Pazar, Eylül 19, 2010

KALE(!)DEN ARADILAR!...

Erzurum'dan aradılar...
Referandum olmasına, Gandi kemal'in sistem değirmenine su taşıyan "genel af ve rahibe" söylemlerine kadar "Hayır"ın daha fazla görüldüğü günlerde Recep Tayyip Erdoğan'ın; "Bu bir seçim değildir! Bu bir AKP güvenoylaması değildir." diye doğru tarifine rağmen şimdi; doldurulan "Dolma Kalemler"ce yeşil mürekkeple, yandaş-candaş-yoldaş kalemlerce euro-dolar yeşiliyle yazılmaya başlanan müthîş bir seçim zâferi havası var!
Erzurum'dan aradılar!
Mal bulmuş Mağribî gibi sevinen, mürekkeplerinin yeşiliyle her yeri güllük-gülistanlık göstermeğe çalışan "Dolma Kalemler"in; biraz daha artırılması beklenen euro-dolar destelerinin yeşili ile her yeri demokrasi cenneti diye tarif eden "özürcü"lerin, "Hepimiz Ermeniyiz!"cilerin, federecilerin, bölücülerin, kahpelerin-kalleşlerin, onlara "daha fazla demokratik hak"çıların; Anadolu kal'asına giriş kapısı olan Erzurum'u, zorla kale tarifine sokmak istedikleri Erzurum'dan aradılar!
Arayanlardan bahsetmeden önce bir hatıram:
AKP'nin doğuşunu sağlayan 2002 erken seçimleri sath-ı maili... Erzurum'da Hakikat Gazetesi'nde, sesimin gücü kadar sesleniyorum... İlk defa o günlerde kullandığım; kızgın, dargın, üzgün "Ülkü Devleri"ne ısrarlı davetlerdeyim... "Ülkü Devleri"nden olan, "Türk'üm" demenin günümüzden daha zor olduğu şartlarda Diyarbakır'da, Kars'ta Eğitim Enstitülerinde hem hocalık, hem de "Türk'üm" demekten öte Türk Milliyetçiliği-Ülkücülük yapan Hakkı Mezararkalı Hoca'm, heyecanlı bir öfke ile teşrîf ettiler! Selâmdan hemen sonra; "Ula Oğul! Kaç gündür Ülkü Devi-Ülkü Devi diye bağırıp duruyorsun! Kim bu Ülkü Devleri?" diye bana göre cevabı çok kolay bir soru yönelttiler. Hiç düşünmeden; " Siz ve arkadaşlarınız Ağabey!" dedim...
Hakkı Hoca'm; teslîm olmuşçasına ellerini kaldırarak; "Hâşâ! Hâşâ!" dedi ve devâm etti; "Ula Oğul! Bir gözlerini kapa ve düşün! O kanlı kıyâmet günlerinde, senin Ülkü Devi dediğin biz; ya size alkış vurduk, ya da size ağladık! Varsa Dev sizsiniz siz!" dediler!
Aklım uçmuştu!...
Emsâlim ülküdaşlarımı aradım. Beş-on dakika içinde dokuz-on kişiydik. Hakkı Hoca'nın söylediklerini aktardım ve Hakkı Hoca'nın nezâretinde, sıcaktan başlarını birbirine daldalayan koyun misali baş-başa vererek doyasıya ağladık!...
Erzurum'dan aradılar!
Arayanlar; Ülkü Devi Hakkı Mezararkalı ve Erzurum'da markalaşmış Ülkücü Latif Akyol Hoca ve arkadaşlarıydılar! Önce Erzurum'un kaleleştirilerek dar bir alana hapsedilmesine uğraşanların art niyetlerinden sonra da kaleliğini kabul etmeyen siyâset özürlülere sitem ettiler Hoca üslûplarıyla!
Hocam iken aldığım notuyla sevindiğim Hakkı Ağabeyim'in referandum sath-ı mailinde, yani referandum eğik zemîninde, Türkçesi kaygan zemîninde Gazetemiz'in duruşunu tebrîki ile tarifsiz onurlandım.
Erzurum'dan aradılar!
Fikrî alt yapımın oluşmasında birinci derecede etkili olan Dadaş Diyârı'ndan; birlikte Tûran Seferi'ne çıktığımız Ülküdaşlarımın Türkiye'ye dağılarak, gittikleri her yerde birinci sınıf kanaat önderleri olan Ülkü Devleri yetiştirmiş Erzurum'dan... Anadolu'nun Türkleşmesinde kale kapılığı eden, kültür ve eğitim merkezi Erzurum'dan aradılar...
Eskiyenlere üzgün, eskitenlere kızgın ama bağışlamaya çok hazır bir hâlet-i rûhiye içindeydiler! Eskiyenlere üzgün, eskitenlere kızgındılar ama Erzurum'un kale(!) tarifinde; "Bağ/k/ımsız Ülkücüler"e teşekkür eden BOP Eş Başkanı ile birleşen siyâsetçilerden incinmişlerdi!
Referandum sath-ı mailinde, o eğik düzlemde, o kaygan zemînde; sendelemeden dik duran, Türkçe düşünüp Türkçe konuşup Türkçe tavır sergileyen Yeniçağ Gazetemiz'i tebrîk ediyorlardı.
Hem Gazetemiz'le hem de "Dünyayı Türkçe Okuyan" Yeniçağ'cılarla, sizlerle paylaşmak istedim...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: