Cumartesi, Şubat 19, 2011

LA FONTEN'DEN HİSSELİ KISSALAR...

Ehven-i şerre yani kötünün iyisine mecbûriyet, bazen dünyanın en doğrusu zannedilen insanları bile yanlışı savunmaya mecbûr ediyor! Yazık ve hayret ki bunun adı da ilm-i siyâset! "Ne demek bu şimdi?" sorularınızı duyar gibiyim!
Söyleyeceğim, biiir;
"One minute!"cü bir 'minik fare', çarşaflı kadınlarımızı arap kadınlara benzeten bir vekîleden dolayı; "Kardeş Arap halklarının kadınlarına en ağır şekilde hakaret eden, ırkçılığın, ayrımcılığın en korkunç derecesine ulaşmış milletvekillerinizle ilgili ne işlem yaptınız?" diye kükredi, aslanın miyavlatıldığı, kedinin pırrr diye uçuruluverdiği ülkemde cevâben kükrerken! Siyah çarşaflı kadınları arap kadınlarına benzeten, veya arap kadınlarını bizim çarşaflı kadınlarımıza benzeten bir ifâde eksikliğine verilen cevap bu! Siyah çarşafından dolayı arap kadınlarına benzetilmek, o çarşafa girenleri rahatsız eder mi diye merak edenler benim gibi sorsalar; "Onlara benzemek kötü mü? Benzetenden Allah râzı olsun." cevâbını alırlardı!
Benzetmeye, amacı aşan söyleme tersten bakarsak; arap kadınlarını bizim çarşaflı kadınlarımıza benzetmek mi, yoksa; "Gelin bizi Allah aşkına siz öldürün! İntihar büyük günah!" diye yalvaran müslüman arap kadınlara tecâvüz eden Haçlı conilerelere dua etmek mi daha ağır hakâret?
Söyleyeceğim, ikiii;
Zoru görünce pırr diye uçan bir kedi; "Bizi korku yaymakla suçlamak, kurnazlıktır. ... 2002 seçimi dahil, ateşkes isteyen ve o ortamda seçime giden kendisidir." diye mırrr'layarak itiraf etti aslana miyav dedirtilen, minik fârenin kükretildiği, huzûrlu-istikrarlı ülkemde!
Bir tv dizisindeki; "Şerrefsizin oğlu Şeref" adlı çocuğa benzetilen, yemînlerine ihânet eden yalancı bölücülerin; "demokrasi araçtır" inançlı demokrat maskelilere cevâben yaptığı itirafa rağmen; "Lider peşinden uçuruma atlamak töredir!" diyecek kadar mankurtlaşmış-koyunlaşmış "milliyetçilik çırakları"nın milî duyguları ne zaman incinecek milliyetçi ülkemde?
Söyleyeceğim, üüüç;
Üç Bakan'ın "Balyoz Darbe Planı davasında tutuklanan 163 sanığı kurtarma planı" diye gündeme düşen haber üzerine Üç Bakan'dan biri; "... Bireysel olarak inisiyatif kullandığım türünden ithamlar da doğru değil. .... sordum onlar da böyle bir plan yok dediler." dedi; mandaya söğüt dalında yuva kurdurulan, yavrusu sineğe kaptırılan, dış ülkelerde itibarlı ülkemde!
Bu cesur Bakanı, ANAP dönemindeki bakanlığından da hatırladım! Yozgatlı bir hemşerisinin, o zamanki tahsilatçı m
afyalardan biriyle olan bir meselesi götürülmüştü kendilerine. Yozgatlı dostların; "Kalabalık olalım dikkat çeksin!" ricalarıyla karışmıştım ben de aralarına. Yozgatlı hemşerisinin uğradığı haksızlığı dinleyen Bakan'ın; "Ben karışamam! Bunların arkasında büyük mafya var! Adamı öldürürler!" dediğini, ziyareti ayarlayan Yozgatlı'nın; "Sen ne diyorsun? Onlar mafyaysa sen devletsin! Devletten güçlü bir şey olabilir mi?" isyânını duyarak-görerek şaşırdığımı hatırladım! AKP'den istifa ederek MHP'ye katılan Zekai Özcan'a yapılan; "Adnan Kahveci’nin sonunu unutma!" uyarısıyla örtüştürdüm söğüt dalına yuva yaptırılan mandanın yavrusunun sineğe kaptırıldığı ülkemde!
Netîce olarak; rüzgâra karşı sidik yarıştırarak hem kendilerini, hem demokrasiyi, hem de yandaşlarını ıslatan-pisleten demokratik özürlülerin, karşılıklı yanlış hamleleriyle seçime gidiyoruz!
Erzurumlu Alvarlı Muhammet Efe'nin; "Yerden göğe küp dizseler/ Birbirine bend etseler/ Alttan birini çekseler/ Seyreyle sen gümbürtüyü!" diye tarif ettiği ortamda seçime gidiyoruz; dış ülkelerde itibarlı, La Fonten'in hayâli ülkesine benzetilen ülkemde!
Derdimiz anlatılabilirse işimiz kolay! Anlatamazsak zor mu zor ve işimiz, îmanlı müezzin(!)in insafına kalmış!
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: