Cumartesi, Temmuz 14, 2007

BİR OY, BİR DEVLETİ...

"Bir mıh, bir nalı
Bir nal, bir atı
Bir at, bir yiğidi
Bir yiğit, bir orduyu
Bir ordu, bir savaşı
Bir savaş, bir milleti kurtarır." (Türk Halk tekerlemesi)

Kötünün iyisine mecbur bırakıldığımızı; yıllar önce bir genel kurmay başkanımız söylediğinde, itirazlar etmiştik. "Millet, kötünün iyisine mecbur bırakılırken siz ne yaparsınız kardeşim?!" diye feveranlar ettiğimizi zannetmiştik.
Maalesef bu bir tesbitmiş!
Maalesef bu millet olarak anlayamadığımız bir uyarı imiş. Anlamamakta ısrar etmişiz. Bıçak kemiğe dayanmaktan öte, kemiğe de saplanınca canımız fazla yanmış olmalı ki aklımızı başımıza toplayabilmek için panikteyiz!
Köy köy panikteyiz! İlçe ilçe, şehir şehir, bölge bölge panikteyiz! Ülke olarak panikteyiz, millet olarak panikteyiz!
Hiç yüzme bilmediğini bildiğimiz kişilerden, can kurtaran olarak görevlendirilenler görüyoruz. Millet vekilliğine aday gösterilen bu can kurtarıcılığa görevlendirilmişlerden birileriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır. Siyasete neden girdiğini, neler yapmaya hazırlandığını, ekonomik olarak ne programı olduğunu, mutlaka sormuşsunuzdur.
Hangi partiden olursa olsun, listenin kaçıncı sırasında olursa olsun, boyu ve sıkleti ne olursa olsun verdikleri cevap, nerdeyse birbirinin aynı! "Sayın Genel başkanımız...." deyip başlıyorlar değil mi?
Genel başkan sıfatlı, yüzme bilmeyen can kurtaran başılığa soyunmuşları da TV'lerde bazan yakalayanlar oluyor. Aynı sorular, onlara yöneltildiğinde ise; "Ben bir orkestra şefiyim. Orkestradaki bir enstrümanı ancak çalarım. Diğer enstrümanlar hakkında, orkestrada bulunan virtüözlerden bilgi alın." gibi saçma, aciz, inançsız ve komik cevaplar alınıyor.
Veya bir başka yüzme bilmeden can kurtarıcılık başına soyunan; yanına virtüöz saydığı; siyasi fedailerini, adamlarını alarak ekranlarda arz-ı endam ediyor. Sorular benzer, cevaplar birbirinin nerdeyse aynı. Yani bizleri bir daha "Kötünün iyisi"ne mecbur zannediyorlar ve kötünün iyisi diye kendilerini yutturmaya çalışıyorlar!...
Yok kardeşim! Hayır kardeşim!
Artık dediğiniz gibi değil!
Artık sizlere mecburiyetimiz yok. Çaresizlikten çare üretmeye başladık bile. Madem başımız kel ve saçlarımızı yola yola mademki başımızı biz kelleştirdik, çaresi de bizden artık! Siz bildiğiniz merhemlerinizi, kendi kel başınıza süredurun!
Millet olarak artık hepinizi tanıyoruz! Ortada seçim havası, seçim heyecanı yokken; devlet hazinesinden aldığınız trilyonlarca lirayı; kağıt ve naylon bayrak ederek görüntü ve çevre kirliliğine kurban edişinizi ibret, hayret ve öfkeyle seyrediyoruz.
Milletin evinde çay içecek şekeri yokken; sizlerin hazineden aldığınız trilyonları; iplere dizerek görüntülerimizi bozduğunuzu, trilyonları ip edip direkler arasına gerdiğinizi ve ucundan artanla da ip atladığınızı görüyoruz artık!...
Sizler de 22 temmuz'da göreceksiniz gördüğümüzü!
Artık; Bir oy'un, bir bağımsız adayı; bir bağımsız adayın, -sırasıyla- bir köyü, ilçeyi, ili, bölgeyi; bir bölge, Millet Meclisini, Millet meclisi, hükumeti; hükumetin de ülkeyi kurtarabileceğini biliyoruz.
Artık biliyoruz ki; "Ne yapacaksınız?" sorusuna, "Sayın Muhterem Genel Başkanımız, Liderimiz..." diye başlayanlar, milletin adayları değil. Biliyoruz ki, emme basma tulumba misali mecliste genel başkanlarının işaretini bekleyerek, oturumlar dışında kendilerinin ve akrabalarının, arkadaşlarının işlerine vekilliğe, iş takipçiliğine hazırlanıyorlar.
Ve biliyoruz ki; "Bağımsız Türk Millet Vekili Adayları", "Varlığım Türk varlığına armağan olsun, Ne mutlu Türk'üm diyene" diyebilmek ve meclisi, bu inanca yöneltmek için bir oyumuzu beklemektedirler, istemektedirler.
Bir oyumuzun; devletin bekasına vesile olabilecek güçte bir kuvvet olduğunun farkında olarak, "Sayın Genel Başkanlar"ın adaylarına değil, milleti temsile yüreklerini ortaya koyarak soyunan "Bağımsız Türk adaylar"a gitmesi gereğini biliyoruz...
Bir oyumuzla, bize yıllardır hakaretler edenlerden nasıl hesap sorabileceğimizi biliyoruz.
Keser döndü. Sap döndü. Şükürler olsun ki 22 temmuz'da da hesap döndü!...
Oyumun bu kadar güzel olduğunu, ilk defa fark ettim. Sağ olsun hatırlatan "Bağımsız Türk Adaylar"...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN