yok bu yüzdeden!% 42 sayılan "Hayır" oyları ise külliyen sahipsiz!
Kim sahiplenirse sahiplensin önemi yok ta hiç saklamadan "Hayır" diyeceğimi açıklamış, "Hayır"ın çok çıkması için de gücüm kadar uğraşmıştım! % 42'lik Hayır'ın içinde bir tane kimin olduğunu net bildiğim bir oy var!
Türk Milliyetçisi-Ülkücü kimliğimle Referandum süresince "Evet" diyeceğini bildiğim kimseyle münakaşa etmedim! Kimsenin benimle münakaşa etmesine de izin vermedim. Kendi irâdeleri ve kendine göre geçerli sebeplerle "evet" diyen, yıllarını cezaevlerinde geçirmiş tanıdıklara da bir şey demediğim gibi söyletmedim de!...
Sadece; fikrî kimliğinden yıllar önce kopmuş, gittiği yerin yenisi olmayı başaramamış, hayatındaki tek ünvan olan Ülkücülüğü, başına eski sıfatı koyarak kullanmaktan başka hiç bir özellikleri olmayanlara veya on ay sonraki seçimlerin hoş hayalleri ile giden ama AKP'de dış kapının dış mandallığından başka pâye kapamayan, gene de "Hiç yoktan köse iyidir." züğürt tesellisi ile yandaş televizyonlarda ahkâm kesenler, bu tarifimin dışındadır!
Tarifimin dışında kalmalarına rağmen onlara da bir şey demedim! Ama nedense benden vaz geçmeyen, ısrarla telefon eden, ileti gönderenlerden kurtulamadım! Demek ki "Gereğinden fazla ciddiye almışlar." diye enâniyet te yapabilirim ama yapmıyor-yapamıyorum!
Bu çirkin ve pis süreçte beni iki söz, çok incitti!
Birincisi; "Allah (c.c.) ruhları yarattığında Bezm-i Elest meydanında ... Münkîrler, yani inkârcı şeytan ve şeytanın çırakları "HAYIR" diye bağırırlar... Hadi arayın da bulun bu "Hayır" cevabının içinde hayırı..." şeklindeki Kelime-i Şehâdet'le îmanını ikrâr edenlere, "münkîr" ithâmıyla kendi îmanını tehlikeye sokan, pir-i fâni Abdurrahim Karakoç'un sözleri;
İkincisi; "Alnı secdeye gelen bilumum Cemaat, Cemiyet ve Tarikat mensupları, evet diyor. Hayır diyenler azgın komünist ve ateistler, Masonlar ve gayrı milli unsurlar. ... PKK evet diyen imamı öldürdü, evet diyen işadamının mermer ocağını bastı. PKK ile aynı safta ne işiniz var? Siz Milletinizden ayrı düşmüyor musunuz?" şeklindeki insafsız ve îmansız soru ve aynı îmansız-îzansız-insafsız-sadâkatsiz cenâhı temsîlen yazdığını söyleyen kişiliksiz kişinin; "Senden Miletimin huzurunda, Hak'kın huzurunda razı değilim. Sen benim iki devre evvelimde hareketin mensubusun. Elest-i Bezminde eşitimsin. Razı değilim!" sözleri!
Büyük Ortadoğu Projesi'nin ne olduğunu, kimin projesi olduğunu, projede Türkiye'nin nasıl düşünüldüğünü bilmeden ve BOP Eş Başkanı'nın -ki diğer eş başkan Bush'tur- bu coğrafyadaki görevini hiç merak etmeden; dünyanın neresinde müslüman varsa oraya musîbet ve belâ olan, Irak'ta bir milyon müslümanı katledip yüz binlerce müslüman kadına-kıza zorla tecâvüz eden Haçlı askerlerine dua eden, alkışlayanlarla birlikte oldukları halde bizim kendilerinden râzı olmamızı bekliyorlar gâliba!
"Allah ile aldatanlar"la birlikteliğinizden dolayı ve hem fakîri, hem MHP'yi PKK ile aynı cümlede terennüm ederek yaptığınız iğrenç-basit-şerefsiz tavrınızdan dolayı sizden Allah(c.c.)'ta râzı değildir a zavallım!...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: