Çarşamba, Şubat 23, 2011

KARDEŞİN KARDEŞE KAMBURLUĞU...

Şu Türk-Kürt kardeşliği söylemini, bir daha irdeleyelim. Bin Yıllık Kardeş'liğin, bin yıllık bir hukuki yaptırım gerektirdiğini de altını çizerek hatırlatalım!
Varlıklarıyla onur duyduğum; arkadaşlarım, dostlarım, Kürt Ülküdaşlarım'a hiç kardeş demedim! Onların da bana kardeş demelerine itiraz ettim hep! Çünkü:
Bir: Kardeşin kardeşe yapabileceği, kardeş Kabil'den bilinir! İki: Kardeş kardeşin kamburudur!
Hayatını istediği gibi yaşamak isteyenler; yabancıdan, yaddan, yabandan arkadaş edinebilirler. Gerçek arkadaşın arkadaşa hatası, yok denecek kadar az olur. Çünkü ahlâken ve töresel ayıptır!
"Kardeş kardeşe benzemez." bilinir ve "Söyle arkadaşını, ne olduğunu söyleyeyim." diye bir el terâzisi vardır!
İnsandaki bütün dertlere, illetlere tıbben ameliyatla müdâhele edilebilir. Meselâ kalbe, mideye, böbreğe, dalağa, göze... El- kol-bacak gibi uzuvlardan biri kopacak olsa protez takılabilir. Kalp, böbrek, dalak, göz nakli v.b. mümkündür ama bir illet vardır ki ona ameliyatla müdâhele edilemez! O illetle doğan, ömür boyu çekmeğe mecbûrdur: Kambur!...
Kardeş te kardeşin kamburudur! İnsan, kendi irâdesi dışında edindiği kardeşini, ömür boyu taşımakla mükelleftir! Kötü kardeşinden vaz geçenin arkadaşlığına güvenilmez! Çünkü kötü kardeşe ihtiyâcı olduğunda destek vermeyenin, arkadaşa desteği inandırıcı olmaz!
Bu yüzden varlıklarıyla onur duyduğum, beraber büyüdüğüm Kürt arkadaşlarıma kardeş demedim ama Kürtlere "Kardeş" demiştim, diyorum!
Osmanlı'nın Hasta Adam'lığında da Kurtuluş Savaşı'nda da 'Kardeş Kabil'liği yapmış olan Kürtleri ötelememeğe, asla emperyalist Haçlı taşeronu bölücülere yem etmemeğe kararlıyım! Ne bir Kürt kardeşimden, ne de bir çakılımdan vaz geçmemeğe -bedeli can bile olsa- kararlıyım! Çünkü ben Türk'üm. Habil'ce kardeşim ve kötü Kabil kardeşimden asla vaz geçemem!...
Demokrasiyi araç kullanan iki zihniyetin, art niyetli emellerine Kürt Kardeşimi yem etmem! Yıllarca, demokrasiyi araç gördüğünü saklamadan iktidara gelen bir zihniyet ile seçim sistemini kullanıp bağımsız girdikleri seçimlerde, terörist tehditleriyle Gâzi Meclis'e gelen bölücü zihniyetin, işbirliğini izliyoruz!
İçeriği bilinmeyen "Demokratik Kürt Açılımı Paketi"nde, Cumhuriyet ve Atatürk'le hesaplaşmak isteyen bu iki zihniyetin, dar alanda paslaşmalarını seyrediyoruz!...
Türkiye'de 36 etnik grup olduğunu ve kendisinin ne olduğunu söyleyemeyen, BOP Eş Başkanı bir Başbakan var! "AKP Grubu'nda bu etnik tasnîfi yapmış mıdır?" diye soran okurlarım var. Hatta; " 'Hüsniyâdis Hortladı' adlı Bülent Arınç'ın Büyük Amcası'nı hikâye eden kitaptabı biliyor mu? Menemen'de Kubilay'ı testere ile kesen Derviş Mehmed'in yine Arınç'ın öz dedesi olduğu bilgilerinden, haberdâr mıdır?" diye sorulara muhatabım. Elçiye zevâl olmaz, iletiyorum!...
Kardeş saydığım, ömür boyu taşımaya mecbûr olduğum ve kamburum olarak kabullendiğim Kabil fıtratlı Kürtlerimizi, Haçlı emperyalizm taşeronu PKK'ya yem etmemeğe kararlılığımı bir daha vurgulayayım!...
Cahilliklerinden, şıhları ve ağaları yüzünden eğitim alamamış Kürt Kardeşlerimin aslâ bu Kabil fıtratlı taşeronlarla birlikte olmadıklarını bilirim. Kürt olmayan ve Kürtçe bilmeyen Bebek Katili Câni'nin, Kürtçe bilmeyen Ayna'nın ve Ermeni, Baasçı Arap teröristlerin asla Kürtlerin insan hakkı gibi bir düşüncelerinin olmadığını bildiğimizi de zavallı kardeşlerimize yüksek sesle söylemeliyim!
Netice olarak; kardeş kardeşin kamburudur ve ele-güne, özellikle Haçlı ve Haçlı Müslümanlar'a karşı kardeşimizi ömür boyu taşımakla mükellefiz. Her ne kadar kardeş desek te bizim bin yıllık komşularımız vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hi,

I have a inquiry for the webmaster/admin here at maslan.blogspot.com.

Can I use part of the information from your post above if I provide a backlink back to this site?

Thanks,
Harry