Cuma, Temmuz 27, 2007

MİLLETÇİLİK...

Milliyetçilik değil, Milletçilik adını koymaya çalıştığım bir düşünce ile dostlarımın huzurlarındayım.
Seçimler bitti.
Kiminin desteklediği kazandı, kimilerin destekledikleri kazanamadı.
Sevinenlerin de, üzülenlerin de belli olması gereken bir sonuca rağmen hala "Dolma Kalemler"ce bir kargaşa isteniyor gibime geliyor.
İki kişiden birinin AKLP'ye oy verdiği bir ülkede; seçim sonuçlarını yorumlamak neden bu kadar zorlaştı?!... Kim, nereye, ne için oy verdiğini ve verdirmeye çalıştığını bilmiyor mu?
Bu millet, bu kadar mı ferasetsiz zannediliyor?
Bir kere daha ve son kez, seçim sonuçlarıyla ilgili sohbet edelim isterim.
Bendenizin; ne AKP'nin kazanmasından, ne CHP'nin kazanamamasından, ne MHP'nin üçüncü partiliğinden şikayetlendiğim falan yok!... Küsurat partilerinin neden siyast mezarlığına atıldıklarını da zannedirim biliyorum ve içlerindeki saygı duyduğum kişileri incitmemek için bu sebebi, çok açık olarak söylemem edebim mani...
Karar, milletindir ve milletin kararına sadece saygılıyım.
Benim seslendiklerim ve tenkid ettiklerim; "Dolma Kalemler"dir, ısrarla Türk Silahlı Kuvvetlerini siyasetin ortasında göstermeye çalışarak milletle ordusu arasına soğukluk sokmaya çalışanlardır, tarafsız durmayı başaramamış Cumhurbaşkanıdır, milliyetçiliği korkulacak bir siyasi duruş olarak göstermeyi başaran milliyetsiz milliyetçilerdir. Yeniden yürüyüş öğrenmeye kalkıp, kendi yürüyüşünü de kaybederek serçe gibi zıplamaya mahkum olanlardır.
Bu memlekette Kürt Milliyetçilerinin yüzdesini, yıllardır bağırır dururum. Siyasilerimizin erk olamadıkları için yıllardır uyguladıkları yanlış, bölücü, ötekileştirici davranışları yüzünden ihanet hareketlerinin prim kazandığı kanaatindeyim.
1973-1974 yıllarında, yine bir seçim atmosferinde; siyasi bir silahlı çatışmadan dolayı cezaevinde idim. Tutuklu bulunduğum ilçe kendisini "Kürdistan" olarak adlandırırdı. Cezaevinde 70'ten fazla hükümlü ve tutuklu idik. Türk olarak üç kişi vardık. Gerisi tamamen Kürt Kardeşlerimizdi. O zamanlar hem Moskova'dan, hem Erivan'dan birer radyo Kürtçe yayınlar yapardı. Kürtçe müzikler çalınırdı. Bizler de hep beraber cezaevi bahçesinde halaylar çekerdik. Müzik aralarındaki söylenenleri, Kürt arkadaşlarıma sorduğumda; Kürtçe olarak bolşevizm-komünizm propogandası yapıldığını söylemişlerdi. Ben de cezaevinden o zaman mecliste tek başına olan Rahmetli Alparslan Türkeş ve TRT yetkililerine birer mektup yazmıştım.
Devlet olarak radyolarımızdan her hangi birinden; her gün hiç değilse sabah ve öğlenden sonra birer saatlik bir Kürtçe yayın yapabilir miyiz diye sormuştum. Müzikleri çaldıktan sonra aralarda da Moskova'dan yayın yapan "Bizim Radyo" gibi biz de sistemimizin, cumhuriyetimizin propogandasını yapabilir miyiz diye sormuştum. Verilen cevap, isteğimin tamamen tersi idi.
O günlerden, bu günlere geldik!...
Yapılması gereken, yapmamız gereken doğruları, -sanki- bize zorla yaptırdılar. Bu zorla yaptırım uygulaması da ; Güneydoğu'da %20'yi zor bulan, etnik milliyetçileri yüreklendirdi, yüreklendiriyor.
Aslında bizlerin, yani duyarlı insanların yeni bir sohbet; yeni bir akım başlatmamız lazım diye düşünmekteyim. Milliyetçilikten ziyade; "MİLLETÇİLİK" kavramını yeniden tarifleyerek, yeniden anlatarak yola çıkmamız lazım diye düşünmekteyim.
Milliyetçilik, bir kavmiyetçilik gerektirmektedir. Bir zilliyet gerektirmektedir."Asli unsurlarıyla yönetilmeyen milletler için izmihlal mukadderdir." tesbitini asla unutmadan, MİLLETÇİLİK tarifini doğru yapabilirsek, milletçilik duruş ve tavrımızla bütün insanımızı kucaklayabilirsek; devletimizi de, milletimizi de gereksiz mücadelelerden uzak tutarız ve başarırız diye düşünmekteyim.
Bu yeniden tarif etmemiz gereken MİLLETÇİLİK kavramı; hem milliyetçiliği, hem ümmetçiliği, hem vatanperverliği, hem de devletperverliği kapsayacak şekilde olmalıdır.
Bunu başarabilir miyiz? Millet olarak kalmayı başararak, devlet olarak "Devlet-i Ebed Müddet" ideolojimizi, hayatta tutabilir miyiz?
Bunu başarabilmek için, neler yapabiliriz diye düşünmek gereğine inanmaktayım.
Duyarlı her Türk Milliyetçisini, duyarlı her Devrimci vatanperveri, duyarlı her Panislamist imanlıyı; bu konuda kafa yormaya, bu konuda birlik-beraberlik tarifine davete davet ediyorum.
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN