Cuma, Temmuz 20, 2007

SEÇİMLER HAKKINDA SON KEZ...

Bir gün sonra millet, kendilerini dünyanın merkezi zanneden veya dünyanın merkezleri rollerine soyundurulmuş 5-6 kişinin iki dudağı marifetiyle tesbit edilmiş isimlerin, milletvekilliklerini onaylamak için sandık başına gidecek. Noterlik yapacak tek kelimeyle...
Seçim adıyla millete dayatılan bu zorbalık hakkındaki son yazım bu.
Pazartesinden itibaren; ah'lara, vah'lara, yalakalıklara, şak şakçılıklara şahitlik edeceğiz. "Şunlar şöyle etmeseydi, bunlar böyle etmeseydi farklı olacaktı." gibi keşkeleri dinleyeceğiz.
Pişman olacakların sayısı, epeyce olacak göreceğiz.
Adını büyük senaristin AKP koyduğu Recep Tayyip; noterlikle görevlendirdiğini zannettiği millet tarafından -umarım- gereğinden fazla uyarısını alacaktır. Gemiciğinin, 10.000 dolarcık fiyatlı sudan ucuz saatinin, 600 daireli bakan oğlunun, oğlunun şeyiyle kazandığı sayılamayan servetinin elbette mükafatını alacaktır.
Kendisi ve tesbit ettiği isimleri milletin noterliğine sunan Deniz Baykal'da seçime Cumhuriyet'in girdiğini ama cumhuriyeti temsile partisinin pek fazla yetkili olmadığını, görerek öğrenecek.
Kişinin yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğunu, yalakaları sayesinde hatırlayamayan Devlet Bahçeli'de; elinde imkan varken yapması gerekenleri yapmamasının, sonra sorulduğunda yıllarca ve ısrarla susmasının, konuşmaya başladığında da yanlış danışmanları sayesinde ipçilik oynamasının bedelini görecek elbette. Ülküdaşlarına işkence edenleri, ülküdaşlarının kan davalılarını listeye koyarak dayatmalarının bedelini görecek elbette...
Dağdakileri ovaya davet ederek çam deviren ve o çamı kaldırıncaya kadar akla karayı seçen Mehmet Ağar'da milletle nasıl konuşulacağını öğrenmiş olmanın buruk keyfini yaşayacak.
Erbakan Hoca, kendini görmezden gelenlerin istediği her yerlerine nasıl dikence battığını ispatlamanın keyfini görecek.
Cem Uzan; bu milletle alay etmenin mümkün olmadığını çok net bir şekilde öğrenecek.
Particilik oynayarak kendilerine siyasi liste ikbali sağlamaya çalışan küsurat particiler de artık evlerine çekilmeleri gerektiğini, asla dünyanın merkezi olmadıklarını biraz pahalıya mal olsa da anlayacaklar.
İşbirlikçilere, Karen Fogg çocuklarına, Dolma Kalemler'e, BOP Eş Başkanlarına, siyonizmin bütün gizli kollarına; onların dayatmalarıyla şekilden çıkarılmış, adaletten uzaklaştırılmış seçim sistemine kafa tutarak bağımsız seçimlere giren Muhsin Yazıcıoğlu, yaptığının doğruluğunun keyfini yaşarken, oluşacak yeni mecliste olmasının ne kadar önemli olduğunu fark edecek. Bölücü hainlerin devletimizi, milletimizi tehdit ederek ve zorla aldıkları oylarla girdikleri meclisimizde KURT DURUŞU ile Muhsin yazıcığlu'nu karşılarında gördüklerindeki süklüm püklümlüklerini hissedecek ve millete hissettirecek.
Sistemi savunmak adına, Atatürkçülük adına, ulusalcılık adına, yurtseverlik adına; yanlış seçim sistemine ve genel başkanlar sultasına baş kaldırarak seçime giren bağımsızlar da yaptıkları tarihi doğrularının keyfini sürecek elbette...
Meclisteki bu Türk Bağımsızların, nasıl denge oluşturacaklarını; düşünülen uzaktan kumandalı seneryoları nasıl bozduklarını da, millet olarak biz seyrederek keyifleneceğiz.
Hadi milletim sandığa...
Ve bizi temsil hakkını sadece bizim vereceğimiz Bağımsız Türk adaylarını meclise yollamaya...
Ankara'da da, kişisel hiç bir tanışıklığım olmayan ama izlediğim kadarıyla, okuyup takip ettiğim kadarıyla, radikalist tarifine tek kelimeyle uymayı başarmış bir Türk'e, Hulki Cevizoğlu'na oy vermek için hadi milletim, lütfen sandığa...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN