Perşembe, Eylül 09, 2010

"BOZ-YAP" OYUNUMUZ!...

"Ey köpecik, henüz "Havhav!" diyemiyecek/ Kadar ufaksın.../ Yoksa beni şu köşede "Hevhev!"inle mi/ Korkutacaksın?" Arif Nihat ASYA
Köşelerden "Hevhev!" eden, Haçlı yalıyla beslenen köpeciklerden korkan, hayvansever entellerimiz yüzünden çekiyoruz ne çekiyorsak!
Köpeciklerin "Hevhev!"inden korkan cesuuuuur demokratların; demokrat magazinsel serçelerin rehberliği ile binmişiz bir alâmete, gidiyoruz kıyâmete!...
Hadi o köpeciklerin; hem enikliklerinden, hem de büyüse de köpekliğinden dolayı aklı yok; hadi o magazinsel serçelerin serçeliklerinden veya sahnelerin sahte ışıklarından ürken serçe yüreklerinden dolayı aklı yok; ya bu hayvansever ve köpekten korkan en-tellek-tüellerimizin akıllarına ne oldu? Bunlar hiç mi okumadılar?
Yoksa Sakallı Celal'in; "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur." dediği, Anam'ın; "Okumuş cahiller." dediği ukalalara mı mahkûm ettik kendimizi? Böyle mantıksız mahkûmiyet mi olur?Ömürboyu ağırlaştırılmış hapse mahkûm bir câninin, cezaevinden yaptığı tehditlerinin köşede "Hevhev!"leyen enikden daha fazla etkisi olabilir mi? Köşebaşında "Hevhev!"leyen enikten korkan, ürkek ata bindiği için at belinde duramayan bir yaya süvarinin yönetiminde muasırlaşmak seferi mi yapılır?
Ne dediğini bilmeyen, dediği anlaşılmayan; arada bir anlaşılacak gibi olan dediğinden hemen dönen birinin kılavuzluğuyla, hedefe mi varılır?
"Yarım başağrısına tutulmuş milletimi
Tedâvi edecek bir hekim gelmeyecek mi?" sorusunun cevâbını, kırk yıldır bulamadıysak; ağrıyan başımız mı, başağrımızı gideremeyen acemi doktorlarımız mı, yoksa doktorculuk oynayan yakınımızdakilerle yetinip hekime müracaat etmeyen biz mi suçluyuz?
Elli yılda kaç referandum yani halk oylaması yaptığımızı unuttuk! Elli yıldır kendi seçtiklerimize küfretmekten bıkmadık! Ne elimizin altındaki doktorculuk oynayanla yetindik, ne de hekime gitmek için zahmete girdik!
Yapıp bozduk, bozduğumuzu bir daha bozduk, bozduğumuzu bir daha bozduk ve Sakallı Celal'in tarifindeki diplomalı demokrat cahillerin RECEPANDUM'una mecbûr olduk!
Dağdaki âsi bölücü teröristin, demokratik hakkı varmış!
Şehirlerde sokaklarımızı yangın yerine çeviren, kızlarımızı diri diri yakan psikopat alçakların demokratik hakları varmış!
Hazineden aldığı millî maaşla semirip havlamayı öğrenen, kendine demokratlık adına maaş vermekte ısrarcı, ata binemeyen süvâri'ye "Has..tirin!" çeken, köşebaşı eniğinin demokratik hakkı varmış!
Otuzbinden fazlası Kürt, kırkbin kişinin katili, bebek katili câninin, demokratik hakları varmış!Askerimi dağda, polisimi şehirde, sivil vatandaşımı park yerinde, imamlarımı cami sokağında kurşunlayan bölücü-Kürtçü alçakların demokratik hakları varmış!
Ve bu alçaklara, canilere, hainlere, daha fazla demokratik hak verilmesine mani olan yasaları değiştirirken; devletin-milletin-vatanın bölünmez bütünlüğüne karşı Divan-ı Harp'lik suçlar işlediğini bilen ve kendini yasal olarak korumaya almak isyeten Potamyalı İrecep'in KORUNMAYASA'sını demokrat olabilmek için oylayacak mışız! RECEPANDUM'dan evet çıkarsa da çifte bayram edecekmişiz!
Demokrat maskelilerin, demokrat maskeli cânilere vermeğe çalıştığı demokratik haklardan bıkan Türk Milleti'nin gözü dağlara bakmaya başladı! Bayram diye bir daha hatırlatırız!
Hayırlı ve nice nice bayram gibi bayramlara...
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: