Cuma, Şubat 11, 2011

KALEM PASLAŞMALARI...

Refikliğinden hazzettiğim Sevgili Afşın SELİM Kardeşim'in; "Türk Ordusu'na Kurban Olasınız" başlıklı yazıma yorumlarını ve cevâbımı, Dostlarımızda da benzer algılamalara vesîle olabilir düşüncelerimle, aynen paylaşmak istiyorum.
"kıymetli büyüğüm, merhaba.../ her yazınızı okuduğum gibi, son yazınızı da okudum.../yazınızın bir paragrafında, "NATO'cu, ABD'ci bir iki Genel Kurmay Başkanı sıfatlı general eliyle Milliyetçi Paşalar tasfiye edilmiş..." diyorsunuz.../ mazur görünüz ama, bir bulanıklık var sanki bu cümlede, milliyetçi olup da tasfiye edilen "paşa" yahut "paşalar" kim acaba, ç.doğan ve zihniyeti falan mı, anlamadım.../ selam ve saygılarımla.../ afşin selim"
İletiyi, aynen kopyaladım ve cevâbım:
Çok Sevgili Afşın'ım;
Millî ve toplumsal mes'elelerde ikimizin de aynı yerlerimizin, aynı şiddette ağrıdığını biliyor ve buna şükr'ediyorum...
Sevgili Kardeşim; Senin zikrettiğin "Ç. Doğan" ve Çevik Bir v.b. Nato Generalleri, asla benim de dikkat ve muhabbet alanımda değillerdir! Haklısın; çok bilinerek, sapla saman karıştırılarak aslında akılları karıştırmayı hedeflemiş bir kurgu olan, Ümraniye Bombaları iken Ergenekon"laştırılan senaryoyu hatırlatan eksik ifâdemden dolayı özür dilemeliyim ama ; "Otuz yıllık PKK mücâdelesinde yapılmış hatalar, yanlışlar, hatta suç varsa; Meclis kararlarıyla Ordu'ya emir veren siyâsilerindir! Bir önceki Meclisin emrini uygulayıp madalyalar almış Kahraman Ordu mensûplarına, bir sonraki Meclis'te suçlu muamelesi yapmak; vicdâni değildir, âdil değildir, yasal değildir ve asla millî değildir!
Olağanüstü savaş ve işgallerde, psikopat komutanlar emrindeki askerler, sivil insanlara zulmeder, katliam yapar, ırza ve mala tecâvüz ederler!" şeklinde bir izâhım var, peşine akıl karıştıranlardan olmamak refleksimle müslümanlara zûlmeden zâlim Haçlı komutanlardan örnekledim!
Mesela; "Paşa"lığı engellenen, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde üç Üstün Hizmet Madalyalı Mustafa Levent GÖKTAŞ ve benzeri kahraman Millet Evlâtlarıdır kastım. Kastım, rahmetli Eşref BİTLİS Paşa'dır, Atilla ATEŞ Paşa'dır, hatta Tuncer KILIÇ Paşa'dır, MHP'nin rozet takarak çok doğru yaptığı Engin ALAN Paşa ve benzeri millî karakterli Paşalar'dır kastım...
Kastımın bu olduğunu, birbirimizi; "Leb deyince Çorum'u" anlayacak kadar tanımamız gerektiğini düşünmeme rağmen, benzeştiğimizi zannettiğim kişilerde, nasıl o çağrışımı yaptırdığımı da yemîn olsun anlayamadım!
Sevgili Afşın'ım;
Bir kavramı da açmamız gerek; Ordu derken sadece yüksek komuta kademesi mi anlaşılır? Ordu; erinden Genel Kurmay Başkanı'na kadar tamamı değil midir? Tepeden tırnağa Türk Silâhlı Kuvvetleri milletin evlâtları değil midir? Ve Türk Silahlı Kuvvetleri; devletimizin kurucu Anayasası'nda da Gâzi Meclis'in emrinde değil midir? Sahip olduğu, milletten seçimlerle aldığı demokratik görevinin farkında olamayarak veya aldığı yetkinin hakkını veremeyerek devletin bir kurumunun vesâyetine boyun eğen, Meclis'in millet vekili ünvanlı mensupları mı, yoksa hakları olmayan erki kullanan Komutanlar mı daha suçludur?
Anadolu'da söylenen; "Ölüm gelince komşuya atmak" bu değil midir? Altı sefer gidip, yedi sefer gelmekle övünenler de dahil olmak üzere millet olarak biz yanlış yere kızmıyor, karanlıkta kaybettiğimizi ışıkta aramıyor muyuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Genel Kurmay Başkanı'nın âmiri değil midir? Hükmedemeyerek disiplin zaafiyeti gösteren üste kızmak varken, baş kaldıran asta kızmak ne kadar akıllıca ve ne kadar vicdânidir?
Hakkı hak sahibine verecek kadar 'adil olabilmek için yönetici erkin, elindeki kudretinin farkında olması ve bihakkın kullanması şarttır! Kullanamıyorsa eksiktir, kullanmıyorsa suçludur! İfâde etmeye uğraştığım budur Sevgili Kardeşim... Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: