Salı, Şubat 08, 2011

KURT DURUŞLU HALÛK KIRCI'YA...

Adâletin bu mu dünya? Dünyadan kastım; küreselcilik yâni dünyacılık oynayanların; küreselcilik, "sınırsız-milliyetsiz dünya"cılık oynayanların, bu uğurda BOP Eş Başkanlığı sıfatını gururla taşıyan, Haçlı'nın Müslümanlara yaptığı katliamlarda kâfir askerlere dua edenlerin, "Daha Fazla Demokratik Hak" maskesiyle bölücülüğe soyunan PKK'lılara olmadık tavizler veren AKP'nin, onun Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vicdânıdır! "Kulaklarından tutar kapının önüne koyarım." iltifâtına mazhar kişilere ne siteme, ne de intizâra tenezzül etmem!
Kırk bin kişinin katiline, PKK'lılara, Hizbullah'çılara yapılanlarla, bir devrin öfkesini tek başına göğüsleyen Haluk KIRCI'ya revâ görülenleri kıyasladığımda, midem bulanıyor!
Bir suçlu, kaç kere cezalandırılır? Ömrünün nerdeyse tamamını cezaevinde geçiren biri, cezaevindeyken yeniden nasıl suç işler? İşlediği söylenen suç neyse, Haluk Kırcı cezaevindeyken işlenmişse ancak yazaraktır o da fikir suçu değil mi? Dokuz yıldır; "Fikir suçu olamaz!" iddiasıyla; her türlü bölücülük propogandasına göz yumulan, Diyarbakır'dan çekilen; "Has...tir!"i demokratik söylem sayan, "Meşenin dalları nerenizde kayboldu?" sorusunu, fikir beyânı sayacak kadar demokratlaşan AKP, Halûk Kırcı'nın, böyle zulme tabi tutulmasına neden göz yumar?
Birinci 12 Eylül Kıyameti öncesinin bütün katilleri-anarşistleri, DEVYOL'cuları, DEVSOL'cuları, DDKO'cuları bir kaç yıl sonra infâz yasalarıyla, aflarla serbest bırakılıp içlerinden çoğu dönerek-değişerek-gelişerek Tayyipçi'leşerek gazeteden gazeteye, televizyondan televizyona uçuk dolar-eurolarla tarnsferler yaşarken Haluk Kırcı'ya olan bu öfkenin, kînin adını ve sebebini bir kişi Allah rızası için söyleyemez mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde; yemînlerine ihânet edenler hâriç, geri kalan 530 Millet vekili içinden Haluk Kırcı'ya destek verecek yürekte, Haluk Kırcı'ya uygulanan insanlık dışı bu dayanılmaz ve yıllara sâri işkencelere karşı çıkacak bir babayiğit yok mu?
Hani bu memleketin Ülkücüleri, Devrimcileri? Hani bu memleketin ahde vefâlı eskimiş-eskimemiş-bağımlı-bağımsız- Bahçelici-Türkeşçi Ülkü Devleri?
Haluk'u savunursanız, başınıza bir hal mi gelir? Yoksa Haluk o kadar seneden sonra kafasını dinlemek, çoluk-çocuğuyla hasret gidermek için sessizce evine çekildiği ve vefasızlığınızı hatırlatmamak için sizi ziyârete gelmediği için kendinden ve benden habersiz "hain" mi îlan edildi?
BDP adındaki PKK'nın siyasallaşmışları hâriç; şu anda Meclis'te olan partilerden hangisi Haluk Kırcı'ya destek verirse Allah şahidimdir ki ne yaparlarsa yapsınlar onları savunacağım!
Ömrünün nerdeyse tamamını Devlet-Millet sevdâsıyla, çocuk denecek genç yaşında işlediği, inkâr etmediği, cezasını misliyle ödediği, yazdığı kitaplarla kendinden sonraki gençliğe dolu dolu doğru tavsiyeler ettiği halde Haluk Kırcı'ya revâ görülen bu yalnızlığın adını ve sebebini de birileri söylemek zorunda değil mi?
Daha önce de yazmıştım tekrarlayayım; Birinci 12 Eylül Kıyâmeti öncesinin birileri için Deniz Gezmiş neyse, Mahir Çayan neyse, benzeri ölü veya sağ kişiler neyse; Haluk Kırcı da benim için odur! Yani Haluk Kırcı, hiç kimsenin değilse bile tek başıma benim "KAHRAMANIM"dır!...
Bir kara devrin Canlı Kahramanı'na revâ görülen bu işkenceye kimse sesini çıkarmazsa bile ben baş kaldırıyorum! Böyle adâlet te olmaz! Böyle yasa da olmaz! Böyle çifte standartlı insafsız, zâlim yönetim de olmaz!
Hele böylesine vefâsızlık, hiç bir vicdânda asla, kat'a kabûl edilemez!
Haluk! Kurt Duruşlu Yiğidim; geçmiş olsun! Haluk! Seni doğana, seni ekene, yıllarca kurt sabrıyla yolunu gözleyenlere Mâşaallah-bârekâllah! Bu da geçer, geçmeli! Kefâretin olsun.
Haluk! Sen ne dersin, ne yaparsın bilmem-bilemem ama ben, bir nesil adına senin de, arkadaşlarının da, emsâllerinin de haklarınızı kimseye helâl etmiyorum! Yaptıkların ve sana yapılanlar, bir devrin ya yüz akı, ya da yüz karasıdır vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: