Cuma, Temmuz 06, 2012

MHP'DE İHSÂS-I REY ZAMÂNI..

Zamanında söylenmeyen söz, fırtınaya karşı üfürmek mesâbesinde bile görülmeyebilir! Bu yüzden atalar; "Vakitsiz öten horozun başı kesilir!" derler... Bu yüzden Yunus Emre, sözün kudretinin farkında olanlar için;
''Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz..'' demiş...
Biliriz ki erken söylenen söze; "Zamanı mıydı şimdi?", söylemekte geç kalınan söze; "Şimdiye kadar neredeydin?" diye itirâz edilir! Sözün zamanı değilse haklı da olabilirler!
Bana göre şimdi tam zamanı. Sözümüzü söyleyip safımızı belli etmek zamanı!
Kısacık bir tefekkürle Türk Dünyası'nın, Türkiye'nin, Türkiye'de de Türk Milliyetçilerinin, Ülkücülerin ve MHP'nin aynı illete düçâr olduğu, teşhîs edilebilir!
Türk Dünyasının nerdeyse tamamına yakınında; evin içinde huzûru tesis etmeden komşularla, hısım akrabalarla birlik hayâl ederiz! Evimizin içinde huzûrla bütünlüğü sağlayamadığımız için de hayâl ettiğimiz Büyük Türk Birliği'ni, geciktirdikçe geciktiriyoruz!
Demek ki önce evden başlamak lâzım! Demek ki Türk Milliyetçileri olarak, Ülkücüler olarak önce partimizden, MHP'den başlamak lâzım işe! İşe başlamak için de zamânının gelmesini, meşrû zemînin oluşmasını beklemek millî akıl gereği idi ve biz de bu bekleme süremizi yüzümüzün akıyla yaşadık el hamd ü lillâh!
Epeydir MHP ve yönetimi hakkında hiçbir şey söylemedim, sustum ama sükûtumun ikrârdan olmadığını, her yeri geldiğinde ısrarla vurguladım. Şimdi, konuşmanın zamanı.
Önce özet bir ülke panoraması: On yıldır, BOP Eş Başkanı olduğunu kendi söyleyen gayrı millî bir kişinin yönetimine muhatap ve mecbûruz. Devlet olarak incitmediğimiz komşu, kırmadığımız soydaşımız devlet kalmadı! Haçlı ile birlikte, Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi dâhilinde Müslüman komşularımıza vurduk! Birine de vurmaya hazırlanıyoruz! Ki Afrika'nın kuzeyi denilen bu coğrafya, 400 yıl bizim sınırlarımız içinde, halkları da tebaamızdı. Yönetim bu yanlışlarını Allah ile Dîn ile süsleyerek sunup mütedeyyin insanlarımızı kandırırken muhalefet yapmakla mükellef partiler de AKP değirmenine su taşıma yarışında gibi görünüyorlar!
Başka partilerin işlerine, hariçten gazel okuyan görüntüsüyle -bazen hatırlatmalar, tenkîtler yapmamıza rağmen- karışmak istemeyiz ama MHP yuvamız! MHP ömrümüzün tamâmını, kurulduğu günden beri uğruna harcadığımız siyâsi teşkilatımız. MHP, biz; biz, MHP'yiz! Ve MHP, Büyük Kogre sürecinde. Beldeler, ilçeler, iller kongrelerinden sonra Büyük Kongre olacak.
Demokrat geçinen kongre kurnazlarına göre delege değiliz diye, oyumuz yok diye kaale alınmayabiliriz ama biz de, tanıyanlar da biliyoruz ki "rey sahîbi"yiz! Kanaatimizi referans kabûl eden, doğrularımıza kabul ederek destek veren Ülküdaşlarımız var hamd'olsun ve ihsâs-ı rey zamanı...
Bütün Ülkücüler gibi ben de İstanbul İl Kongresi'ni çok önemsiyorum. Dikkatle izliyorum. İl Başkanlığına adaylıklarını açıklayanlar olmuştu. Önümüzdeki pazar günü de Azmi KARAMAHMUTOĞLU Başkan, adaylığını açıklayacak. Azmi Başkan, Başbuğumuz'un tedrîsinden icâzetli, Başbuğun atadığı son Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Başbuğsuz yaşadığımız ilk Olağanüstü Kongre'de, "Oğul Bey" dediğim Genel Başkan Vekîli ve ekibinin verdiği; "Salona hakîm ol!" tâlimâtını -bana göre bihakkın- uygulayan ve bu yüzden artniyetlilerce günah keçisi edilen bir Ülkü Neferi... Başbuğ'la en son yakın mesâi yapanlardan, dolayısıyla iç rekâbetlerde nasıl davranılması gerektiğini Başbuğ'dan görmüş ve şimdi hatırlayarak öyle davranacağından şüphem olmayan bir Süvâri Ülkücü...
Bana göre İstanbul delegesinin, İstanbul MHP yönetimini teslîm edebileceği ehîl bir emânetçi. Şahsen İstanbul'da olsaydım Azmi Başkan'la birlikte olur, delege olsaydım oyumu Azmi Başkan'a verirdim vesselâm...
KÖRDEN ADRES SORULABİLİR AMA YOL TÂRİFİ İSTENMEZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: